23 Nisan 1920 de açılan TBMM ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları öncülüğünü yaptıkları ulusal kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandırarak Türkiye cumhuriyetini kurarak Lozan antlaşmasıyla tapu senedini alırlar ve bütün dünyaya kabul ettirirler. AKP Genel başkanı başbakan Davutoğlu partisinin seçim bildirgesini açıkladı; “Yeni anayasa milletimizin kültürel ve toplumsal ÇEŞİTLİLİĞİNİ tanıyan, herhangi bir etnik kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır.” İşte böyle itiraf ediyor… Zira bugün geçerli olan anayasamızın çeşitli yerlerinde “Türk Milleti” deniliyor… Bu kafaları rahatsız eden de işte bu! Başlangıç bölümünde ve çeşitli maddelerde şu sözcükler geçiyor: Türk Vatanı. Türk Milleti. Türk Devleti. Türk Bayrağı. Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun devrim ve ilkeleri doğrultusunda… Türk vatandaşları… “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” AKP’nin anayasasında ise, “Türk” kelimesi geçmeyecek! Zaten yazışmalardan bakanlıklardan. T.C. silinmişti şimdi anayasadan da sileceklermiş. 15 Nisan 2015 tarihinde alınan AP kararı, Brüksel’den şöyle bildirilmiştir: “Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan PROTOKOLLERİN ÖN KOŞULSUZ ŞEKİLDE ONAYLANIP UYGULANMASI ISRARLA TAVSİYE EDİLİYOR. Papa açıklama yapıyor “1915 olayları 20’nci Yüzyıl’ın ilk soykırımıdır” Oysa Türkiye, Moskova Antlaşması ile yetinmemiş. Moskova Antlaşması’nın 15. maddesine istinaden Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’la da 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre ülkelerin sınırları en ince ayrıntılarına kadar tespit edilmiş, karşılıklı sulh olunmuştur.  Atatürk, Kars Antlaşması’yla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek olmayan isteklerinden çok, dünya kapitalistlerinin iktisadi yararlarına göre çözülmek istenilen mesele, Kars antlaşması ile en doğru şekilde çözüme ulaştırılmış oldu. Yüzyıllardan beri dostluk içinde yaşayan iki çalışkan halkın iyi ilişkileri memnuniyetle yeniden kuruldu. ” 1915 nakil ve iskân kararları, Osmanlı Devleti’nin egemenlik haklarını ilgilendiren konulardır. Millî yetki içindeki bu konuya milletlerarası hukukun müdahale hakkı yoktur. İşte Kars Antlaşması’nda taraflar, Ermeni iddialarını milletlerarası uyuşmazlık haline getiren Sevr projesinin geçersiz olduğunu kabul etmiştir. (md.2) Böylece Ermeni iddialarının uluslararası uyuşmazlık haline getirilemeyeceği teyit edilmiştir Durup dururken AKP yetkilileri 10 Ekim 2009’da Ermenistan’la Zürih protokollerini imzalamıştır. Elini verirsen kolunu kurtaramazsın, Bir kere taviz vermeye başladın mı arkası gelmez. Soykırım kararı alan bütün ülkelerle AKP iyi ilişkiler kurmuş büyük ihaleler vermiş “Komşularla sıfır sorun diye yola çıkıp, yeni sorunlarla kuşatıldığımız hepimizin malumu Avrupa Parlamentosu’nda “Dersim soykırımı” toplantısı düzenlendi. Yunanistan Meclisi “Pontus Rum Soykırımı”nı tanıdı. 19 Mayıs’ı “Pontus Rum soykırımını anma günü” ilan etti. İsveç’ten sonra Avustralya da “Süryani Soykırımı”nı tanıdı. Türkiye’ye çağrı yapıldı, “Süryani soykırımını kabul edin ve özür dileyin” denildi Almanya, Fransa, ABD, Kanada ve Avustralya’da “Ezidi soykırımı” yürüyüşleri yapıldı Ezidilerin ruhani liderleri, Türkiye’nin “Ezidi soykırımı” yaptığını kabullenmesi için, ABD başkanı Obama’ya mektup yazıp, yardım istedi. Türklerin “bir milyon Ezidi’yi katlettiği” iddia edildi. Türkiye yıllardır ABD Başkanlarının ağzının içine bakıyor: “24 Nisan’da soykırım diyecek mi, demeyecek mi?” dese ne olur demese ne olur. Arkasından tazminat ve toprak talepleri gelecek Nitekim Ermeni asıllı Amerikan vatandaşları, 1915’teki taşınmaz mallarıyla, banka hesapları için, Türkiye aleyhine dava açtı. Buyurun ayıklayın pirincin taşını.