Koskoca bir yılı daha açsıyla, tatlısıyla bitirdik.
Çok güzel sevinçlerimiz, mutluluklarımız da oldu, içimizi yakan, eriten üzüntülerimiz de.
Hepimiz her yeni yıla girerken çok güzel dilek ve temenniler de bulunuruz.
Ama maalesef kötü ve düşüncesiz kişiler hep canımızı yakar bizi üzer.
Maddi, manevi hepimizin kendimize göre sıkıntılarımız var.
Keşke olmasa ama dünyanın kanunu sanırım bu hiç kimse dört dörtlük değil.
Kimisi parasıyla, kimisi yoklukla, kimisi hastalığıyla mücadele ediyor, hayat sınavını veriyor.
Bunları bir şekilde çözüp, hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz.
Fakat bazı kişilerin insanlara ve hayvanlara yaptığı zulüm, işkence akıl alır gibi değil.
Nasıl bir akla, duyguya sahipler ki benim hiç aklım almıyor.
Hiç acımadan öldürüyorlar, işkence yapıyorlar, küçük sabilere tecavüz ediyorlar, acı çektiriyorlar.
Sonra da bunun adına yokluk, namus, cinnet diyorlar.
Yokluktan sıkıntıdan, eşin aldattı, yok kendini baktı, bakmadı dedin cinnet geçirdin, işkence ettin, öldürdün.
Ağzı, dili olmayan hayvana işkence ederken, sabi çocuğu tecavüz ederken gerekçen ne?
Utanmadan, yüzü bile kızarmadan takımları giyip, boyunlarını büküp af diliyorlar.
İyi halden veya aftan yararlanıp serbest kalıyorlar.
Hiçbir işkencenin, tecavüzün, öldürmenin, acı çektirmenin mazereti olamaz, olmamalı.
Ölen öldüğüyle, acı çeken çektiğiyle kalıyor.
Böyle bir adaletsiz, acımasız kişilerin olduğu dünyada, yeni bir yılda bizi yine neler bekliyor, neler yaşayacağız.
Her geçen gün daha iyi günlere gideceğimize daha çok batağa gider gibiyiz.
Kimimiz dışarda, kimimiz evde eğlenerek, kimilerimiz hastane köşelerinde hepimiz yeni yıla sevinçle, coşkuyla, ümitle giriyoruz.
İçimizdeki coşkuyu ve mutluluğu sevdiklerimizle paylaşıp, yeni güzel hatıralar biriktiriyoruz
Biz hiç inancımızı kaybetmeyelim her yeni yıla çok güzel dileklerle girelim, sevelim, sevilelim.
Gül için dikene razı olur musunuz, yoksa dikeni de gülü de ret mi edersiniz?
Yeni yılımız güllerle dolu, güllerimizin dikenleri de bizi düşmanlardan koruyan çitler olsun.