Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan, Ensar Vakfı tarafından düzenlenen “Ensar Gönüllüleri Buluşması” programında yaptığı konuşmada;
"Artık yeni bir kavşaktayız. Türkiye'nin 90 yıllık enkazını kaldırdık. Fakat enkazın altından büyük meseleler çıktı. Nitekim bugün bu sorunlarla yüzleşiyoruz” dedi aradan 15 gün geçmeden,
Karaman'da 54 yaşındaki bir ilkokul öğretmen, Ensar Vakfı'na ait evlerde kurslara katılan sekiz çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı. Cinsel istismarın sadece 8 çocukla sınırlı kalmadığı istismara uğrayan 45 çocuk olduğu iddia edildi. Ensar Vakfı'nda yaşanan taciz, tecavüz, cinsel istismarın ilk olmadığı ortaya çıktı.
Bunun ortaya çıkması üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun yaptığı açıklama nefretin de ötesinde tiksindiricidir: “Bu tür tecavüz olaylarına bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, bir kere gerçekleşmesi, hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumu lekelemek için gerekçe olamaz.”
2008 yılında Çorum’da çocuk istismarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’nın Çorum Şube Başkanı olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni 52 yaşındaki Zekai İşler, iki kız öğrenciye tecavüz suçlamasıyla hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
Nisan 2015 tarihinde Artvin Ensar Vakfı tarafından, Kutlu Doğum Programı kapsamında konferans vermesi için konuk edilen Ensar Vakfı kurucularından Mustafa İslamoğlu, 1980 yılında 12 yaşındaki bir erkek çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılanmış ve üç yıl hapis ceza almıştı.
Rize İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Rize İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve Kızılay Rize Şube Başkanlığı görevlerini yürüten ve daha önce de Ensar Vakfı Rize Şubesi Başkanlığı yapan 56 yaşındaki Mehmet Nuri Gezmiş, küçük yaştaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla bu yılın Ocak ayında tutuklanmıştı.
“Dindar nesil yetiştireceğiz” diyenlerin, tecavüze uğramış nesil yetiştirdikleri tüm açıklığıyla görülmektedir. Hep din ahlakından ve terbiyesinden ahkâm kesenlerin, ahlaklarını da, terbiyelerini de hep birlikte ibretle görüyoruz.
Özellikle AKP iktidarıyla birlikte kadın ve çocuklara yönelik cinsel taciz olaylarında artma görülmüştür.
Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında geliyor çocuk istismarı ve çocuklara tecavüz, cinsel istismar... Bu çocuklar büyüdükleri zaman potansiyel birer “homongolos”
olmak zorunda, bunu engellemek neredeyse olanaksız, zira üzeri kapatıldığı için konunun, “rehabilitasyon” olanağından da mahrumlar.
“Çocuk İstismarını İnceleme Komisyonu” kurulmasına ilişkin, Önerge AKP tarafından ret edilmiş ancak; tepkiler üzerine uzlaşma sağlanmış komisyon kurulabilmiş.
Çocuk istismarının üzerini kapamaya çalışanların en büyük korkusu, bunun ‘İslam’a bağlanması. Oysa mesele “İslam” meselesi değil, insan meselesi. İslam’a yapışmasının temelinde yatan en büyük neden ise, daha çok bu işin “İslami” kuruluşların kurduğu vakıf ve derneklerde gerçekleşiyor olması.
Çocuklarını kötü yola düşmemesi için Kuran kurslarına gönderenler de sapık tehlikesiyle karşı karşıya geliyorlar.
AKP hükümetinin kavga dövüşle yangından mal kaçırır gibi çıkardığı 4+4+4 eğitim sistem ile birlikte özel okullara yönlendirme artmış yoksul halk çocukları sahipsiz kalmıştır.
Dini eğitim verdiği söylenen evler pansiyonlar, yurtlar, cemaatler, vakıflar milli eğitimin denetimi dışında kalmışlar, diledikleri gibi davranmaya başladıkları yaygın olarak dillendiriliyor.
Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bülent Arı, "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor, ben her zaman cahil halka güvendim" dedi. “Ülkeyi ayakta tutmak için cahil nesil lazım” diyen bir zihniyete teslim edilmiştir eğitim.
Oysa:
Anayasamızda; MADDE 41.– Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
MADDE 42.– “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.”
“Bir milletin geleceği ile oynamak istiyorsan, eğitim sistemi ile oyna” Albert Einstein “bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır” diyor.
Çocuklar geleceğimizdir onlara sahip çıkalım, Anneler babalar çocuklarınızı koruyunuz.