Ülkemizde her şey yolunda gidiyormuş da, insanlar yoldan çıkmış da, bunun üzerine birileri halkı yola getirmeye çalışıyor galiba, hayatımıza, yaşantımıza, davranışlarımıza yön vermeye başladılar.
Ülkeyi yönetenler, kadınların nasıl doğum yapacağından, kaç çocuk doğurması gerektiğine, kadınların ne giyeceğinden, nasıl gülmesi gerektiğine kadar karar veriyorlardı.
Bu hafta sosyal medyayı sarsan fetva ile sarsıldık. Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu resmi internet sitesine "Öz kızını öperken şehvet duymanın nikâha etkisi olur mu?" sorusu yöneltildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu'nun soruya verdiği fetva şu şekilde oldu: "Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhının ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur”
Diyanet İşleri Başkanlığı tartışma üzerine yaptığı açıklamada habere tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugün bazı internet sitelerinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Dini Bilgilendirme Platformu'na dayandırılarak verilen ifadeler ve bu çerçevede metinde yer alan akıl ve ahlaktan yoksun görüşler Din İşleri Yüksek Kurulumuza ve Başkanlığımıza isnat edilemez.”
Diyanet İşleri Başkanlığı, resmi internet sitesinde yaşanan, “babalar, kendi öz kızlarına şehvetle bakabilirler” fetvasının “kumpas” olduğunu açıkladı. Ancak Diyanet’in “kumpas” olmayan o kadar çok tartışmalı fetvası, uygulaması olmuş ki.
Diyanet’in açtığı Diyarbakır-Kulp’taki yatılı Kur’an kursunda gece çıkan yangında 6 öğrenci yanarak öldü. Sonradan kursun “yatılı izni olmadığı” ortaya çıkmış
Diyanet, “nişanlılık döneminde gençler başbaşa kalmasın, el ele tutuşmasın” fetvası yayınlamış,
Diyanet’in en çok tartışma yaratan fetvalarından biri de “Alevilerle evlilik caiz mi” sorusuna verdiği yanıt oldu. Diyanet soruya “Müslüman olanla evlenilir, Müslüman olmayanla evlenilmez” yanıtını olmuş,
Devlet kurumu olan Milli Piyango İdaresi ayda üç kez piyango çekilişi yaparken, yine devlet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı yayınladığı fetva ile, “Milli Piyango ve Şans oyunları Haramdır. Bu yollarla kazanılan paralarla yapılan hayır işleri geçersiz sayılır” demiş
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi sitesinde, kadın hakları başlığı ile yayınlanan yazıda Feminizm hakkında şu ifadeler yer aldı;
“Feminizm, ahlaki ve sosyal bakımdan çok olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bir kere, feminizm hareketine “kapılan” kadın, genel olarak kayıtsız şartsız özgürlük düşüncesiyle aile için vazgeçilmez olan birçok kural ve değerleri hiçe saymaktadır.” Kadın örgütlerinden gelen tepki üzerine, yazı değiştirilmiş
Diyanet, kefen konusundaki fetvası ile de çok tartışıldı. Diyanet fetvasında, “Kefen olarak kullanılacak bez, çok basit ve adi veya çok pahalı olmamalı, ölünün mal varlığına uygun olarak alınmalıdır” denilmiş
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bizim daima iki kırmızıçizgimiz olmuştur; Bir tanesi Aleviliğin İslam’ın dışında bir yol olarak tarif edilmesi. İkincisi de Cem evlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi” demiş
120 işçi Düzce’de greve gidince, kentte Müftülük camilerde “grev caiz değildir” hutbesi okutmuş. Hutbede, “İşi gereğinden fazla yavaşlatmak ve işyerine zarar vermek, karı ve karlılığı azaltıcı davranışlarda bulunmak, çalışanı ağır dini mesuliyet altına sokar” denilmiş,
Diyanet’in tartışmalı olayı ise, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e 1 milyon liralık Mercedes 500 SL makam aracı satın alınması olmuş,
Diyanet İşleri Başkanlığı’na, 2016′da Türk vatandaşlarının vergilerinden Diyanet için 6 milyar 483 milyon TL’lik bütçe ayrıldı. Bu rakam, 13 bakanlığın bütçesinden fazla.
Doç. Dr. Nilgün Ongan, “Din, resmi bir kurum haline dönüştüğü, hayata yön veren bir resmi kurum haline dönüştüğü zaman; o dinin normatif değerlerinin ne olduğundan bağımsız olarak (Yani ‘İslam aslında sosyal adaletçidir’, ‘Komşun açken tok yatamazsın’, ‘Paylaşımcıdır’ gibi) kapitalizm ve egemen sisteme hizmet eder hale geliyor” dedi.
Prof. Dr. Adnan Gümüş ;“Diyanet İşleri Başkanlığına Osmanlı’daki Şeyhülislamlık vazifesi yükleniyor. Diyanetin; kadrolaşması, aktiviteleri, yayınları, çalışmalarının tamamı Sünni İslam üzerine oturtulmuş durumda. Diyanetin bu konumlanışıyla fetva vermesi normaldir. Burada sorun olan kamunun fonlamasıyla çalışan bu kurumun bir mezhebi temsil ediyor olmasıdır” dedi
Diyanet gibi önemli bir kurumun daha dikkatli olması gerekmez mi?