Sadece aileler çocukların eğitiminden sorumlu iken, toplum ortaya çıkınca, bu sorumluluğu onlarda paylaşmaya başlamışlardır. Her toplum, bireylerin bazı kişilik özelliklerine sahip olmasını ister ve her birey bu kişilik özelliklerini kazanırken toplumun yardımını bekler. Bu karşılıklı istekler eğitim kurumlarının oluşmasına ve eğitimin bir örgüt olarak yaygınlaşmasına yol açmıştır.
İnsanlık tarihi boyunca bütün toplumsal olay, olgu ve kurumlar eğitimin değişerek gelişmesini sağlamıştır. Eğitim kurumları da, yetiştirdiği bireyler aracılığı ile diğer kurumları etkilemiştir. Tarih boyunca tüm toplumlarda saygınlık, güç ölçütleri ve ekonomik durumlara dayalı, tabakalaşmaları görülmektedir. Tabakalaşmaların ortaya çıkardığı eşitsizlik açısından üç etmen üzerinde duruluyor. Bunlar Ekonomik, Siyasi ve Toplumsal etmenlerdir.
Ekonomik açıdan baktığımızda tabakalaşma toplumdaki üretici iş hizmetlerinin ve maddi ürünlerin eşit dağıtılmamasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden toplumdaki değişik tabakalar gelir elde etmek için farklı şanslara sahipler.
Siyasal açıdan baktığımızda ise her toplumda iktidar veya kudret amaçlanan şeylerin gerçekleştirilmesi için yetki olarak tanımlanabilir. Toplumda iktidar veya kudret veren mevkiler ayrı bir tabakalaşmaya sebep olur.
Toplumsal perspektiften bakınca toplumdaki saygınlıkla ilgili olan durumu kapsar. Bu durum beden gücüne dayanan iş mevkilerinin, beyin gücüne dayanan kilerine göre daha az saygınlık görmesi gibi durumlardır.
Bireylerin aldıkları eğitim, onların hareketlerini ve toplumdaki tabakalaşmalarına etki eder. Ekonomik fırsatlara sahiplik eğitimle doğrudan ilişkilidir. Ekonomik durumu iyi olanın olmayana göre eğitimle ilgili daha kaliteli eğitim fırsatları vardır.
Vatandaşların statü kazanmaları, kendilerine verilen eğitim imkânlarına bağlıdır. Çıkan yeni mesleklerin gerektirdiği bilgi ve beceri eğitim yoluyla elde edilebilir. Bu yüzden eğitim dikey toplumsal hareketliliğin hem nedeni hem de aracıdır. Bu durum sanayileşmiş toplumlarda, üniversitenin ekonomiyle bağlantıları ve uygulamalı bilimlerdeki araştırma faaliyetleri yoğunlaşmaktadır. Birçok sanayi ülkesinde hareketlilikle bireylerin statülerinde değişme ortaya çıkmaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tabakalar arasındaki hareketlilik daha azdır. Bunun nedeni eğitimdir. Eğitim kurumları yeteri derecede yaygınlaştırılmamıştır. Düşük gelirli aileler, çocuklarına eğitim yaptıracak katkıyı sağlayamamaktadır.
Siyasal anlamda belli bir güce sahip olmayan ailelerin çocuklarının eğitimini sağlayarak siyasal oluşumlarda aktif olarak rol almalarını sağlayabilirler. Aynı zamanda iyi eğitim almış ve bilgili birey ve gruplar saygı görürler. Açık toplumlarda isteğe ve yeteneğine göre birey kendine uygun statüye girebilir. Ancak kapalı bir toplumda ise birey doğduğu andan itibaren hep aynı statüye aittir ( Hindistan “ kast sistemi”)