Türkiye Cumhuriyetini kuran, “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” diyerek, Milli iradeyi hakim kılan Mustafa Kemal Atatürk ,”Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir”,diyerek Türkiye Cumhuriyetinde dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetilmeksizin herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu gerçeğine göre devlet şekillenmişti.
“Küçük hanımlar, küçük beyler; Sizin hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Diyen M. Kemal ATATÜRK vardı.
"öyle bir ölsem öyle bir ölsem ki çocuklar size hiç ölüm kalmasa..." diyen Aziz Nesin vardı. Daha Nice şairi, yazarı, çizeri, Adalet dağıtan Hâkimi, Savcısı, yöneticileri vardı.
Son on dört yıldır, Yeni TÜRKİYE kuruyoruz diye, her şey tersine dönmeye başladı. Önce İrtica suç olmaktan çıkarıldı. Bütün Kamu kurum ve kuruluşları Tarikat cemaat müritleriyle yani dini referanslar öne çıktı, dini kullananlar meşru hale gelmeye başladı.
Zina suç olmaktan çıkarıldı. Taciz ve cinsel istismar olayları hızla artmaya başladı.
8 yıllık zorunlu ilköğretim uygulaması ile bütün çocuklar 16 yaşına kadar okulda temel eğitim alırken, AKP birden apar topar Eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz algısı yaratarak 4+4+4 yasasını çıkardılar, peki ne oldu.
Nüfusumuzun yüzde 20,4 ' ü (yaklaşık 23 milyonu) çocuklardan oluşmaktadır. Nüfusunun 1/3'üne yakın bir oranı çocuklardan oluşan, genç nüfusa sahip bir ülkeyiz.
4+4+4 ile İlkokul 4 yıla indirilmiş kırsal kesimde ve dini cemaatlerin etkisi altında olan veliler KIZ çocuklarını 4. Sınıftan sonra okula göndermemeye başladılar. İşletmelerin bakısıyla erkek çocukların çoğu da çıraklığa başladı. Kılıf hazır AÇIK Öğretim Lisesine kayıt yaptırdılar.
İşte çocuk gelinlerin ve çocuk işçilerin yolunu açtılar. Medeni kanunumuza göre tıbben yaşı küçük, evlenme çağına gelmemiş kız çocuklarımız baskı ile zorlama ile imam nikâhı ile evlendiriliyorlar.
Evlenme yaşına gelmemiş bir çocuğun evlenmesine olanak sağlayan, tıbben gelişmediği için doğum yaparken ölen, sakat kalan bu çocuk gelinleri evlendiren imam nikâhı kıyan imam, ana, baba, evlenen adam yasal olarak sorumlu değil mi?
Önay Alpago yapılan bir röportajda:” “Türkiye'de kadına şiddet uygulanıyor. Devlet bununla ilgili tedbir almıyor. Aksine ayrımcı ve pasif davranarak şiddetin uygulanmasına zemin hazırlıyor” diyerek,
AKP'nin 14 yıllık iktidarında bu ülkede fuhuş yüzde 790, cinsel taciz yüzde 449, çocuklara cinsel istismar yüzde 434 arttı. Çocuk pornosunda dünyadaki ilk 5 ülkeden biriyiz. Hayvanlara tecavüzde ise birinci sıradayız. Uyuşturucu bağımlılığımız yüzde 678 arttı.”dedi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girdi. 193 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Türkiye de 14 Ekim 1990'da imzaladığı sözleşmeyi 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımladıktan sonra yürürlüğe soktu.
İmzaladığımız bu sözleşme de: “On sekiz yaşından küçük olan herkes çocuktur” Sözleşmeye taraf devletler çocukların her türlü ihmal, istismar ve şiddet karşısında gerekli tüm yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri almalıdırlar. Çocuklar kendilerini savunabilecek durumda değiller, bu işi yetişkinler ve devletler yapmalıdır.” Demesine rağmen
Dünya Çocuk Hakları Gününde yine AKP Tacizcilere, tecavüzcülere cinsel istismarcılarına Af önergesi verdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın sözleri daha da akılları karıştırdı:” Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler. ”Minareyi çalanlara kılıfı hazırlıyorlar”. Tecavüz meşrulaştırılıyor.
Şimdiki Siyasetçiler, Hititlerden 3750 Yıl Geride! Hitit kanunları 197. Madde;”eğer bir adam bir kadını dağda alırsa(tecavüz ederse)suç adamındır adam öldürülsün”
16 Kasım'a kadar cinsel istismar dan 13768 kişi mahkûm olmuş, davası devam edenlerle bu rakamın 25 bini bulacağı söyleniyor. Demek ki kapsamlı bir af var. Acaba AKP birilerini kurtarmaya mı çalışıyor? Soruları sosyal medyada sorulmaya başlandı.
Bu önerge toplumda büyük tepkilere neden olmuş kanunlaşmaması için gerekenin yapılması isteniyor.
Çocuklarımızın üzerinden elinizi çekin çocuklar Türkiye’nin geleceğidir.