Sebebi ne olursa olsun hastanede doktor öldürmek, ASM de hemşire öldürmek POLİTİKTİR. İlk sağlık şehidimiz Dr. Ersin Arslan öldürüldükten sonra hiçbir şey yapılmamış olması, sağlıkta şiddeti münferit olaylar olarak değerlendirmek demektir.
Hayır POLİTİKTİR!
Ağaç görmüş, yakmışlar
Kanat görmüş, kırmışlar
Şimdi de düşmüşler insan izine
Nerede insan, nerede ışık, vurmuşlar."
demiş Hasan Hüseyin Korkmazgil
Emek ucuz, ekmek pahalıysa, düzeltilmesi zor çarpık bir düzen vardır. Çalışarak değil çalarak geçinmeyi seçenler ya kendilerinden daha mahir ve etkili bir hırsızın emrine girerler ya da soyacakları yerde hizmete talip olurlar. Fakirlik kötü. Duyuyoruz ki parayla plastik hammaddesi alamadıkları için Avrupa'nın çöpünü ithal edip ayıklayan; Batı'ya gitmesin diye para karşılığında ülkesine mülteci dolduran devletler varmış. O devletler, çocuklarına "Sınır namustur" diye öğretiyorlarmış. Şükür bizden uzaklar
"Coğrafya kaderdir" sözünün en büyük kaçış söylemlerinden olduğunu düşünüyorum. Japonya'da ne petrol ne demir var ama 20.yy’lın başından beri bir sanayi devi, üstelik yanı başında bir nükleer kabadayı (K. Kore). İsviçre dağlık, hammaddesiz zengin bir ülke; insan ve hizmet kalitesiyle
Uygulanan politikalara karşı çıkmayı gelecek seçime erteleyen herhangi bir parti ve seçmen kitlesi, siyasetin öznesi değil, nesnesidir.
Tatsız tarihi gerçeklerden çok, heyecan verici mitolojileri önemseyen toplumlar, tarihlerini hiçbir zaman öğrenemezler. Tarihlerini doğru dürüst bilmeyen toplumlar, geleceklerini ne üzerine inşa edecekleri konusunda kararsızdır.
"Adalenin hafızası" diye bir kavram var; artık adale doğru/gerekli tepkiyi verene kadar onu çalıştırmak anlamına geliyor. Sürekli otoriter yönetimler üretmek, yasayı değil, idarenin tercihini uygulamak; teşvik ve destekten çok cezalandırma ve yasaklama, Osmanlı'dan beri böyle...
Uzun süreli bir anlaşmazlık/çatışma ortamında zaman perspektifi silikleşir. Taraflar, farklı başlangıçlar geliştirir. Her biri, anlaşmazlığın tarihini kendi acısı, kaybı ile başkadır. Ötekine verdiği acı veya kaybın kaydını tutmaz. Bu durumda, her iki taraf da mağdurdur!
İnsanoğlu/kızı, eksikliklerini gidermek için bir başkasına (ötekine) ihtiyaç duyar. Gruplar da güçsüzlüklerini, toplumsal hareketler, örgütler (ör. Partiler) ve ideolojik akımlara katılarak gidermeye çalışırlar. Bunu yaptıkları oranda öz iradelerini rehin verirler. Bunu yaptıkları oranda öz iradelerini rehin verirler. Tatmin ve düş kırıklığı arasında gider, gelirler. Hayatın salınımı bu doğrultudadır.
Kahramanlar, tarihin rehineleridir. Öyküleri hiçbir zaman olduğu gibi anlatılmaz.