“Türkiye de Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı 23 Aralık 1930 “Kubilay Olayı”, Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir. Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi. Kubilay “devrim şehidi” olarak simgeleşti.
Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir’in Menemen İlçesi’nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında.
Derviş Mehmet isminde bir yobaz ve altı silahlı arkadaşı 23 Aralık 1930 günü Menemen’e gelmişler ve camiye girerek üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önüne toplananları, kendileriyle birlik olmaya davet etmişlerdir.
Derviş Mehmet halka hitap ederek; “Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim” diye bağırmıştır.
Gösteriler ve tekbirlerle dini ibareler bulunan bayrağı Hükümet Konağı önündeki meydana dikmişlerdir. Toplanan halkı dağıtıp bu yobazları yakalamaya, mesleği öğretmenlik olan Yedek Asteğmen Kubilay Bey’in askeri müfrezesi görevlendirilmiştir. Kubilay Bey, şakilere nasihatte bulunarak; yaptıklarının hatalı, sakıncalı ve kötü bir şey olduğunu belirterek vazgeçmelerini ve dağılmalarını söylemiştir.
Şakiler buna mavzer kurşunu ile cevap vermişlerdir. Kubilay Bey kendisini korumak için tabancasını çekmiş ise de, bir kurşunla yaralanarak yere düşmüş ve gözleri dönmüş canilerden biri, yaralı Kubilay Bey’in üstüne atılarak boğazından kesip başını gövdesinden ayırmıştır. Bu arada iki mahalle bekçisini de şehit etmişlerdir.
Olay yerine yetişen askeri birlik ve jandarmalar şakilerin teslim olmalarını istemiştir. Bu isteği reddeden yobazlar ateşle karşılık vermişlerdir. Çatışma sonucu Derviş Mehmet ve iki arkadaşı vurularak, ikisi de yaralı ele geçirilmiştir. Diğer ikisi de iki gün sonra yakalanmıştır.
Araştırma sonucu; olayın bölgesel bir nitelik taşımadığı, organize bir şebekenin düzenlediği, Cumhuriyet’i yıkmak amacını güden irticai ve siyasi bir hareket olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Hükümet, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir illerinde bir ay süre ile sıkıyönetim ilan etmiştir. Yakalananlar muhakemeleri sonunda ağır cezalara çarptırılmışlardır.
‘Kubilay’ gericiliğe karşı verilen savaşın simge ismidir. ‘Kubilay olmak’, gericilik karşısında gerekirse başını vermek, ama asla eğilmemektir.
Kubilay, Cumhuriyet’e sahip çıkmak uğruna canını ortaya koyarak, Türk ulusunun gönlünde yerini almıştır.
Yüce Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, karanlıktan aydınlığa, dogmalardan bilimselliğe ve akılcılığa, bağnazlıktan çağdaşlığa, imparatorluktan ulus devlete ve kulluktan yurttaşlığa geçişin adıdır. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılarak, kutsal dini duyguların siyasal amaçlarla kötüye kullanılmasının önlenmesi, Cumhuriyet yönetiminin temel yaklaşımlarından birisi olmuştur.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan uygar dünyayla bütünleşme yolunda ilerlerken, öte yandan Cumhuriyet’in dayandığı değerler sistemine yönelen tehditlere, Atatürk devrimlerini içine sindiremeyen çevrelere karşı da kararlı bir savaşım vermek durumundadır.
Türkiye Cumhuriyeti etnik kökeni ne olursa olsun, dini inancı ne olursa olsun, vatandaşını koruyan bir anlayışla kurulmuştur. Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne zihniyet milletin kendisidir. Millete dayanan, milletten güç alan kimse mağlup olmamıştır. Toplumsal huzurumuza kast eden hiçbir girişim birlik ve beraberliğimize gölge düşüremeyecektir.
Bu yıl Devrim şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı anma törenlerinde önce Belediye Başkanı Tahir Şahin’in konuşması yasaklanmıştı. Ardından basın kuruluşlarına sınır getirildi.
"Kubilay anmaları gündemden düşürülmeye çalışıldığını açık bir şekilde görmekteyiz"
Cumhuriyet tarihimizin ibret sayfalarına kaydedilen bu olay, cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği temel değerleri kavramış nesilleri, bu değerleri yaşatma kararlılığını da ortaya koymuştur. Onlar rahat uyusunlar. Onların bize emaneti olan Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kimse yıkamaz. Gerekirse Hepimiz Kubilay oluruz.