2015 yılında iki genel seçim oldu. AKP tek başına iktidar oldu. Oldu olmasına da başkanlık uğruna yapıldığı söylenen pazarlıklar, Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir noktaya doğru sürüklüyor.
Rusya ile uçak düşürme krizi giderek derinleşiyor. Rusya Savunma Bakanlığı Basın Dairesi'nden yapılan açıklamaya göre, Ege Denizi'nin kuzeyindeki Limni Adası'ndan 22 kilometre uzaklıkta seyreden ‘Smetlivıy' Rus askeri devriye gemisi, bir Türk balıkçı gemisiyle çarpışma ihtimalini son anda engelledi.
Her tarafımız savaş gemileri ile doldu.. Numan kurtulmuş endişeliyiz diyor…
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri El Maliki, Türkiye’nin Musul’un Başika ilçesine asker sevk etmesini "işgal" olarak nitelendirdiklerini "karşılık vereceklerini" söyledi. Musul'daki Başika üssüne asker takviyesini protesto eden Iraklılar bayrağımızı ateşe verdi. Küstah eyleme Maliki de katıldı.
ABD açıklama yaptı: “Irak hükümetinin onayı olmadan Türkiye’nin asker bulundurmasını desteklemiyoruz” Rusya ise zaten yeni düşmanımız, kesin olarak karşı çıkıyor!..
Öte yandan Basra il meclisi düzenlediği toplantıda Türk malalarını boykot kararı aldı. Meclis ayrıca Türk firmaların ileride düzenlenecek ihalelere katılmasının engelleneceği kararını da kabul etti. Meclis dün başlayan Basra uluslararası fuarın sponsorluğunu da iptal etti.
Rusya Devlet Başkanı Putin de, generallerine “Sizi engellemek için karşınıza çıkan kim olursa olsun devirin!” diye talimat verdi.
Rus televizyonları, Kandil’de PKK liderleriyle yapılan röportajları yayınlıyor ve teröristleri “Özgürlük savaşçıları” olarak tanıtıyor. Rusya, PKK terörünü destekleme kararı alıyor. Anlaşılan, Rusya’nın desteği ile PKK’nin biti iyice kanlanacak, Türkiye’deki terörü daha da azdıracağı anlaşılıyor.
İsrail, Suriye, Libya ve son olarak Rusya’dan sonra Irak’la da başımız belada! Olduğu anlaşılıyor.
Türkiye dört koldan ateş çemberi içinde. İçimiz karanlık ve karışık, İnsanlarımız kendi ülkesinde mülteci durumuna geldi
Diyarbakır’ın göbeğindeki Sur İlçesi’nde yaşayan 20 bin insan akrabalarının yanına sığınmaya çalışıyor.
Sur İlçesi Diyarbakır’ın merkez ilçesi. Ankara’da nasıl Çankaya, Altındağ, Yenimahalle, İzmir’de Karşıyaka, Konak, İstanbul’da Kadıköy, Beşiktaş falan varsa orası da öyle
Ha Suriye ha Sur! Aralarında hiçbir fark yok. İkisi de harabeye dönmüş. Eşyasını toparlayan kaçıyor. Sokağa çıkma yasağı sürüyor.
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş PKK’nın Güneydoğu’da hendek kazarak şehir savaşı yapmasını “halk savaşı” diyerek destekliyor.
Şırnak'ın Cizre ile Silopi İlçesi'nde görevli öğretmenlere SMS ile mesaj gönderilerek 'hizmet içi eğitime' alındıkları bildirilince ilçeleri terk etmeye başlamışlar. 3000 öğretmen memleketlerine dönmek için çok zor şartlarda yollara düştüler.
Birçok ilçede sıkıyönetim ilan edilmiş, hastanelere tam kadro hazır ol talimatı verildiği söyleniyor.
Neler oluyor? Gerçekten nereye sürükleniyoruz?
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümet programında yer almayan 'Devlet Sırrı Yasası'nı geçen gün açıkladığı eylem programına koyduğu anlaşıldı.
Rusya'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Ailesi’ne yönelik IŞİD'den petrol alındığı iddialarının ardından eklenmesi dikkat çekti.
Peki, Erdoğan'ın “Ailemi bu işe karıştırmayın” dediği o iddiaların ardından Davutoğlu tarafından eylem programına eklenen 'Devlet Sırrı Yasası' Meclis'ten geçerse tam olarak neleri kapsayacak;
- Yasa tasarısının kabul edilmesi halinde herhangi bir belgenin devlet sırrı olup olmadığına Başbakanlık karar verecek.
- Cumhurbaşkanlığı ise kendi görev alanı ile ilgili bilgi ve belgelerin sır olup olmadığına sadece kendisi karar verecek.
- Bir bilgi ve belge 50 yıl boyunca sır olarak kabul edilebilecek.
- Devlet sırrı mahkemelerden bile saklanabilecek.
- Yasa ile devlet sırrı alanında Cumhurbaşkanlığı’na sınırsız bir yetki veriliyor. Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ile ilgili bilgi ve belgelere tek başına sır niteliği kazandırabilmesinin önü açılıyor.
Ülke bu haldeyken, Ülkeyi yönetenlerin kendilerini kurtarmaya uğraştıkları açık değil mi?