Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

Bir Eşek Hikayesi

Rahmetli Doğan hocadan. Selim Dedenin beş oğlu ve bir de eşeği vardır. Selim dede bu eşeği on yıl kullanmıştır. On yılın sonunda yaşlanan eşeğin gözlerine perde inmiş ve göremez olmuştur. Büyük oğlu Selim dedeye gelir; Baba eşek görmüyor, bunu dağa götürüp bırakalım. Selim dede; – Biraz bekleyelim bakalım. Aradan beş gün geçer, büyük oğlan tekrar; – Baba eşek görmüyor, kör olmuş. Dağa götürüp bırakalım. Selim dede; – Bir gün daha bekleyin, yarın cevabımı veririm. Ertesi sabah Selim dede beş oğlunu da toplar; – Damdan eşeği getirin bakalım der. Görmediği için etrafa çarpa çarpa eşeği getirirler. Selim dede eşeğin başına varır, boynundan okşar ve evlatlarına dönerek; – Bu eşek bizim on yıl kahrımızı çekti. Sizin kıçınızın kıynaklarında bu eşeğin hakkı var. Artık iş göremez oldu, şimdi bize düşen görev bu eşeği emekli edip, yaşadığı sürece şimdi biz ona bakacağız. Büyük oğlan; Baba eşek görmüyor. Selim dede öfkeyle cevap verir: – Yarın iş yapamaz duruma düştüğümde beni de götürüp ormana bırakacaksınız? Bu olayların yaşandığı sırada ailenin en küçük oğlu Polat daha beş yaşındadır ama olaylar beynine nakış nakış işlenmiştir. Eşek iki yıl daha yaşar. Selim dede o iki yıl süresince eşeğe yedirir içirir, tımarını yapar, okşar ve onunla konuşur. – Ey eşek, benim sırtımdan geçen çuvalların hepsi senin sırtından da geçti, hakkını helal et. İki yılsonunda eşek ölür, sırıklara bağlarlar, derenin kenarına götürüp, bir çukur kazarlar ve oraya gömerler. Yıllar yılları kovalar, ailenin en küçük oğlu Polat okur ve hakim olur. Hakim olduğunda ilk işi doğruca eşeğin gömüldüğü dere kenarına gitmek olur. Oraya varır ve kendi kendine şu sözü verir: – Benim babam adil bir kişi idi; ben de hakimliğim süresince babamın izinden yürüyeceğim ve kararlarımda daima hakkaniyeti gözeteceğim. Polat’ın Poyraz adında oğlu olur; büyür okula başlar ve bir gün matematikten sınav olurlar: Eve geldiğinde babasına anlatır; – Baba bu gün matematikten sınav olduk. Güzel yaptım. Öğretmen 15 soru sordu, 14’ünü yaptım. 15.’yi de yapardım ama gözüm yanımdaki Seda’nın kâğıdına kaydı, hakkım olmayan şeye sahip olmak istemedim. Ne demiş atalarımız; “Armut dibine düşer”. Anneler babalar evde çocuklarınıza güzel örnek olun. Siz onlara ne verirseniz, onlar da sizden aldıklarını yansıtacaklardır.
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2022 - Pazar

Bir Eşek Hikayesi

Rahmetli Doğan hocadan. Selim Dedenin beş oğlu ve bir de eşeği vardır. Selim dede bu eşeği on yıl kullanmıştır. On yılın sonunda yaşlanan eşeğin gözlerine perde inmiş ve göremez olmuştur. Büyük oğlu Selim dedeye gelir;

Baba eşek görmüyor, bunu dağa götürüp bırakalım.

Selim dede;

– Biraz bekleyelim bakalım.

Aradan beş gün geçer, büyük oğlan tekrar;

– Baba eşek görmüyor, kör olmuş. Dağa götürüp bırakalım.

Selim dede;

– Bir gün daha bekleyin, yarın cevabımı veririm.

Ertesi sabah Selim dede beş oğlunu da toplar;

– Damdan eşeği getirin bakalım der.

Görmediği için etrafa çarpa çarpa eşeği getirirler. Selim dede eşeğin başına varır, boynundan okşar ve evlatlarına dönerek;

– Bu eşek bizim on yıl kahrımızı çekti. Sizin kıçınızın kıynaklarında bu eşeğin hakkı var. Artık iş göremez oldu, şimdi bize düşen görev bu eşeği emekli edip, yaşadığı sürece şimdi biz ona bakacağız.

Büyük oğlan;

Baba eşek görmüyor.

Selim dede öfkeyle cevap verir:

– Yarın iş yapamaz duruma düştüğümde beni de götürüp ormana bırakacaksınız?

Bu olayların yaşandığı sırada ailenin en küçük oğlu Polat daha beş yaşındadır ama olaylar beynine nakış nakış işlenmiştir.

Eşek iki yıl daha yaşar. Selim dede o iki yıl süresince eşeğe yedirir içirir, tımarını yapar, okşar ve onunla konuşur.

– Ey eşek, benim sırtımdan geçen çuvalların hepsi senin sırtından da geçti, hakkını helal et.

İki yılsonunda eşek ölür, sırıklara bağlarlar, derenin kenarına götürüp, bir çukur kazarlar ve oraya gömerler.

Yıllar yılları kovalar, ailenin en küçük oğlu Polat okur ve hakim olur. Hakim olduğunda ilk işi doğruca eşeğin gömüldüğü dere kenarına gitmek olur. Oraya varır ve kendi kendine şu sözü verir:

– Benim babam adil bir kişi idi; ben de hakimliğim süresince babamın izinden yürüyeceğim ve kararlarımda daima hakkaniyeti gözeteceğim.

Polat’ın Poyraz adında oğlu olur; büyür okula başlar ve bir gün matematikten sınav olurlar: Eve geldiğinde babasına anlatır;

– Baba bu gün matematikten sınav olduk. Güzel yaptım. Öğretmen 15 soru sordu, 14’ünü yaptım. 15.’yi de yapardım ama gözüm yanımdaki Seda’nın kâğıdına kaydı, hakkım olmayan şeye sahip olmak istemedim.

Ne demiş atalarımız; “Armut dibine düşer”. Anneler babalar evde çocuklarınıza güzel örnek olun. Siz onlara ne verirseniz, onlar da sizden aldıklarını yansıtacaklardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.