Bazı insanlar vardır, şan-şöhret, koltuk uğruna itibarlarını iki paralık yapar, ‘Bukalemun' gibi şekilden, şekle girerler.
Politikacılar vardır; Makam olsun da, ha o parti, ha bu parti, hiç fark etmez… 'Zat'ın yeter ki bir konumu olsun, koltukta otursun...
Hatta kendi çıkarları için başkalarına çamur bile atmak mubahtır.
Aşağıda ki yazı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, aklını ve mantığını ne derece güzel kullandığının, 'Önder' olabildiğinin örneğidir.
* * * * *
Cumhuriyet yeni kurulmuştur. Atatürk, yanında Amasya valisi ile birlikte şehir de dolaşmaktadır. Bir ara saçı-sakalı birbirine karışmış, Adem Baba’ görünümlü yaşlı birini görür ve valiye adamın kim olduğunu sorar. Vali;
- “Efendim kendisi bu civarda hatırı sayılan bir 'Şıh'tır” der.
Atatürk, Şıh'ı çağırır ve:
- “Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda uzunluğunda değildir. Rica etsem de, sakalını en azından Peygamber Efendimizin sakalı kadar kısaltsan nasıl olur acaba?’ (eliyle de, 'boyun hizasını' gösterir.) Şıh;
- “Emriniz olur Paşam” der.
Gel zaman, git zaman aradan bir süre geçmiştir. Atatürk, Amasya'daki Şıh'ı hatırlar ve valiyi telefonla aratır ve Şıh’ı sorar. Vali, Şıh'ın sakalını kısaltmadığını söyler.
Atatürk, telefon konuşması ardından kâğıt-kalem alır, bir şeyler yazar ve yazının Amasya valiliğine tebliğ edilmesini ister.
Şıh, valinin emri ile Atatürk'ü görmek için Amasya'dan alel acele yola çıkar.
Sakalı tamamen kesilmiş, 'sinekkaydı' tıraş olunmuş, saçlar alabildiğine kısaltılmıştır…
Kılık-kıyafet baştan sona değişmiş. Şıh bam-başka bir görünüme bürünmüştür.
Şıh ertesi gün Paşanın huzuruna çıkar.
Atatürk'ün yanındaki arkadaşlarından birisi kulağına eğilir;
- ’’Aman Paşam! Bu adam, sakalını kestirmek şöyle dursun, el dahi sürdürmezdi. Ne ettiniz de kökünden kestirmesini sağladınız?’’ Atatürk;
- “Kendisini Afyon Valisi tayin ettim” der.
Bu görüşmeden bir gün sonra Atatürk, yeni bir yazı hazırlar ve Şıh'a verilmesini ister.
Atatürk yazısında:
“İnanç ölçüsünün sakalda olmadığını anladığınıza sevindim.
Valilik meselesine gelince; bugün, ‘koltuk’ uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçen, yarın daha başka şeyler için, ‘vatan ve milletinden’ de vazgeçebilir.
Sizi böylesine zor bir durumda bırakmak istemediğim için, Sizi valilik görevinden azlediyorum!..”