Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok değil, 3 ay önce, Lozan Barış Antlaşması’nın 93. yıldönümünde yayımladığı mesajında, darbe girişimine işaret ederek “Lozan’ın içeriği ve Cumhuriyet’in ilkeleri bugün daha iyi anlaşılıyor” demişti. Erdoğan şu ifadeleri kullanmıştı:
“Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir.
Bu anlaşma, yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir. Lozan Antlaşması’nın içeriği, bu anlamda başta milli irade ve demokrasi olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu temel ilkelerin değeri, bugünlerde çok daha iyi anlaşılmaktadır.”
Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı, üç ay önce kendisinin zafer diye nitelediği antlaşma için 29 eylül 27. Muhtarlarla yaptığı toplantıda "Tarihte bize ne yaptılar. 1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te bizi Lozan'a razı ettiler. Birileri de bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Her şey ortada... Şöyle bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi" dedi.
"O anlaşmada masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Veremedikleri için sıkıntısını biz yaşıyoruz" diye İsmet Paşa'yı ve onu Lozan'a gönderen Atatürk'ü eleştirdi.
Oysa; Birinci Dünya Savaşı, 1914 yılında Avrupa'da başlamış, ancak dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle "dünya savaşı" olarak adlandırılmıştır...
Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan İtilaf Devletleri, yenilgiye uğrattıkları Almanya Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ile derhal barış antlaşması imzaladıkları halde, Osmanlı Devleti ile yapacakları antlaşmayı Osmanlının nasıl paylaşılacağı konusunda kendi aralarında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle geciktirmişlerdir
Sevr antlaşması; I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde (Musée National de Céramique) imzalanmış antlaşmadır.
Osmanlı imparatorluğunun filen sonu demekti , ülke işgale başlanmıştı bile, Yunanlılar; Bursa, Balıkesir ve Edirne’yi işgal etmiş. İngilizler; Bandırma ve Mudanya'ya asker çıkarmıştı. İstanbul işgal edilmiş, işgal hızla yayılmaya başlamıştı.
10 Ağustos 1920′de imzalanan Sevr antlaşması .Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce tartışılmaya değer bile sayılmamıştır. Emperyalist işgalci ülkelere karşı Ulusal kurtuluş savaşı verilmiş ,Ülke Emperyalist ve işgalciler temizlenmiş
Osmanlı hükümetinin imzaladığı Sevr Antlaşması ile Ege adaları da dâhil olmak üzere diğer yerler işgal devletleri tarafından paylaşılmış ancak ATATÜRK’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesiyle, bu antlaşma, Türk Milleti tarafından tarihin çöplüğüne atılmıştır.
Ege Adaları; Osmanlı hükümetleri döneminde, 1830’dan itibaren Birinci Dünya Savaşı öncesi ve süresince tamamen kaybedilmiştir
Ebedi Başkomutanımız Yüce Atatürk’ün önderliğinde emperyalist işgali püskürten Türk Milleti Lozan Barış Antlaşması ile bağımsızlığının ve egemenliğinin tapusunu elde etmiştir. Lozan Barış Antlaşması, tarihi boyunca özgürlük tutkusunun simgesi olan Türk milletinin varoluş savaşımını bütün dünyaya duyurduğu sesidir.
Büyük Önder, Lozan Barış Antlaşması’nın kabulünün onuncu yılı dolayısıyla yayınladığı iletide “Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir” demiştir.
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise Lozan Barış Antlaşmasıyla; Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Adaları ve Anadolu sahillerine üç milden az uzaklıkta bulunan adalar ile haklarından feragat etmediği ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki Türk egemenliğini kazandırmıştır.
Bugün siyasi iktidara düşen görev, Ege’deki hak ve menfaatlerimizin korunmasıdır.
Lozan Barış Antlaşması, mazlum bir milletin emperyalizme karşı olan ilk zaferidir. Ağa Han şu ifadeleri kullanacaktır: “Tarihte ilk kez bir İslam ulusu tarafından kesin eşitlik esasına dayanarak Batı’nın yüce devletleriyle bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşama Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sarsılmaz önderliğinde ve İsmet Paşa’nın sabırlı diplomasisine verilen krediyi yansıtır. Türk ulusuna sağlamış olduğu özgürlük bir bütündür.” Lozan Antlaşması, Doğu (mazlum)’nun Batı (emperyalizmin) karşısındaki zaferidir. İzvestiya (SSCB) Gazetesi bu durumu şöyle tespit eder: “Lozan yalnız Türkler için değil, doğunun tüm halkları için bir zaferdir.”
Evet Lozan bir hezimettir , Ama Sevrciler,işbirlikçiler,vatan hainleri ve tek dişi kalmış batı medeniyeti için,emperyalistler için
İngiliz Sir Andrew Ryan’a göre Lozan İngiltere için bir hezimettir. Ryan yaptığı değerlendirmede ‘Lozan’da onursuz bir barış imzaladık. Bu İngiltere’nin şimdiye dek imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu, en mutsuzu ve en kötüsüdür’ demiştir
Emperyalizme karşı destansı bir mücadele ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin doğum belgesi ve tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasını, başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere kurtuluş kahramanlarını Türk Milletinin gönlünden ve vicdanından silmeye ve itibarsızlaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.