14.Mayıs 1950 yılından bu yana bakıldığında aynı iktidarın görevde olduğunu görüyoruz. Görüntü olarak parti bayrakları, sloganları, manifestoları, rozet tipleri ve isimleri değişmiş olabilir ancak iktidar hiç değişmedi. Geçmiş siyasilerimize baktığımızda hepsi aslında bir bütünün parçaları olduğunu göreceksiniz. Demirel'in Menderes'in genel müdürü Projedeki başarısı üzerine henüz 30 yaşındayken, 1954’te Devlet Su İşleri Barajlar Dairesi Başkanlığı'na ve ardından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Menderes’in onun için, "Bu çocuğa dikkat edin. Geleceğin başbakanıdır" dediği söylenir. Demirel ise pek çok kez, "Rahmetli Menderes'i asmasaydılar ben siyasete girmezdim" demiştir. Turgut Özal ise Demirel'in müsteşarıdır. Tansu Çiller’in, Demirel’in, Mesut Yılmaz'ın Özal'ın bakanları... İncelediğimizde hep referanslar birbirini desteklemekte...
İşin can alıcı noktası ise hepsinin ABD üzerinden bir sözü olmasıdır...
Tüm bunlar birbirinden pek bağımsız durmamaktadır...
Anlaşılan 1950 yılından bu yana iktidar görevi gören parti aynıdır...
Partiler gidiyor, rozetler değişiyor, bayrakların renklerinde hafif oynamalar oluyor, ancak mantık, düşünce ve tıynet aynı kalmaktadır...
Bunlara ek olarak bir de siyasetin finansmanı var, oğullar, yeğenler, şirketler, ticaret aynı... yani kısacası arka planda kalan yağma ve talan anlayışı... Siyasal nitelikte para tanımı karar alma yetkisinde olan iktidarların aldığı kararlarla “kamu gücünü paraya dönüştürme” etkisini ifade etmektedir. Burada kritik nokta yeniden seçilebilmeyi güvence altına alacak kadar kaynak aktarımını sağlamaktır.
Bu çerçeveden baktığımıza eski siyasetin eski yüzleri ile randevüleşirken bir kez daha düşünün derim...