avcılar escort
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Hüseyin Asar
Köşe Yazarı
Hüseyin Asar
 

ERKEN SEÇİMİN AYAK SESLERİ

2023 seçimlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçti. 2024 yerel seçimlerinde AKP'nin, 2002 seçimlerinden bu yana ilk kez CHP'nin arkasına düşmesi erken seçim konuşmalarının başlamasını sağladı. 31 Mart 2024 seçimlerinden bugüne kadar gündem çok hızlı değişiyor. Özellikle son zamanlarda iktidar kanadının Kürt sorununu çözme adına Öcalan adımını atması beklenmedik söylemlere neden oldu. Özellikle MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışı ilginçti. 2024 seçimlerinde CHP için, "Onlara oy verirseniz Kavala'yı, Demirtaş'ı çıkaracak, hatta Öcalan'ı çıkaracak" dedikten aylar sonra, "Öcalan gelsin Yüce Mecliste konuşsun" söylemi aklımıza "Kimler kimlerle beraber" sözünü getirdi. Üstelik Öcalan verdiği beyanatta hapiste bulunan tüm PKK'lı teröristlerin affını istedi. Artık süreç öyle hızlı işliyor ki, Kasım 2025 tarihinde erken seçim ufukta görünmeye başladı. Ama gündemde bilerek oluşturulan güvenlik sorunları; PKK, ABD/İsrail komplosu, Suriye, Irak ve diğer komşularla gerilen ilişkileri birlikte değerlendirmek gerekir. Bu ortamda kısa sürede birbirinin tersine açıklamalar yapan iktidar kanadının algı çalışmalarının oldukça başarılı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Öyle ki, Gobbels bu günlerde iktidar tarafından yapılan algı çalışmalarını görse şapka çıkarırdı. Ufukta görünen erken seçimdeki belirleyici faktör olarak şimdilik Dem Parti'nin tutumu olacak gibi görünüyor. Dem Parti'nin son günlerdeki açıklamaları ve iktidar kanadının söylemleri olayın dolaylı ittifak olacağını işaret ediyor. Bu aşamada aklımıza gelen olay ise AKP tarafından yapılan daha önceki açılım, Oslo Görüşmeleri, Habur Mahkemeleri ve sonrasındaki hendek olayları. Umarım benzer olayları yeniden yaşamayız. Dem Parti onlarla, özellikle MHP ile birlikte ortak hareket edecek mi? Yoksa iktidar yerine muhalefetle birlikte mi hareket edecek? Açıklamaları halklar arasındaki barışı destekleyecek ve birleştirecek nitelikte mi olacak? Her şey karmakarışık durumda. Aslında şu anda halklar arasında bir gerginlik yaratıp bu gerginlikten oy devşirme çalışmaları oldukça zamansız görünüyor. Çünkü, bugün ülkemizde iktidar kanadının söylemlerinin aksine hem Türk genci hem de Kürt genci moral olarak bitik, işsiz, beş parasız, çaresiz. Bu koşullarda kimsenin, özellikle gençlerin ekonomik olarak bir gelecek garantisi yok. Asgari ücretli ve emekli artık sürünüyor. Asgari ücret demişken, iktidarın enflasyon %50 civarında iken, asgari ücrete %30 zam yapması erken seçim için işaret fişeği anlamını taşıyor. Kasım ayında seçim olacaksa, Temmuz ayında oluşan enflasyon ile birlikte şimdi vermediği %20 zammı vererek oy devşirmeyi planlıyordur. Umarım asgari ücretli ve emekli kışın yediği ayazı yazın unutmaz. Daha önce unutmuştu. Ülkede genç işsiz sayısında patlama var. Emekli olanların önemli bir kısmı maaşı yetmediği için çalışmak zorunda. Çalışanların ve emeklilerin önemli bir kısmı açlık sınırının altında maaş alıyor. Buna bağlı olarak insanımız sağlıklı beslenmiyor. Ülkemizin konumu, iklimi, yeraltı ve yerüstü kaynakları göz önüne alındığında büyük fabrikalar, devasa sanayiler, uluslararası saygınlığa sahip işletmeler olması gerekiyor. Ülkemizin buna potansiyeli var ama ne yazık ki kullanılamıyor. Gençler akşama kadar kafelerde, millet bahçelerinde, kahve köşelerinde zaman tüketiyor. Dayısı olmayan mülakatları geçip işe giremiyor, ümitleri kırılıyor. Ülke bile bile yokuş aşağı Orta Doğu'daki kaosa doğru sürükleniyor. Erken seçime gidilmesinin normal şartlarda iki yolu var. Birincisi Erdoğan’ın istifası, ikincisi Meclis’in 360 vekille seçim kararı alması. Erdoğan istifa ederse tekrar aday olamıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece Meclis erken seçim kararı alırsa bir kez daha aday olabiliyor. Resmi sayıma göre üçüncü, matematiğe göre dördüncü kez. Gerçi Anayasa iki defa seçime girebilir diyor ama, Anayasayı zaten dinleyen yok. CHP dışında Yeniden Refah Partisi’nden de erken seçim konusunda söylemler var. YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin erken seçime doğru ilerlediğini görüyoruz” diyerek 23 Kasım 2025 tarihinin erken seçim için uygun bir tarih olacağını söyledi. Yeri gelmişken, CHP erken seçim istiyor ama bu doğrultuda yeterli derecede çalışmıyor. Milletvekilleri açısından Kasım 2025, erken seçim için uygun bir tarih. Bir kere, Mayıs 2023’te ilk kez milletvekili seçilen siyasetçiler, milletvekili olarak iki yıllı tamamlayacakları için özlük haklarını kazanmış olacaklar. Böylece mevcut milletvekilleri cumhurbaşkanlarına bağlanan yaşlılık aylığının yaklaşık yarısı kadar emekli aylığı alabilecek. Erken seçim için gerekli olan Meclis’in 360 oy ile seçim kararı alması için muhalefetin de iktidarın da gücü yetmiyor. Cumhur İttifakı’nın vekil sayısı 316. Meclis’te AKP ve MHP’den olmayan vekillerin toplamı 284 ediyor. Seçim için 76 vekil eksik kalıyor. Bu sayıyı Dem ve diğer partilerden alacakları destek ile tamamlayabilirler. Böyle bir durumda kimin nereyi destekleyeceğini şimdiden kestirmek güç. Yani erken seçim kararı Meclis’teki koltukların aritmetiğine kalırsa, Erdoğan istemediği sürece bu ülkede 2028’den önce seçim olma şansı yok. Burada can alıcı nokta muhalefetin yaptıkları ile yapmadıkları. Bunu geçen 2023 seçimlerinde acı olarak gördük. "Nasıl olsa ülke kötü durumda, ekonomi kötü, dış politika kötü, seçim olursa kesin kazanırız” diye düşünen ve öyle hareket eden muhalefet, kesin kazandık dedikleri geçen seçimleri kaybetti, aynı düşüncede ısrar ederlerse gelecek seçimleri de kaybeder. 23 yılda halka kendini kabul ettiren iktidarın kendiliğinden yenileceğini, toplumun otomatikman muhalefete yöneleceğini beklemek dün olduğu gibi bugün de büyük bir yanlış olarak tüm çıplaklığı ile karşımızda duruyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında önde olmak sanıldığı kadar büyük bir anlam ifade etmiyor. Seçim ortamında her şey farklı oluyor. Seçmene kendinizi ve yapacaklarınızı iyi anlatamazsınız hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor. Seçim atmosferi çok farklı ve iktidarın çok iyi algı çalışması durumu değiştiriyor. Seçim atmosferinde iktidarın algı çalışmaları ile başka faktörler devreye girecek ve bugün hoşumuza giden anketlerin birçoğu farklı sonuçlar verecektir. 2023 seçimlerinde anketlerin nasıl ters köşe olduğunu gördük. Anket manipülasyonu algı konusunda oldukça önemli bir argüman olarak siyasette önemli bir yer tutuyor. Muhalefet açısından esas sınav, ülkenin geçmişten bugüne biriken tarihsel ve etkili güncel sorunlarını, ülkeyi yöneten iktidar açısından siyasal bir yüke dönüştürebilmektir. Bu da halkın tepkisinin hayatın her alanında politikleşmesi ve bu tepkinin, "Başka bir yol daha var" konusunu anlayabilmesiyle mümkün olabilir. Başarının anahtarını başka bir yerde aramaya gerek yok ama, bunu muhalefet yapabilir mi? Muhalefet halka inip kendini anlatamazsa olası bir erken seçimde iktidarın yarattığı korku ortamının doğal sonucu olarak yine mevcut iktidar zafer kazanabilir. Bu ortamda yandaş medya sürekli olarak CHP üzerinden tartışma yaratarak muhalefetin ayarlarıyla oynuyor. İktidarın asıl amacı, muhalefeti destekleyen kitleler arasında bir karşıtlık yaratarak muhalefeti felce sürüklemek. İşin ilginç yanı ise, etkili ve verimli bir yol haritası olmayan muhalefet bu duruma bilerek ya da bilmeyerek çanak tutuyor. Herhangi bir ülkedeki muhalefet, iktidarı zorlayabildiği, onu köşeye sıkıştırabildiği oranda zafere ulaşabilir. Böylesine büyük bir kriz sürecinde, hele de yerel seçimlerde ağır bir yenilgi almışken, iktidar kendine yeni hareket alanları yaratabiliyorsa, burada muhalefetin kendisini sorgulaması gerekiyor. Sonuç olarak, iktidarın Öcalan çıkışı, asgari ücrete yapılacak zammın üstü örtülü olarak ertelenmesi, başlayan petrol, doğalgaz bulduk söylemleri, Suriye'de atılan zafer naraları erken seçim için atılan adımlar olarak gözükmektedir. Yapılması gereken enflasyon altında ezilenlerin gerekli cevabı sandıkta vermesidir. "Fakire sürekli yetinmeyi öğretmeyin. Fakir zaten yetinmeyi biliyor. Zengine öğretin ki, az zıkkımlanıp paylaşmayı bilsin." (Che Guevara)
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2025 - Pazartesi

ERKEN SEÇİMİN AYAK SESLERİ

2023 seçimlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçti. 2024 yerel seçimlerinde AKP'nin, 2002 seçimlerinden bu yana ilk kez CHP'nin arkasına düşmesi erken seçim konuşmalarının başlamasını sağladı.

31 Mart 2024 seçimlerinden bugüne kadar gündem çok hızlı değişiyor. Özellikle son zamanlarda iktidar kanadının Kürt sorununu çözme adına Öcalan adımını atması beklenmedik söylemlere neden oldu. Özellikle MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışı ilginçti. 2024 seçimlerinde CHP için, "Onlara oy verirseniz Kavala'yı, Demirtaş'ı çıkaracak, hatta Öcalan'ı çıkaracak" dedikten aylar sonra, "Öcalan gelsin Yüce Mecliste konuşsun" söylemi aklımıza "Kimler kimlerle beraber" sözünü getirdi. Üstelik Öcalan verdiği beyanatta hapiste bulunan tüm PKK'lı teröristlerin affını istedi.

Artık süreç öyle hızlı işliyor ki, Kasım 2025 tarihinde erken seçim ufukta görünmeye başladı. Ama gündemde bilerek oluşturulan güvenlik sorunları; PKK, ABD/İsrail komplosu, Suriye, Irak ve diğer komşularla gerilen ilişkileri birlikte değerlendirmek gerekir. Bu ortamda kısa sürede birbirinin tersine açıklamalar yapan iktidar kanadının algı çalışmalarının oldukça başarılı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Öyle ki, Gobbels bu günlerde iktidar tarafından yapılan algı çalışmalarını görse şapka çıkarırdı.

Ufukta görünen erken seçimdeki belirleyici faktör olarak şimdilik Dem Parti'nin tutumu olacak gibi görünüyor. Dem Parti'nin son günlerdeki açıklamaları ve iktidar kanadının söylemleri olayın dolaylı ittifak olacağını işaret ediyor. Bu aşamada aklımıza gelen olay ise AKP tarafından yapılan daha önceki açılım, Oslo Görüşmeleri, Habur Mahkemeleri ve sonrasındaki hendek olayları. Umarım benzer olayları yeniden yaşamayız.

Dem Parti onlarla, özellikle MHP ile birlikte ortak hareket edecek mi? Yoksa iktidar yerine muhalefetle birlikte mi hareket edecek? Açıklamaları halklar arasındaki barışı destekleyecek ve birleştirecek nitelikte mi olacak? Her şey karmakarışık durumda.

Aslında şu anda halklar arasında bir gerginlik yaratıp bu gerginlikten oy devşirme çalışmaları oldukça zamansız görünüyor. Çünkü, bugün ülkemizde iktidar kanadının söylemlerinin aksine hem Türk genci hem de Kürt genci moral olarak bitik, işsiz, beş parasız, çaresiz. Bu koşullarda kimsenin, özellikle gençlerin ekonomik olarak bir gelecek garantisi yok.

Asgari ücretli ve emekli artık sürünüyor. Asgari ücret demişken, iktidarın enflasyon %50 civarında iken, asgari ücrete %30 zam yapması erken seçim için işaret fişeği anlamını taşıyor. Kasım ayında seçim olacaksa, Temmuz ayında oluşan enflasyon ile birlikte şimdi vermediği %20 zammı vererek oy devşirmeyi planlıyordur. Umarım asgari ücretli ve emekli kışın yediği ayazı yazın unutmaz. Daha önce unutmuştu.

Ülkede genç işsiz sayısında patlama var. Emekli olanların önemli bir kısmı maaşı yetmediği için çalışmak zorunda. Çalışanların ve emeklilerin önemli bir kısmı açlık sınırının altında maaş alıyor. Buna bağlı olarak insanımız sağlıklı beslenmiyor.

Ülkemizin konumu, iklimi, yeraltı ve yerüstü kaynakları göz önüne alındığında büyük fabrikalar, devasa sanayiler, uluslararası saygınlığa sahip işletmeler olması gerekiyor. Ülkemizin buna potansiyeli var ama ne yazık ki kullanılamıyor. Gençler akşama kadar kafelerde, millet bahçelerinde, kahve köşelerinde zaman tüketiyor. Dayısı olmayan mülakatları geçip işe giremiyor, ümitleri kırılıyor. Ülke bile bile yokuş aşağı Orta Doğu'daki kaosa doğru sürükleniyor.

Erken seçime gidilmesinin normal şartlarda iki yolu var. Birincisi Erdoğan’ın istifası, ikincisi Meclis’in 360 vekille seçim kararı alması. Erdoğan istifa ederse tekrar aday olamıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece Meclis erken seçim kararı alırsa bir kez daha aday olabiliyor. Resmi sayıma göre üçüncü, matematiğe göre dördüncü kez. Gerçi Anayasa iki defa seçime girebilir diyor ama, Anayasayı zaten dinleyen yok.

CHP dışında Yeniden Refah Partisi’nden de erken seçim konusunda söylemler var. YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin erken seçime doğru ilerlediğini görüyoruz” diyerek 23 Kasım 2025 tarihinin erken seçim için uygun bir tarih olacağını söyledi. Yeri gelmişken, CHP erken seçim istiyor ama bu doğrultuda yeterli derecede çalışmıyor.

Milletvekilleri açısından Kasım 2025, erken seçim için uygun bir tarih. Bir kere, Mayıs 2023’te ilk kez milletvekili seçilen siyasetçiler, milletvekili olarak iki yıllı tamamlayacakları için özlük haklarını kazanmış olacaklar. Böylece mevcut milletvekilleri cumhurbaşkanlarına bağlanan yaşlılık aylığının yaklaşık yarısı kadar emekli aylığı alabilecek.

Erken seçim için gerekli olan Meclis’in 360 oy ile seçim kararı alması için muhalefetin de iktidarın da gücü yetmiyor. Cumhur İttifakı’nın vekil sayısı 316. Meclis’te AKP ve MHP’den olmayan vekillerin toplamı 284 ediyor. Seçim için 76 vekil eksik kalıyor. Bu sayıyı Dem ve diğer partilerden alacakları destek ile tamamlayabilirler. Böyle bir durumda kimin nereyi destekleyeceğini şimdiden kestirmek güç. Yani erken seçim kararı Meclis’teki koltukların aritmetiğine kalırsa, Erdoğan istemediği sürece bu ülkede 2028’den önce seçim olma şansı yok.

Burada can alıcı nokta muhalefetin yaptıkları ile yapmadıkları. Bunu geçen 2023 seçimlerinde acı olarak gördük. "Nasıl olsa ülke kötü durumda, ekonomi kötü, dış politika kötü, seçim olursa kesin kazanırız” diye düşünen ve öyle hareket eden muhalefet, kesin kazandık dedikleri geçen seçimleri kaybetti, aynı düşüncede ısrar ederlerse gelecek seçimleri de kaybeder. 23 yılda halka kendini kabul ettiren iktidarın kendiliğinden yenileceğini, toplumun otomatikman muhalefete yöneleceğini beklemek dün olduğu gibi bugün de büyük bir yanlış olarak tüm çıplaklığı ile karşımızda duruyor.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında önde olmak sanıldığı kadar büyük bir anlam ifade etmiyor. Seçim ortamında her şey farklı oluyor. Seçmene kendinizi ve yapacaklarınızı iyi anlatamazsınız hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor. Seçim atmosferi çok farklı ve iktidarın çok iyi algı çalışması durumu değiştiriyor. Seçim atmosferinde iktidarın algı çalışmaları ile başka faktörler devreye girecek ve bugün hoşumuza giden anketlerin birçoğu farklı sonuçlar verecektir. 2023 seçimlerinde anketlerin nasıl ters köşe olduğunu gördük. Anket manipülasyonu algı konusunda oldukça önemli bir argüman olarak siyasette önemli bir yer tutuyor.

Muhalefet açısından esas sınav, ülkenin geçmişten bugüne biriken tarihsel ve etkili güncel sorunlarını, ülkeyi yöneten iktidar açısından siyasal bir yüke dönüştürebilmektir. Bu da halkın tepkisinin hayatın her alanında politikleşmesi ve bu tepkinin, "Başka bir yol daha var" konusunu anlayabilmesiyle mümkün olabilir. Başarının anahtarını başka bir yerde aramaya gerek yok ama, bunu muhalefet yapabilir mi?

Muhalefet halka inip kendini anlatamazsa olası bir erken seçimde iktidarın yarattığı korku ortamının doğal sonucu olarak yine mevcut iktidar zafer kazanabilir.

Bu ortamda yandaş medya sürekli olarak CHP üzerinden tartışma yaratarak muhalefetin ayarlarıyla oynuyor. İktidarın asıl amacı, muhalefeti destekleyen kitleler arasında bir karşıtlık yaratarak muhalefeti felce sürüklemek. İşin ilginç yanı ise, etkili ve verimli bir yol haritası olmayan muhalefet bu duruma bilerek ya da bilmeyerek çanak tutuyor.

Herhangi bir ülkedeki muhalefet, iktidarı zorlayabildiği, onu köşeye sıkıştırabildiği oranda zafere ulaşabilir. Böylesine büyük bir kriz sürecinde, hele de yerel seçimlerde ağır bir yenilgi almışken, iktidar kendine yeni hareket alanları yaratabiliyorsa, burada muhalefetin kendisini sorgulaması gerekiyor.

Sonuç olarak, iktidarın Öcalan çıkışı, asgari ücrete yapılacak zammın üstü örtülü olarak ertelenmesi, başlayan petrol, doğalgaz bulduk söylemleri, Suriye'de atılan zafer naraları erken seçim için atılan adımlar olarak gözükmektedir. Yapılması gereken enflasyon altında ezilenlerin gerekli cevabı sandıkta vermesidir.

"Fakire sürekli yetinmeyi öğretmeyin. Fakir zaten yetinmeyi biliyor. Zengine öğretin ki, az zıkkımlanıp paylaşmayı bilsin." (Che Guevara)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
avcılar escort