Yenilmiş olmak kötü bir durum kabul ediyorum ancak daha kötü olan, yenilgiyi hazmedememek veya kazanan tarafa çamur atmaktır. Hayatımızın her anında ciddi bir yarış vardır. Uygarlık, bu rekabetin taraflarının, yani kazanan ve yenilenin birlikte yaşayabilmeleri demektir. Buna farklı düşünüp , beraberce çözmekte dahildir. Bu şekilde kaybeden taraf yok olmaz. Bu anlayış kapsamında  yarıştan ortak fayda ortaya çıkar ve bundan tüm toplum yararlanır. Konuya daha yakından bakalım; Bir futbol maçında iki takım yer almaktadır ve sahada bu sporu  22 oyuncu oynar. Tribünlerde ve televizyonları karşısında yerini almış olan biz Taraftarların bu oyundaki katkısı ise destek ve taraf seçmektedir. Biz bu durumda ne golü atarız , ne de bir gol yeriz. Ancak işin sonunda "Biz iyi oynadık" diye maç ertesinde yapılan değerlendirmelerdeki "Biz", sadece duygusal bir tanımlamadan fazlası değildir.  Oyunculardan başka kimse oynamamıştır ve maç 90.Dk sonunda sona ermiştir. "BİZ" ömür boyu o renklere veya düşünceye bağlı iken temsili oyun içinde görev alan oyuncular bir sonraki dönemlerde farklı renkler veya farklı simgeler ile mücadele edeceklerdir..Demokratik rekabet ve değişim, siyasetin ve dolayısıyla toplumun istikrarını, gelişmesini ve mutluluğunu sağlamaktadır. Unutmamak gerekir ki , demokrasilerde hiçbir anlayışın "değişmeyen düşüncenin" iktidarda kalması mümkün değildir. Dün bu anlayış "Y- Kuşağı" idi bugün ise "Z-Kuşağı" olarak değişimin elçisi görevinde. Belli ki Kuşaklarda dahi değişim var iken yeni yöntemler ile yeni maçlara hazırlanmak gerekir.