7 haziran 2015 seçimlerinde 4.5 milyon dolayında bir seçmen AKP’den desteğini çekti, muhalefete oy verdi.
AKP 2002 yılında “3 Y”yi yani “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasakları” yok etmek vaadi ile iktidara gelmişti. Oysa geçen yıllardaki icraatı bunun tersi oldu:
- Yolsuzluk ve rüşvet dosyaları dağ gibi yığıldığı.
- Yasaklar kaldırılmadığı gibi daha da arttığı, insanlar, polis copları altında ezildiği.
- Vatandaş geçim sıkıntısı yaşarken Kaçak Saray’a milyarlar akıtıldığı.
- “Açılım-saçılım” ülkeyi bölünme noktasına getirdiği.
- İki milyondan fazla Suriyeli mülteci ülkeyi kontrolsüz şekilde doldurduğunu halk gördü
Ekonomide yaşanan kriz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin çoğunluk diktatörlüğünü kullanarak uyguladığı tek adam ve baskı yönetimi, dayatmaları, oldu bittileri; yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne, güçler ayrılığı ilkesine, demokrasiye indirdiği darbeler, büyük haksızlıklar, hukuksuzlar, yolsuzluk iddiaları... nedeniyle
Halk, Erdoğan’ı da AKP’yi de cezalandırdı, “Demokrasi, uzlaşma, hukuk, adalet, büyüyen ekonomi, adil gelir dağılımı istiyorum. Buyurun yapın” diyerek üç muhalefet partisine görev verdi.
1970’li ve 80 yıllarda, MHP ile CHP’nin, solun bir araya bir araya gelmesine olanaksız gözüyle bakılırdı. Zaman ve koşullar, ezberleri öyle bir bozdu ki , Ancak AKP iktidarı mucizevi bir iş başardı. AKP'nin dışa bağımlı uygulamaları Cumhuriyetin ve Türk milli değerlerine yapılan saldırılar CHP ve MHP tabanlarını birbirine yaklaştırdı.
2007 seçimlerinde MHP barajı aşsın diye CHP'lilerin oy verdiğini, yerel seçimlerde Manisa, Isparta, Balıkesir başta olmak üzere bir çok MHP'li adaya CHP'li seçmenin oy verdiği yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır.
Halkın %60 ı AKP'nin tek başına iktidar olmasını iktidarda kalmasını istemediğini muhalefet partilerine oy vererek, 17-25 Aralık dosyası yeniden aç, Cumhurbaşkanı anayasal sınırları içine çek, batak Suriye politikasını değiştir, hukukun üstünlüğünü gerçekleştir,Yoksulluğu,İşsizliği bitir,Emekliye ikramiye sözünü tut, yargı kurumu yeniden yapılandır, vatandaş sıkıntıdan kurtar dedi,
Devlet Bahçeli” Meclis Başkanı Erdoğan'ın kontrolünde olmamalı. Bu seçime Erdoğan'ın istediği kişi seçildi ya da seçilemedi olarak bakmak lazım. Onun çıkaracağı adayı seçtirmemek önemli" demişti
Devlet Bahçeli yine yapacağını yaptı MHP milletvekillerine geçersiz ya da boş oy kullandırarak , AKP’ye “koltuk değneği” olmuş, AKP adayı Tayyip Erdoğan’ın en sadık adamı İsmet Yılmaz’ı Meclis Başkanı seçilmesini sağlamış……..
“Devlet Bahçeli’nin seçim meydanlarında gürlemesine, kükremesine, Tayyip Erdoğan’a saldırmasına bakmayın. O gizli gizli AKP’ye çalışıyor!” diyenler haklı çıkarmıştır.
Devlet Bahçelinin AKP bu ilk desteği olmadığı daha öncede;
2002 de Koalisyonu bozarak erken seçim kararı aldırmış AKP'nin iktidara gelmesini sağlamış
2007 yılında. Abdullah Gül'e Cumhurbaşkanlığı yolunu açan en önemli hamle, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, seçim için 367 şartını aramaksızın TBMM oturumuna katılacaklarını açıklaması olmuş Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamış,
Tayyip Erdoğan 15 Ocak 2008'de İspanya'da yaptığı türban çıkışından sonra başlayan üniversitelerde türban serbestisi tartışmalarında da Devlet Bahçeli AKP'ye koşulsuz destek vermişti
2010'daki anayasa reformuna hayırda hayır var demesine rağmen gerekli çalışmayı yapmayarak referandumda evet çıkmasına yardımcı olmuş,
2012 yılında ana muhalefete ile AKP hükümeti arasında kıran kırana tartışmanın yaşandığı konulardan birisi de AKP'nin 4+4+4 eğitim sistemi desteğiydi Eğitimi dert+dert+dert haline gelmesi sağlanmış
2013'te alkollü içkilerin perakende satışına sınırlama getiren yasaya MHP destek vermiş
2013 yılında Taksim'de başlayan ve tüm Türkiye'ye yayılan Gezi olaylarında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yine hükümetin yanında durmuş, 2013: Bahçeli anayasa görüşmelerinde de AKP'ye destek verdi
2014: Meclis’te görüşülen Suriye-Irak tezkeresi de AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
Çözüm süreci başta olmak üzere birçok konuda hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a en sert eleştirileri hep Devlet Bahçeli yöneltti. Seçim meydanlarında da çok ağır konuşan Bahçeli, 7 Haziran akşamı yaptığı açıklamada AK Partisiz bir seçenek bırakmadı.
Rifat Serdaroğlu: "Bir iş defalarca ve bilerek yapılıyorsa elbette ki tesadüf olamaz ve o işte iyi niyet de aranmaz. Bu kirli destek ve işbirliğine Bahçeli’yi kim zorluyor ve Bahçeli bu zorlamaya neden boyun eğiyor? Şimdilik bizce meçhul!”dedi.