Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Muratcan Işıldak
Köşe Yazarı
Muratcan Işıldak
 

Yüküm dünyaya yakın!

Baskıcı, zalim, bağnaz iktidarlardan daha iyi bir hayat beklentisiyle kaçmak anlaşılır bir şey. Ancak bu tür yönetim anlayışlarının kurmak ve desteklemek eğiliminde olanları anlamakta zordur... Bir de sığındıkları ülkelerde kaçılan olumsuz koşulları talep edenler var ki onları anlamak imkânsız. Bir davaya ölümüne (ölmek-öldürmek derecesinde) bağlı kişinin hangi milletin milliyetçisi, hangi dinin mensubu olduğu önemli değildir. Onu bu uç noktaya getiren fanatizm önemlidir. “Stratejik derinlik”, neredeyse mistik bir kavram olarak karşılandı ve önemsendi. Sonunda güney hududumuzdan komşu ülkelere kaç km. girdik sorusuna indirgendi ve büyüsü bozuldu. Bu fanatik ruh halini üreten, onu kişiliğinden uzaklaştırıp sürüye bağlayan şartlar incelenmelidir. Bir toplum çeşitli ümmetlerden oluşur. Toplumun bütününe ÜMMET gözüyle bakılırsa ondan bir MİLLET oluşturmak olanaksızdır. Hiç kimsenin çizgisini silmeniz gerekmiyor. Kendi çizginizi daha uzun çizin. Hem başarınız daha belirgin olur, hem örnek olursunuz. Toplum da gerilim ve kavgalardan azade olur. Bir toplumda siyasal ve kültürel sürekliliği sağlayan elitlerdir. Bu rolü oynayacak elit oluşturamayan veya jönünü çökerten/ göçerten toplumlar, vasata, yerelliğe ve ayrışmaya mahkûmdur. Ortak değer ve idealler (ahlak ve birlik ruhu) üretemez. Diktatörlüklerin bir nedeni de budur. Ümmetin başı geleneksel, otoritesi sorgulanmayan bir kişidir. Gücün vicdanı yoktur. Bu nedenle hukuka ihtiyaç vardır. Hukuk da güç tarafından rehin alınırsa, onu durduracak hiçbir sınır yoktur. Kendini yok edene kadar durmaz. Milletin başı ortak iradeyle, gönüllü seçilmiş, eylemleri/kararları sorgulanan bir kişidir. Bir grubun, diğerlerine üstünlüğü iddiasına eşlik eden iki temel ideoloji vardır: Dinsel ayırımcılık ve ırksal nefret. Oysa kimsenin dini ve ırkı diğerinden üstün değildir. Bu, var olduğuna inanılan ilahi ahenge aykırıdır. Bir kişi, akım, inanç ve ideolojiye BÜTÜNÜYLE TESLİM olmanın nedenlerini ve maliyetini düşündünüz mü? Başlayalım, siz devam edin: 1. Sürüklenme, köksüzlük, bir şeye ait olmama duygusu. 2. Derin bir güvensizlik. 3. Güçsüzlüğüne çare arama. 4.  Hazır bir anlam dünyası bulma kapsamında var olacaktır. “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; paranın yenmeyen bir şey olduğunu” hep birlikte anlayacağız. Ama artık çok geç olacak! (Bir deney yapmak istiyorsanız koyun parayı köpeğin önüne, ne demek istediğimi anlayacaksınız...) Hayat “LEGO” gibidir. Nasıl kurarsanız öyle şekillenir. Değiştirmek istiyorsanız yeni bir Lego takımına ihtiyaç yoktur. Parçaları farklı birleştirin….. Her şey çok güzel oldu!
Ekleme Tarihi: 11 Şubat 2020 - Salı

Yüküm dünyaya yakın!

Baskıcı, zalim, bağnaz iktidarlardan daha iyi bir hayat beklentisiyle kaçmak anlaşılır bir şey. Ancak bu tür yönetim anlayışlarının kurmak ve desteklemek eğiliminde olanları anlamakta zordur... Bir de sığındıkları ülkelerde kaçılan olumsuz koşulları talep edenler var ki onları anlamak imkânsız. Bir davaya ölümüne (ölmek-öldürmek derecesinde) bağlı kişinin hangi milletin milliyetçisi, hangi dinin mensubu olduğu önemli değildir. Onu bu uç noktaya getiren fanatizm önemlidir. “Stratejik derinlik”, neredeyse mistik bir kavram olarak karşılandı ve önemsendi. Sonunda güney hududumuzdan komşu ülkelere kaç km. girdik sorusuna indirgendi ve büyüsü bozuldu.

Bu fanatik ruh halini üreten, onu kişiliğinden uzaklaştırıp sürüye bağlayan şartlar incelenmelidir. Bir toplum çeşitli ümmetlerden oluşur. Toplumun bütününe ÜMMET gözüyle bakılırsa ondan bir MİLLET oluşturmak olanaksızdır. Hiç kimsenin çizgisini silmeniz gerekmiyor. Kendi çizginizi daha uzun çizin. Hem başarınız daha belirgin olur, hem örnek olursunuz. Toplum da gerilim ve kavgalardan azade olur. Bir toplumda siyasal ve kültürel sürekliliği sağlayan elitlerdir. Bu rolü oynayacak elit oluşturamayan veya jönünü çökerten/ göçerten toplumlar, vasata, yerelliğe ve ayrışmaya mahkûmdur.

Ortak değer ve idealler (ahlak ve birlik ruhu) üretemez. Diktatörlüklerin bir nedeni de budur. Ümmetin başı geleneksel, otoritesi sorgulanmayan bir kişidir. Gücün vicdanı yoktur. Bu nedenle hukuka ihtiyaç vardır. Hukuk da güç tarafından rehin alınırsa, onu durduracak hiçbir sınır yoktur. Kendini yok edene kadar durmaz. Milletin başı ortak iradeyle, gönüllü seçilmiş, eylemleri/kararları sorgulanan bir kişidir. Bir grubun, diğerlerine üstünlüğü iddiasına eşlik eden iki temel ideoloji vardır: Dinsel ayırımcılık ve ırksal nefret. Oysa kimsenin dini ve ırkı diğerinden üstün değildir. Bu, var olduğuna inanılan ilahi ahenge aykırıdır. Bir kişi, akım, inanç ve ideolojiye BÜTÜNÜYLE TESLİM olmanın nedenlerini ve maliyetini düşündünüz mü?

Başlayalım, siz devam edin:

1. Sürüklenme, köksüzlük, bir şeye ait olmama duygusu.

2. Derin bir güvensizlik.

3. Güçsüzlüğüne çare arama.

4.  Hazır bir anlam dünyası bulma kapsamında var olacaktır.

“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; paranın yenmeyen bir şey olduğunu” hep birlikte anlayacağız. Ama artık çok geç olacak! (Bir deney yapmak istiyorsanız koyun parayı köpeğin önüne, ne demek istediğimi anlayacaksınız...)

Hayat “LEGO” gibidir. Nasıl kurarsanız öyle şekillenir. Değiştirmek istiyorsanız yeni bir Lego takımına ihtiyaç yoktur. Parçaları farklı birleştirin….. Her şey çok güzel oldu!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.