Demokrasilerde kural; Bir Ülkede siyasi Partiler iktidara seçimle gelir ,seçimle gider. Diktatörler ise seçimle gelir , seçimle gitmez . Hiçbir diktatör seçim kaybetmemiş sürekli oyunu artırarak iktidarını sürdürmüştür.
Diktatörler iktidarı bırakmamak için, ülkesini ,halkını ateşe atmaktan çekinmemişlerdir. Hitler, Musolini, Franko, Saddam…….. bunlardan birkaçı
AKP bütün şartları zorluyor , AKP kurulduğu sırada gizlice verdiği söylenen sözü yerine getirmeden, iktidardan gitmemek için direnmektedir.
Yolsuzluklardan, vatana ihanetten, yargılanmaktan ,korktukları için iktidarı bırakmak istemedikleri halk arasında konuşulmaya başlandığı dillendirilmekte.
Türkiye alev alev yanıyor. 7 haziran seçimlerinden sonra birden bire ,bütün terör örgütleri, bölücüler, şeriatçılar, PKK,PYD,IŞİD,DHKPC….. saldırılar askere,polise yöneldi. Suruç’taki canlı bomba saldırısından sonra ülke adeta savaş alanına döndü.
Ateş düştüğü yeri yakıyor! Son yolculuklarda yükselen feryatlar durmuyor. Analar, babalar, eşler, evlatlar son yolculuğuna uğurlanan şehitlerimizin ardından çırpınıyor. Türkiye’nin her yerinden ağıtlar yükseliyor.
7 Haziran seçimlerinin üzerinden tam 2 ay geçti “büyük tiyatro” devam ediyor. AKP iktidara devam ediyor. Olup biteni MHP, CHP seyrediyor.
AKP ile HDP, birlikteliklerinde son derece mutluydular . İktidar, terör örgütü PKK ile pazarlık masasına oturmuş, ne istedilerse veriyordu. Verilen tavizlerin adı “ileri demokrasi” olmuştu.
Dindar Kürtlerin oyları AKP’den HDP’ye; AKP’li milliyetçilerin oyları MHP’ye kaymıştı. CHP Kürtlerden oy alamıyor üstelik CHP li yöneticilerden bazılar, hatta genel başkan yardımcısı düzeyindeki kişiler HDP ye oy vermeye çağırıyor kendisinin oy vereceğini söylüyordu.
Sonuç: Tek parti devri kapandı. Sanki Emperyalizm, MHP’ye AKP’ye sahip çıkma görevini verirken, CHP’ye de PKK terör örgütüne sahip çıkma görevini vermiş gibi. Seçimlerde CHP de MHP de tek başına iktidar olma isteğinde bulunmadılar. AKP liler Millet” diyor, “sandık” diyor.Çünkü 7 Haziran seçim sonuçlarını hazmedemedemiyorlar…
Kan oluk oluk akıyormuş, olsun! Can güvenliği kalmamış, ne gam!..
İlle de seçim… Olmadı, bir daha seçim; olmadı bir daha, bir daha, AKP tek başına iktidara gelinceye kadar.
Türkiye’yi Büyük Ortadoğu Projesi’ne yönelik olarak dönüştürmek için sadece AKP yetmediği anlaşılıyor. MHP ve CHP’yi de dönüştürmek ve projeye dahil etmek gerektiği ortaya çıkmıştır.
Selahattin Demirtaş, Brüksel’de ABD’ye çağrı yaparak, ‘NATO’yu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik operasyonlara karşı belirgin bir konum almaya’ çağırdı. Ayrıca açılımın sürmesi için Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye baskı yapmasını istedi. Selahattin Demirtaş ABD’ye yalvarırken, ABD Başkanı da, “Türkiye PKK’yı bırakıp, IŞİD’e odaklansın” diye açıklama yapmıştı.
Sol adına HDP ye destek verenler, HDP'nin kime hizmet edeceğini görebilmiş midir?
Oysa CHP sıradan bir parti değil. Atatürk’ün, emperyalizme karşı verilen savaşın ve Cumhuriyetimizin kurucu partisidir. CHP Kuruluş ilkelerine geri dönmeli oynanan oyunlara alet olmamalı ,
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, 19 Mayıs 1919 da Güneş gibi doğmuşlardı Samsun’da , Emperyalist ülkeler tarafından işgal edilen Ülke;O yokluğa, perişanlığa, işgal altındaki o insanların üzerine çöken karanlığa karşın başlattıkları Kurtuluş Savaşı’na bak, bir de şu çapsız siyasetçilerin ülkeyi düşürdüğü duruma bak…
O müthiş savaşlar, o parlak zaferler ve küllerinden doğan bir ulus ,bugün gelinen noktada ayrıştırılan ,(Türk,Kürt,Ermeni……Alevi ,suni….gibi),birbirine düşman edilen halk.
Çözüm Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi söylediği gibi
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
Oynanan oyunları görelim, gereken dersi verelim.