Roma ve Atina site devletlerinde Cumhuriyet ve demokrasi kavramları ortaya çıkınca siyasette retorik kavramı önemli olmaya başladı. Ağzı laf yapan, kitleleri çeşitli şekillerde ikna edebilen kişiler iktidarı ele geçirip konumunu güçlendirdi.
Siyasetin retorik dışındaki bir diğer önemli yanı ise diğer insanları işe koşabilmek oldu. Bir şekilde iktidarı ele geçirenler burada sürekli olarak kalabilmek için diğer insanları kullanmaya başladılar.
Yaklaşık 80 yıldır çok partili hayatı yaşıyoruz. Her ne kadar arada askerî kesintiler olsa da seçimlerle iktidarı ele geçiren yöneticiler kendilerini halktan üstün görmeye başladılar. Bu yöneticiler istediklerini rahatça yapabilmek, daha fazla yönetimde kalabilmek için diğer insanları kullanmaktan geri kalmadılar.
Siyaseti iyi bilenler çok sayıda emanetçi siyasetçiyi de iyi bilir. Geçmişten günümüze çok sayıda kullan at siyasetçiye de tanık olmuşlardır. Bir de tavşan adaylar var, onları başka bir yazıda açıklarız. Bugünkü konumuz, kullan at siyasetçiler.
Örgütlerde en tepeden en aşağı kademeye kadar kullan at siyasetçileri sıkça görüyoruz. Özellikle yerel örgütlerde ve yerel yönetimlerde kullan at siyasetçiler oldukça fazladır. Buralarda siyasi gücü ile siyasi tahakküm kuranların en sevdiği şey kullan at siyasetçilerdir. İşlerine geldiği ölçüde kullanırlar, işleri bitti mi, buruşturup atarlar. İşin tuhaf tarafı bu kullan at siyasetçiler kraldan fazla kralcı oluyorlar.
Bu siyasi tahakküm ustaları öyle güzel oyun kuruyorlar ki, sahaya önce piyonları sürüyorlar. Böylece istedikleri kullan at siyasetçinin erken yıpranmasına engel oluyorlar. Bunlara yandaş ya da besleme medya destek oluyor. Bunların her oyun senaryolarını mavi boncuk bulmuş gibi haberleştirip, bu haberleri allayıp pullayıp okurlara yedirerek itibar transferi yapıyorlar.
Sonra bir bakıyorsunuz, piyonlar tek tek kenara düşüyor. Ardından taktik ve stratejik savaş hızlanarak devam ediyor. Tahakküm sahibi siyasetçi sağlı sollu çıkışlar yaparak oyunu yeni bir mecraya taşıyor. Bu esnada vezir kim olacak, taklacı kim olacak, kullanılıp atılacak siyasetçi kim olacak, kapalı kapılar ardında dizayn ediliyor. Yarışın temposu buna göre belirlenip atlar ne zaman tırıs yürüyecek ne zaman dört nala sürülecek belirleniyor.
Bir bakıma siyasette oynanacak satranç oyunu kuruluyor. Normalde satranç kurallarını siyaset içinde iyi kullanan zafere ulaşacak ama, burada öyle olmuyor. Siyasi tahakkümü kuran kişiler kullanıp atacakları siyasetçileri piyonlar, atlar, filler ve kaleler olarak sahaya sürüyor. İşine nasıl geliyorsa.
Bize de buradan onların oyunlarını yazmak düşüyor. Önümüzdeki süreçte yeniden örgüt seçimleri yapılacak, olası bir erken seçimde liste yarışları yaşanacak, dört yıl sonra belediye başkanlığı yarışları yaşanacak. Bu süreçte çok sayıda kullan at siyasetçi ateş böceği gibi parlayıp parlayıp sönecek. Bizlere de malzeme çıkacak. Tıpkı son zamanlarda Aydın'da yaşanan siyasi olaylar gibi.
"Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır." (Franklin D. Roosevelt)