Türk Edebiyatı'nın önde gelen isimlerinden olan Türk mizah yazarı Aziz Nesin,
“Türk Toplumunun 60 'ı Aptal Demişti”
Ne kadar da güzel ve yerinde söylemiş üstat…
Bu insanların gözüne para denen nesle bürümüş…
Bir gariban gelse açım dese, o garibanın karnını doyurmayan akıl yoksunu parası olanlarımız var ya…
Memleketin uyanıklarından bir tokat yiyor…
Neye uğradığını bilemiyor…
Az bile dayak yemişsiniz…
Sizlere yaşanmış gerçek bir olayı anlatacağım…
Neden adam olmadığımızın tam kendisi…
Adam Antep’ten çıkmış Aydın’a gelmiş…
Bir künefecide çalışmaya başlamış…
Çalışırken biraz çevre edinmiş…
Tanıdıklarına ben fıstık ticaretine başladım çok iyi para kazanıyorum, paran varsa sen de ortak olabilirsin… Her hafta hissene düşeni veya paranın tamamını veririm demiş…
Bizim tatlı su kurnazları kısa sürede fıstık gibi karlı ticareti görünce bizim Antepliye elinde avucundakini verdiği gibi akrabalarından ve hatta arkadaşlarından aldığı ödünç paraları da vermişler…
Bizim Antepli işi kıvamına getirdikten sonra çalıştığı yerden ayrılmış ve bir otele yerleşmiş…
Para aldığı arkadaşlarının telefonlarına cevap vermemeye başlamış…
Bizim şaşkın ördekler ne yapacaklarını şaşırmışlar ve savcılığa şikâyetçi olmuşlar…
Bizim Antepli, Savcılıktan yapılan aramaya cevap vermiş. ‘Hakkınızda şikâyet var savcılığa kadar gelin ifadenizi alacağız’ denilmiş…
Bizim fıstık tüccarı elini kolunu sallaya sallaya savcılığa varmış ve ifadesini vermiş…
Evet, efendim ben bu şahıslardan para ve mal alarak ticaret yaptım. Zarar ettim, kaçmadım buradayım. Borcum var inkârım yok. Çalışıp kazanıp ödeyeceğim’ diye ifade vermiş…
Fıstık tüccarı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış… Sonrada ‘efendim hayati tehlike altındayım, koruma istiyorum’ demiş… Polis koruması ile de fıstık tüccarı memleketi Antep’e uğurlanmış…
Şimdi de parayı merak ediyorsunuz değil mi?
Fazla bir meblağı değilmiş… 2 milyonun üzerindeymiş…
Verenlerin isimlerini açıklasak şaşarsınız…
Para, gözünü bürüdüğü için…
Fakir fukaraya yardım etmez…
Yerel gazetelere reklam vermez ve 25 kuruşa bir yerel gazete alıp okumazlar…
* * * * * *
31 Mart seçimlerinden bu yana geçen sürenin hesabını veremeyen belediye başkanlarımız var…
Ne yaptıklarını anlatıyorlar, ne de yapacaklarını…
Sadece ve sadece fakirlik edebiyatı yapıyorlar…
Para yok…
Personel parasını zor ödüyoruz ve bazen de gecikmeli ödüyoruz diye yakınıyorlar…
Seçildikleri günden bugüne yaptıkları her açıklamayı haber haline getiren, gazetelerinde ve sitelerinde yayınlayan gazetelere dini ve milli bayramlarda 50 liralık bayram kutlama ilanı vererek hem seçmenlerinin gönlünü almaya hem de yerel basını desteklemeye
Sayın başkanlarımız…
Oturduğunuz makamlar ve koltuklar dert yanma, ağlama ve sızlanma koltuğu değil…
İş yapma ve beldenizi yaşanabilir bir şehir haline getirmek için oluşturulmuş yerlerdir…
Seçildiğiniz günden bugüne beldenize bir şeyler yaptıysanız seçmenlerinize anlatın…
Harcadığınız paraların da hesabını halkınıza verin…
Neden korkuyorsunuz!...
Çalışan ve doğru iş yapanı ne halk eleştirir ne de gazeteciler…
Bu konuta yerel basına sahip çıkan belediye başkanı ve diğer seçilmişlerimize gazeteci meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum…