Nişan, iki kişi arasında yapılan bir sözleşme niteliği taşımaktadır ve evlilik niyetini ifade eder. Ancak, her nişanlanan çift evliliğe adım atmak istemez ve kendi aralarında yapmış oldukları nişan akdini bozabilir. Çoğu vatandaşın bilmediği ise işbu nişan akdi ve nişan akdinin bozulması (nişanın atılması) halinde tarafların kanunen birtakım yükümlülükler ve karşı taraftan talep edebilecekleri haklar mevcuttur.
Türk Medeni Kanunumuzun 5. Kısımda yer alan Nişanlılık kavramı ilgili kanun ve içtihatlarımızda detaylı bir şekilde hukuki sonuçları belirlenmiştir. Nişan iki yetişkin bireyin irade beyanlarını ortaya koyması ile gerçekleşebilir. Nişanın bozulması ise yine tarafların karşılıklı irade beyanı ile gerçekleşebileceği gibi mahkeme kararı ile de mümkün olabilir.
Nişanın bozulması sonucu aynı evliliğin bitmesindeki gibi süreç işlemektedir. Daha az kusurlu taraf nişan akdinin bitmesine neden olan taraftan birtakım tazminatlar isteyebilmektedir. Şöyle ki, nişanlandığınızda hem kız tarafı olarak hem de erkek tarafı olarak birtakım masraflar yapılmaktadır. Bunlar evlilik uğruna yaptığınız özel harcamalar da olabileceği gibi karşı tarafa verilen hediyeler de olabilir. Yahut nişanlanmak için tuttuğunuz mekân ve harcadığınız ücrette yine bu tazminata konu olabilir. Eğer nişanın bozulmasına asıl sebebiyet veren kişi siz değil iseniz yaptığınız ve yukarıda belirtmiş olduğum tüm bu harcamalarınızın tazmin edilmesini karşı taraftan isteyebilirsiniz.
Türk Medeni Kanunumuzun 120.maddesinin 2. fıkrasına göre tazminat isteme hakkı yalnızca nişanlanan kişilerle sınırlı değildir. Nişanlanan kişilerin anne babası yahut onlar gibi davranan kişiler de işbu tazminat davasını açmaya hakları vardır. Zira nişanlanan kişilerin aileleri de belli başlı harcamalar yapmakta ve nişanın bozulması sonucu işbu zararlarını tazmin etme hakkı bulunmaktadır.
Yukarıda bahsettiğim tazminat yalnızca “maddi tazminat”tı. Bir de nişanın sonlanması sonucu “manevi tazminat” da talep edilebilir. Nişanın bozulması sonucu manevi olarak uğradığınız zararların tazmini için kusurlu taraftan manevi tazminat talep edebilirsiniz. Manevi tazminatı talep edebilmek için kusursuz olmanıza gerek yoktur. Yalnızca karşı taraftan daha az kusurlu olmanız yeterlidir.
Nişanın bozulması sonucu az kusurlu taraf daha kusurlu taraftan maddi ve manevi tazminat isteyebileceği kanunlarımız ve Yargıtay kararları ile sabittir. Bir diğer husus ise nişanın bozulması sonucu nişanlıların birbirlerine veya anne babanın diğer nişanlıya vermiş olduğu alışılmışsın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Hediyelerin istenmesi için tarafların kusur durumuna bakılmaz. Kusurlu taraf siz olsanız bile vermiş olduğunuz hediyelerinizi geri isteyebilirsiniz.
Eşyalar aynen durmuyorsa eşyanın bedeli talep edilir. Ancak şunu da belirtmek de fayda var tüketilen eşyaların mutad (alışılmış) hediye olarak kabulü gereklidir. Örneğin gönderilen baklava, kurbanlık kuzu gibi hediyeler mutad hediye olarak kabulü gereklidir ve iadesi istenemez. Ancak altın, ziynet eşyaları, cep telefonu vb. Hediyeler mutad dışı kabul edilerek iadesi talep edilebilir. Şunu da belirtmek de fayda vardır ki Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre nişan yüzüğü mutad hediyedir ve iadesi istenemez. Nişan yüzüğü dışındaki tüm ziynet eşyaları ve altınların iadesi istenebilir.
Boşanma davasında olduğu gibi, nişan bozulması sonucu açılacak davaların da zamanaşımı 1 yıldır. Nişanın bozulması akabinde 1 yıl içinde dava açılması gereklidir. Görevli mahkeme ise aile mahkemeleridir. Zira nişanlılık bağı aile hukukundan doğmaktadır. Genel bilinen aksine nişanlılık kanunlar çerçevesinde niteliği çizilen önemli bir akittir. Kanunlarımız ile bu hususun bu kadar ince detaylar ile çerçevelenmesinin sebebi aile kurmanın önemini ortaya koymakta ve nişanlanmak için bile tarafların yeterince düşünerek emin bir şekilde hareket etmeleri gerektiğini açıklamaktadır.