Öncelikle iş kazasının ne olduğunu izah etmek gerekir. İşyerinde veya iş nedeniyle meydana gelen kaza sonucu işçiyi ruhen yahut bedenen engelli hale getiren ya da işçinin ölümüne neden olan olaylar olarak tanımlanmaktadır. İş kazası olabilmesi için işçinin mutlaka işyerinde kaza geçirmesine de gerek yoktur. Örneğin işi nedeniyle başka yere giden bir işçi seyahat sırasında geçirdiği kaza ya da evden çalışan işçinin geçirdiği kaza da yine iş kazası sayılmaktadır. Şunu da belirtmek isterim ki, sigortasız bir şekilde çalıştırılan işçilerin geçirdikleri kazalar da yine iş kazası olarak tanımlanmakta ve tazminat hakkı doğmaktadır.
İş kazası geçiren bir işçi öncelikle hastaneye başvurmalı ve hastane kaydı iş kazası olarak açılmalıdır. İş kazası olduğunu hastaneye bildirildiğiniz takdirde hastane kayıtları iş kazası olarak tutulacaktır. İş kazasını işveren 3 gün içinde SGK’ya bildirmekle yükümlüdür. İşveren bildirmez ise işçi de SGK’ya bildirimde bulunabilir.
SGK’ya bildirimde bulunulduktan sonra maluliyet oranının tespiti amacıyla, işçinin Meslek Hastalıkları Hastanesi’ne sevki sağlanmaktadır. Sağlık Kurulu tarafından kaza sonucu işçide meydana gelen maluliyetin oranı tespit edilmektedir. Rapor sonucu maluliyet oranınızda hata olduğunu düşünüyorsanız, Yüksek Sağlık Kurulu’na itirazda da bulunabilirsiniz. Yüksek Sağlık Kurulu tarafından verilen kararın yine hatalı olduğunu düşünüyorsanız bu sefer de İş Mahkemesi’ne maluliyet oranın tespiti amacı ile dava açabilirsiniz. Şunu da belirtmek isterim ki, alınan rapor sizin için kesin nitelikte değildir. Zira iş kazasına ilişkin maddi manevi tazminat davası açmanız neticesinde mahkeme tarafından yeniden maluliyet oranı tespitini içeren bir rapor alınmaktadır. Tabi ki de dosya içerisine alınmış daha önceki raporlar, yeni raporlara her zaman referans olacağından alınan her raporu incelemeniz ve gerekirse itiraz etmenizde fayda vardır.
SGK tarafından tüm araştırmalar yapılırken iş kazası geçiren işçi ve iş kazasına tanık olan diğer işçilerin ifadelerine de başvurulmaktadır. Bu nedenle ifadenizde olayları detaylı bir şekilde anlatmanızda ve olaya şahit olan iş arkadaşlarını belirtmenizde fayda vardır. SGK’nın hazırladığı rapor işçiler için son derece önemli olup açılacak olan tazminat davanızda işbu rapor üzerinden ilerleyecektir. SGK gerekli tüm araştırmaları yapması sonucu oluşturduğu raporda kazada tarafların kusurluluk oranlarını tespit etmektedir. Ancak yine maluliyet raporunda olduğu gibi işbu konu hakkında da iş mahkemesinde tazminat davası açmanız halinde mahkeme tarafından yeniden kusurluluk oranlarının tespiti için rapor alınacaktır.
Kaza sonrasında istirahat raporlu olduğunuz süre boyunca tarafınıza SGK tarafından geçici iş göremezlik maaşı bağlanmaktadır. Maaş bağlana bilinmesi için SGK’ya başvuru gereklidir. İşveren, SGK tarafından ödenen geçici iş görememezlik maaşını işçinin maaşından düşer ve kalan kısmı yatırır. Şayet işveren tarafından kalan kısım yatırılmıyor ise bu alacağınızı da davada talep edebilirsiniz.
İş kazası sonrası 10 yıllık süre içerisinde tazminat davası açılması gereklidir. İş mahkemesinde görülecek olan davada tanık beyanları, bilirkişi raporları önemli rol oynamaktadır. Tazminat bedelinizi kazadaki kusurluluk oranı ve maluliyet oranınız belirlemektedir. İş kazası sonrası, işçiler haklarını tam anlamda alabilmesi için dava açmadan önceki süreci de detaylı ve titizlikle ilerletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bir avukata danışarak süreci ilerletmeniz hak kaybı yaşamanızı engelleyecektir.