Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
İsmail Tezgel
Köşe Yazarı
İsmail Tezgel
 

Atatürk dine karşı mıydı?

Cumhuriyete ve Atatürk’e saldırılar ,iftiralar son zamanlarda giderek artmaya başladı. Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde adam olanlar, şimdi ona saldırarak Kimsesizlerin kimsesi olan ,yoksul halkın , işçi köylü çocuklarının, kız erkek ayırmadan dil,din cinsiyet ırk ayrımı yapmadan herkese eşit fırsatlar sunan, Atatürk cumhuriyeti Emperyalistlerin ve onun yerli işbirlikçilerini ,din tüccarlarını rahatsız etmektedir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde adam olan TBMM başkanı olan İsmail Kahraman ; "Laiklik yeni anayasada olmamalıdır" sözleriyle gündeme gelmişti şimdide yaptığı bir konuşmada; “Cumhuriyet’i kuran kadro pozitivistti. Pozitivist nedir? Gördüğüne ve tuttuğuna inanır. Peki ayeti tutuyor muyum? Hayır… Vahiy gördüm mü? Hayır… Ayeti reddederler. Şimdiki tabiri ile olguculuk. Pozitivizm Cumhuriyet’i kuranların ideolojisi oldu, dinden uzaklaştılar” yani dinsiz, din düşmanıydılar diyor. Oysa bakın Atatürk din için neler yapmıştı birkaç örnek verelim; "Cumhuriyet’i kuran irade (Atatürk) İmparatorluğu içerden kemirerek yıkan hurafenin ( Kur’an dışı uydurma dincilik) tabelalarını devirdikten sonra; en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve önemli adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır. O adım, çağın en büyük müfessiri (yorumcusu) Elmalılı Hamdi Yazır’a, TBMM’nin karar ve isteğiyle hazırlatılan Kur-an tercüme ve tefsiridir. Yani 9 ciltlik o aşılamamış Elmalılı tefsiri basılmış ücretsiz dağıtılmıştır. Atatürk, İslam’ın temel kaynaklarını Türkçeye çevirtmekte yetinmemiş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını da önlük etmiştir 65 yılı aşkındır, amansız bir din sömürüsü ile ülkenin anasını ağlatan politikalar ve din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin vücuda getirdiği, o, 9 ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz bir şey henüz üretilememiştir. -Kur-an’ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. - Kur-an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. - İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. - Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. - Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı Sedat Şenermen’in “GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN İSLAM/KURAN KÜLTÜRÜ-Atatürk’ün Camileri” kitabından bir bölümü paylaşalım. 1930’lu yıllarda Japonlar “ülkemizde her türlü ibadethane var, ancak Müslüman ibadethanesi bir cami yok, camiyi hangi ülkeye yaptıralım” diye düşünüp taşınırlar. Japonlar, o günün şartlarında kendilerine en yakın “Müslüman ülke” olarak Türkiye’yi bulurlar. Türkiye’yi yakından tanıyan diplomat Torijori Yamada’ya danışırlar. Yamada, “Türkler varken ne bizim yapmamız, ne de başka bir ülkeye teklifte bulunmamız hoş olmaz” der. Bunun üzerine Büyükelçi Yamada’yı Türkiye’ye yollarlar. Torijori Yamada, Tokyo’ya Cami yapılmasını “rica” için Ankara’ya Mustafa Kemal Atatürk ile görüşmeye gelir.Torijori Yamada hatıralarında bu görüşmeyi şöyle anlatır:  “Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu beni kapıda karşıladı, çok yakın ilgi ve alaka gösterdi. Türk – Japon dostluğundan övgü ile bahsetti. ‘Tokyo’ya bir cami yapın’ dedim. Gözlerini gözlerimin içine dikti ve dedi ki: ‘Biz savaştan yeni çıkmış, borç harç içindeyiz, paramız pulumuz yok. Devletin bu kadar borcu varken, benim memleketimde yeterince ibadethane yokken, devlet parasıyla Tokyo’ya cami yaptırmak uygun olmaz. Ama bu caminin de yapılması gerek. O halde parasını ben cebimden vereyim, ben yaptırayım.’ Şaşırdım, hayretler içinde kaldım. Mustafa Kemal, kendi parası ile Tokyo’da cami yaptırmayı kabul etmişti. Her safhasında ve her şeyi ile bizzat ilgilenerek Tokyo’ya çift minareli bir cami yaptırdı. Biz de her kutsal günde iki minare arasına Mustafa Kemal yazılı ‘mahya’ astık. Japon büyükelçisinin yukarıdaki anısını anlattıktan sonra Sedat Şenermen şu yorumu yapıyor. “Şeriatçılar, tarikatçılar, “Allah’la adam kandıran” yobazlar, gericiler Atatürk’ü hiç sevmezler. Ona düşmandırlar. Atatürk, onlar için dinsiz, kâfirdir, Anıtkabir’e gitmek “puta tapmakla” aynı şeydir. Oysaki güneş, ilk ışıklarını dünyanın öbür ucundan göstermeye başladığında Tokyo semalarında “Ezan-ı Muhammedi” gümbür gümbür yankılanıyorsa, “Allah” adı göklerde çınlıyorsa bu; “dinsiz, kâfir(!)” dedikleri Mustafa Kemal’in parası ve İslamiyet sevgisi ile gerçekleşmiştir. Bizim sahte Müslümanlar da keşke Atatürk’ün “zerresi” kadar “mümin” olabilselerdi. Başka söze gerek var mı?  
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2016 - Cuma

Atatürk dine karşı mıydı?

Cumhuriyete ve Atatürk’e saldırılar ,iftiralar son zamanlarda giderek artmaya başladı. Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde adam olanlar, şimdi ona saldırarak

Kimsesizlerin kimsesi olan ,yoksul halkın , işçi köylü çocuklarının, kız erkek ayırmadan dil,din cinsiyet ırk ayrımı yapmadan herkese eşit fırsatlar sunan, Atatürk cumhuriyeti Emperyalistlerin ve onun yerli işbirlikçilerini ,din tüccarlarını rahatsız etmektedir.

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde adam olan TBMM başkanı olan İsmail Kahraman ; "Laiklik yeni anayasada olmamalıdır" sözleriyle gündeme gelmişti şimdide yaptığı bir konuşmada; “Cumhuriyet’i kuran kadro pozitivistti. Pozitivist nedir? Gördüğüne ve tuttuğuna inanır. Peki ayeti tutuyor muyum? Hayır… Vahiy gördüm mü? Hayır… Ayeti reddederler. Şimdiki tabiri ile olguculuk. Pozitivizm Cumhuriyet’i kuranların ideolojisi oldu, dinden uzaklaştılar” yani dinsiz, din düşmanıydılar diyor.

Oysa bakın Atatürk din için neler yapmıştı birkaç örnek verelim;

"Cumhuriyet’i kuran irade (Atatürk) İmparatorluğu içerden kemirerek yıkan hurafenin ( Kur’an dışı uydurma dincilik) tabelalarını devirdikten sonra; en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve önemli adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır.

O adım, çağın en büyük müfessiri (yorumcusu) Elmalılı Hamdi Yazır’a, TBMM’nin karar ve isteğiyle hazırlatılan Kur-an tercüme ve tefsiridir. Yani 9 ciltlik o aşılamamış Elmalılı tefsiri basılmış ücretsiz dağıtılmıştır.

Atatürk, İslam’ın temel kaynaklarını Türkçeye çevirtmekte yetinmemiş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını da önlük etmiştir

65 yılı aşkındır, amansız bir din sömürüsü ile ülkenin anasını ağlatan politikalar ve din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin vücuda getirdiği, o, 9 ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz bir şey henüz üretilememiştir.

-Kur-an’ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı.

- Kur-an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı.

- İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı.

- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü.

- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı

Sedat Şenermen’in “GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN İSLAM/KURAN KÜLTÜRÜ-Atatürk’ün Camileri” kitabından bir bölümü paylaşalım.

1930’lu yıllarda Japonlar “ülkemizde her türlü ibadethane var, ancak Müslüman ibadethanesi bir cami yok, camiyi hangi ülkeye yaptıralım” diye düşünüp taşınırlar. Japonlar, o günün şartlarında kendilerine en yakın “Müslüman ülke” olarak Türkiye’yi bulurlar.

Türkiye’yi yakından tanıyan diplomat Torijori Yamada’ya danışırlar.

Yamada, “Türkler varken ne bizim yapmamız, ne de başka bir ülkeye teklifte bulunmamız hoş olmaz” der. Bunun üzerine Büyükelçi Yamada’yı Türkiye’ye yollarlar.

Torijori Yamada, Tokyo’ya Cami yapılmasını “rica” için Ankara’ya Mustafa Kemal Atatürk ile görüşmeye gelir.Torijori Yamada hatıralarında bu görüşmeyi şöyle anlatır:

 “Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu beni kapıda karşıladı, çok yakın ilgi ve alaka gösterdi. Türk – Japon dostluğundan övgü ile bahsetti. ‘Tokyo’ya bir cami yapın’ dedim. Gözlerini gözlerimin içine dikti ve dedi ki: ‘Biz savaştan yeni çıkmış, borç harç içindeyiz, paramız pulumuz yok. Devletin bu kadar borcu varken, benim memleketimde yeterince ibadethane yokken, devlet parasıyla Tokyo’ya cami yaptırmak uygun olmaz. Ama bu caminin de yapılması gerek. O halde parasını ben cebimden vereyim, ben yaptırayım.’ Şaşırdım, hayretler içinde kaldım. Mustafa Kemal, kendi parası ile Tokyo’da cami yaptırmayı kabul etmişti. Her safhasında ve her şeyi ile bizzat ilgilenerek Tokyo’ya çift minareli bir cami yaptırdı. Biz de her kutsal günde iki minare arasına Mustafa Kemal yazılı ‘mahya’ astık.

Japon büyükelçisinin yukarıdaki anısını anlattıktan sonra Sedat Şenermen şu yorumu yapıyor. “Şeriatçılar, tarikatçılar, “Allah’la adam kandıran” yobazlar, gericiler Atatürk’ü hiç sevmezler. Ona düşmandırlar. Atatürk, onlar için dinsiz, kâfirdir, Anıtkabir’e gitmek “puta tapmakla” aynı şeydir.

Oysaki güneş, ilk ışıklarını dünyanın öbür ucundan göstermeye başladığında Tokyo semalarında “Ezan-ı Muhammedi” gümbür gümbür yankılanıyorsa, “Allah” adı göklerde çınlıyorsa bu; “dinsiz, kâfir(!)” dedikleri Mustafa Kemal’in parası ve İslamiyet sevgisi ile gerçekleşmiştir.

Bizim sahte Müslümanlar da keşke Atatürk’ün “zerresi” kadar “mümin” olabilselerdi. Başka söze gerek var mı?

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.