Kahvenin hatırı nereden geliyor?
İstanbul’un yemiş iskelesinde kahve yapan ve satan Üsküdarlı bilge bir zat varmış. Her telden insan kahvecinin sohbetini dinlemeye, iki çift nasihatini almaya, derdini paylaşmaya gelirmiş. Günlerden bir gün bu kahvehaneye bir yeniçeri gelmiş. Kahveciye herkese kendinden kahve ikram etmesini fakat içeride yalnız başına oturan Rum gemi kaptanına vermemesini söylemiş.
Kahveci de herkese yeniçerinin kahvesini ikram ettikten sonra 2 kahve yapıp Rum kaptanın yanına oturmuş.
Yeniçeri hiddetle “Ona vermeyeceksin demedim mi?” demiş.
Kahveci de “bu senin değil benim ikramım” diyerek cevap vermiş.
Rum kaptana dönen kahveci, kaptanla hem sohbet etmiş hem de kahve içmiş.
Aradan 40 yıl kadar geçmiş. Sisam Adası’nda büyükçe bir isyan çıkmış. Rumlar isyan etmiş. Bizim kahvehaneci de bir şekilde Rumların eline geçmiş. O zamanlarda Rumlar eline geçirdikleri esirleri pazarda satıyorlarmış. Kahveciyi de yaşlı bir adam satın almış ve ıssız bir yere götürmüş. Adamın kendini öldüreceğini sanan kahveci korkuyla yaşlı adama bakarken adam ona kendisinin 40 yıl önce bir kahve ikram ettiğini ve o kahvenin hatırını unutmadığını söyleyerek kahveciyi serbest bırakmış.
İşte anlatılana göre bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır sözü buradan gelmektedir.
Son günlerde gerek sosyal medya üzerinden gerekse ‘güya’ internet gazetesi üzerinden başta belediye başkanlarına, parti başkanlarına, oda başkanlarına ve atanmışlara acımasızca, pervasızca eleştiriler, hakaretler, hatta ve hatta küfürler bile gırla gidiyor…
Kim bunlar!...
Dün benim arkamda Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem ablamız var…
O, varoldukça benim sırtım yere gelmez…
O olmasaydı mahvolmuştum, evimdeki eşyalarım bile icra yoluyla alınacaktı…
Çok şükür o dertlerden kurtuldum, aile yuvam yıkılmadı, araba bile aldım diyen gazeteci kılıklılar…
Cebiniz üç kuruş para gördü de sağa sola mı saldırmayı başladınız…
Önce basın meslek ilkeleri doğrultusunda gazetecilik yapın…
Sonra emeğinizin karşılığını isteyin…
47 yıldır Aydın bölgesindeki tüm siyasetçileri söylerim…
Bu tür insanlara prim vermeyin…
Bir makam mevki için satılık gazeteciler türetmeyin…
Bunlar sizin paranızla yemek yer…
Karnı doyduktan sonra da kaşığı ile gözünüzü oymaya kalkar diye…
Ne yazık ki sakalımız olmadığı için sözümüz pek dinlenmedi…
Şimdi!...
Kendini gazeteci sanan bu kardeşlerimiz…
Ona buna saldırıyorlar…
Aydın ilinin gelişmesi için haber yapan gazeteci azınlıkta…
Aydın ilimizde 3’ü şube konumunda 7 tane gazeteciler cemiyeti var…
Hiç birinden gık çıkmıyor…
Arkadaşlar siz ne yapıyorsunuz, meslek kurallarının dışına çıkıyorsunuz diyen yok…
Onlar sadece süs biberi gibi protokollerde yerini alıp caka satıyorlar…
Aydın ilinde gazetecilik mesleği yara almış güven kaybetmiş onların umurunda değil…
Çünkü onlar tören adamı…
Hele hele bir şube başkanı yaptığı canlı yayınlarda Aydın Gazeteciler Cemiyetinin ismini kullanarak yayın yapıyor…
Çünkü Cemiyetin adını kullanmasa kendini tanıyan, bilen ve reklam veren olmayacak…
Aydın ilinin tanıtımıyla ilgili bir haber yapmayı düşünen yok…
Nemalanamadığı veya avantasını kesen belediye başkanına saldırı…
Beyler siyasetçisinden, basın mensubuna kadar herkes aklını başını toplasın…
Aydın ili kötü haberleriyle değil…
Ekonomisi gelişen, refah seviyesi yükselen haberleriyle de anılsın…
Bunu Aydın basını, seçilmişleri ve işadamlarıyla birlikte başaracağız…
Siyasetçilerimizin kulağına küpe olsun
Tilkiyi candan eden parlak postudur,
İnsanı candan eden kahbe dostudur…
* * * * *
Okşayan elin kıymetini bilmeyenler,
Tekmeleyen ayağı öperler…
Douglas Adams