Eğer bir şeyi yeterince istersek, onu kesinlikle elde ederiz.
Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş.
Hedef, yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış.
Bir sürü kurbağa arkadaşlarını seyretmek için toplanmış.
Yarış başlamış.
Seyirciler hiçbir yarışmacının kulenin tepesine çıkacağına inanmıyormuş.
Seyirciler, aralarında zavallılar hiçbir zaman başaramayacaklar diye konuşuyorlarmış.
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca yarışı teker, teker bırakmaya başlamışlar.
İçlerinden biri yılmadan kuleye tırmanmaya çalışmış.
Seyirciler bağırmaya başlamışlar zavallılar asla başaramayacaklar!
Sonunda biri hariç hepsinin ümitleri kırılmış ve yarışı bırakmışlar.
Son kalan kurbağa büyük bir gayretle mücadelesine devam etmiş ve sonunda kulenin tepesine çıkmaya başarmış.
Hepsi hayretler içinde kalmış, nasıl başardığını öğrenmek istemişler.
Bir kurbağa yaklaşıp sormuş bu işi nasıl başardın? Diye.
Yarışı kazanan kurbağa işaret diliyle seni duymuyorum ben sağırım demiş.
Bizler olumlu eleştirilere açık, olumsuz eleştirilere kapalı olmalıyız.
Başarı küçük tekrarlanan çabaların toplamıdır.
Hayatımızda ki olayları en iyi biz bilir, yaşar, yargılarız.
Doğrumuzda yanlışımızda bizimdir, ve bu şekilde hayatı öğreniriz.
İyi gibi, dost gibi görünen yılan mı bilemeyiz.
Günümüzde kıskançlıklar, iki yüzlülükler çok fazla.
İnsanlar yüzüne gülüp, arkandan kuyunu kazar hale gelmiş.
Dünyanın çivisi çıkmış, herkes çıldırmış gibi.
Hepimiz geçmişi, çocukluğumuzu, saf duygularımızı özlüyoruz.
Ama hiç birimiz bunları geri çıkartmak için çaba harcamıyoruz, sadece şikayet ediyoruz.
Saf duygularımızı dışa çıkartmanın, menfaatçi duyguları, iç pazarlıklarını bırakmanın zamanı geldi.
Bizde hayallerimizi gerçekleştiremeyeceğimizi söyleyen kişilere sağır kalalım, olumsuz düşünenlerden uzak duralım, yarışı mücadele etmeyi hiç bırakmayalım ancak bu şekilde başarılı ve mutlu oluruz.
Başarı azim gerektirir, azim ise irade…