Geçen hafta ki yazım da sizlere Türkiye coğrafyasında deprem başlığı altında; Türkiye’nin aktif bir fay hattı üzerinde olduğundan ve şimdiye kadar yaşanan depremler, bu depremlerin beraberinde getirdiği ekonomik kayıplar ve ileride de bu deprem gerçeği ile yüz yüze olduğumuzdan bahsetmiştim. Evet depremden kaçış yok. Ama beraberinde getirdiği ekonomik kayıplar için önemler var. 17 Ağustos 1999 da yaşanan Gölcük depremi Türkiye için bir milat oldu. Deprem bilinci bu tarihten sonra büyük bir ivme kazandı ve 2000 yılında Türkiye de “Doğal Afet Sigortaları Kurumu” (DASK) “DEPREM GEÇECEK HAYAT DEVAM EDECEK” sloganı ile Ankara da kuruldu. Bu kurum doğal afetler karşısında halkın yaşadığı ekonomik kayıpların giderilmesi için devlet tarafından kuruldu ve halen aktif olarak rol oynamakta. Kurumun en büyük hizmeti “Zorunlu Deprem Sigortası” oldu. İlk poliçesini 27 Eylül 2000 tarihinde üretti. DASK, poliçelerini halen 24 sigorta şirketi ve onların yetkili acenteleri aracılığıyla düzenlemektedir. Doğal Afetler Sigortaları Kurumunun bu poliçeyi zorunlu kılmasının en büyük sebebi ise; halka bu hizmeti daha düşük fiyattan temin edebilmek adına, bu sigortanın mümkün olduğunca fazla sayıda kişi tarafından alınması için çaba göstermesiydi. Bu bağlamda reklam kampanyaları yaptı. Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi depremin ve deprem kaynaklı yer kayması, yangın, infilak ve tsunamini neden olabileceği hasarlara karşı konutları ve işyerlerini güvence altına alır. Zorunlu Deprem Sigortası, konutu ve/veya işyeri depremde hasar gören tapu sahiplerinin, ister oturulamaz durumda olsun ister kısmi hasarlı olsun, ekonomik kayıplarını en hızlı şekilde tazmin ederek hayatın normale dönmesine aracılık eder. Afet Sigortaları Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte Zorunlu Deprem Sigortasının kontrol edildiği noktalar arttırıldı. Konut kredisi ve tapu işlemlerinin yanı sıra elektrik ve su aboneliklerinde de Zorunlu Deprem Sigortasının olması şartı aranmaya başlandı. Tapu sahipleri konutlarının Zorunlu Deprem Sigortasını yaptırmaktan ve yenilemekten sorumludur ve bu poliçenin her yıl yenilenmesi gerekir. Zorunlu Deprem Sigortası genel anlamıyla, belediye sınırları içinde kalan mesken ve işyerlerine yönelik geliştirilmiştir. Tapu sahipleri konut ve işyerlerini; “yapı tarzı, metrekaresi, binanın inşa yılı, binanın kaç katlı olduğu ve TC kimlik numaralarını” beyan ederek kısa sürede Zorunlu Deprem Sigortası poliçesine sahip olabilirler. Çıkacak olan prim tırnak içindeki verilen bilgilere ve bulunduğu bölgenin deprem risk derecesine göre farklılık gösterir. Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinden toplanan primler bir havuzda toplanır ve sadece deprem sonucu sigortalı konutlarda oluşan hasarların giderilmesi için kullanılır. Başka bir yere aktarılmaz. Poliçe sahipleri deprem sonucu oluşan hasarlarının tazmini için 125 Alo DASK hattını arayıp poliçe bilgilerini vererek başvuru yaparlar. Başvuru sonrası DASK tarafından görevlendirilen eksperler olay yerine gelip hasar tespiti yaparlar. Tespit sonucunda tapu sahipleri hasar ödemelerini en yakın banka şubesinden alabilirler. “12 Şubat 2020 itibariyle Elazığ, Malatya ve çevre illerden Zorunlu Deprem Sigortası poliçeleri için 17.000 hasar ihbarı yapılmıştır.” Zorunlu Deprem Sigortası azami teminat bedeli 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren bütün yapı tiplerinde 150 bin TL’dir. Eğer meskenin değeri DASK tarafından verilen azami teminat tutarını aşıyorsa, sigortalı isteğe bağlı olarak aşan kısmı için sigorta şirketlerinden ek teminat alabilir. Bunun için özel sigorta şirketlerinden “Konut Sigortanızın” olması gereklidir. Tüm soru, istek ve önerileriniz için bana caglaresen@nessigorta.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, esen kalın.