Kızılay, kuruluş amaçları ve buna uygun görev ve yetkileri Tüzüğünde belliyken, afetlerde asli görevlerinden olan barınma ihtiyacının karşılanmasını satış sözleşmesiyle gerçekleştirirse, o sözleşmenin geçerliliğinden bahsetmek mümkün olabilir mi? Evet, aynen öyle. İştiraki çadır üreterek ve afet dışında satış yaparak elde ettiği geliri Kızılay'a aktaran bir şirket. Ancak bu Kızılay'ın iştirakinin elindeki 2050 çadırı alıp bölgedeki barınma ihtiyacını karşılamasına engel olabilir mi? Ahbap'tan alınan 46 milyon şirkete, verildi. Şirket de Kızılay'a aktardı. Peki, Kızılay, afet halinde barınma ihtiyacının hemen karşılanması görevini sağlamış mı oldu?
Tarihten:
1-Egemenin işine gelmeyen haber engellenir; engellemiyorsa değiştirilir.
2-Haber, egemenin yararına değilse haberci ve haber kaynağı yok edilir.
3-İstenmeyen haberin yapılması ve yayılması önlenemiyorsa, haber ortamı bulandırılır ve tüm haberler inanılmaz hale getirilir
Unutmamak lazım ki; Bir ilişkide birisi suçlanıyorsa, muhtemelen diğeri sorumluluğunun sorgulanmasını istemiyor demektir.
1. ve 2. Dünya Savaşları arasında Almanya'nın yükselişini inceleyin: Tahsilsiz, maceracı bir adam (A. Hitler) bile bu işin sanayileşme ve ileri teknoloji olmadan mümkün olamayacağını anlamış. Bizim coğrafyada hala inşaatla ve ideolojik eğitimle günü kurtarmaya çalışanlar anlamamış olduğunu düşünüyorum. Arışla veya barışta elde edemeyip onu savaşla alacağını sananlar, savaştan sonra elde tutamayacağını hiç düşünmemişlerdir. Geçmişini yeniden yazmak istiyorsan, kendini ve başkalarını aldatmaya niyetlenmişsin demektir.
Birisi sormuş: "Bizim ülkeden başka nerede yer kazanmak için kolon kesiliyor acaba?" Yerinde soru: Birinin bacağını kesip çift ayakkabı parası vermeden ayakta durmasını beklemek kadar gerçekçi olan kaç toplum var ki?
Elbette Mizah, daralmış ruhların şakalaşarak rahatlamasıdır.
Mizahtan rahatsız olanların suçluluk duygusu çok yüksektir. Onu bastıramadıkları için mizahı yasaklamaya çalışırlar. Ruhlar daha da daralır.
Nesini söyleyeyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse bilmiyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim…
Sanki bugünlerimize yazılmış...
Depremde illere göre yıkılan bina sayısı
Adana: 18 bina (304 daire)
Adıyaman: 2349 bina (9844 daire)
Diyarbakır: 175 bina (653 daire)
Gaziantep: 3364 bina (5343 daire)
Hatay: 5696 bina (23090 daire)
Kahramanmaraş: 3752 bina (15940 daire)
Malatya: 2285 bina (8137 daire)
Bakanlığın hazırladığı rapordan alınan haberde, Elazığ ve Osmaniye ile ilgili bilgi yok.
Toplamda 90 bin 609 acil yıkılacak, ağır hasarlı ve yıkık bina belirlendi. Bu binalarda 269 bin 51 konut var. Tespitler henüz tamamlanmadı.
Sorgulamak ve düşünmek öğrenilen yetilerdir; düşünmemek ve sorgulamamak da... Düşünmemeyi, sorgulamamayı öğrenenlerin sıkı bir sorgulamadan inanma eğitiminden geçmiş olmaları şaşırtıcı değildir. Bu eğitim, okul öncesinden başlayan yaygın, örgütlü gayrı resmi bir eğitimdir. Bir ülke, katma değer üretecek nitelikli iş gücünü hazırlamaz ve örgütlenmezse, taşından, toprağından gelir elde etmeye çalışır. Taş ve toprakta (inşaat ve arazi) fiyatlar, gelirden daha fazla artınca kriz doğar. Bu da tüm ekonomiyi boğar. Sanayi ve teknoloji üretimi imkânsızlaşır. Çok şeyin çürük olduğu bir yerde genel bir çürümüşlük vardır.