Hemen hemen tüm vatandaşların karşılaştığı dava türlerinden olan miras ortaklığının giderilmesi davalarına yeni bir süreç olan zorunlu arabuluculuk süreci dahil olmuştur. Örneğin tarafınıza miras kaldı ve kalan işbu mirasları satmak ve payınızı almak istiyorsunuz. Bu durumda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunlu hale geldi. Mirasçılardan birinin zorunlu arabuluculuğa başvurması yeterlidir. Mirasçının başvurusu sonrası arabulucu tarafından hak sahibi diğer mirasçılara ulaşılır ve arabuluculuk toplantı gününü belirler. Toplantı gününe katılım önemlidir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-11 maddesinde:
"Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır."
Hükmü mevcut iken Anayasa Mahkemesi'nin 14.03.2024 tarihli, 2023/160 esas ve 2024/77 sayılı kararı ile “...bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” bölümünün Anayasa'ya aykırı bulunması nedeni ile 18.01.2025 tarihi itibari ile kaldırılmıştır. O halde taraflardan birinin arabuluculuk toplantısına gitmemesinin herhangi bir yaptırımı yok iken her iki tarafında ilk toplantıya gelmemesi nedeni ile arabuluculuk faaliyeti sona ermesi halinde davada tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılacaktır.
Arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanabilmesi için oybirliği zorunluluktur. Anlaşma halinde son tutanağa satışın nasıl gerçekleşeceği, satış bedelinin aralarında nasıl paylaşılacağı anlaşma belgesine yazılmalıdır. Arabuluculuk son tutanağında oybirliği ile anlaşma sağlanan mallar ve anlaşma sağlanamayan mallar ayrı ayrı yazılarak imza altına alınır. Anlaşma sağlanamayan mallar hakkında dava açılabilir ve mahkeme yolu ile satım yahut aynen taksim talep edilebilir.
Ortaklığın giderilmesine ilişkin dava ve arabuluculukta yalnızca satış değil aynen taksim de talep edilebilir. Örneğin miras kalan 3 taşınmaz var mirasçı sayısı da üç olduğunu varsayalım. Taraflar aralarında malları bölüşebilir. Taşınmazlar arasında bedel farkı var ise buna ilişkin denkleştirme ücreti de anlaşmaya dahil edilebilir. Aynen taksimin mümkün olmadığı durumlar da ise yukarıda izah ettiğimiz üzere satış talep edilebilir.
Miras hukuku yeni arabuluculuğa tabi olması nedeni ile uygulamada henüz bir sabitlik yoktur. Zaman geçtikçe yargı kararları ışığında şekillenecektir. Şuanda en büyük ikilem ise arabulucu ücretinin nasıl belirleneceğidir. Arabulucu ücreti bu tür uyuşmazlıklarda nispidir Yani satım bedeli üzerinden uygulanan yüzdeler ile arabulucu ücreti belirlenir. Ancak diyelim ki taraflar arabuluculukta taşınmazın satımı konusunda anlaştı fakat henüz gayrimenkul satılmadı o halde satım bedeli tam belli olmayan bir bedel üzerinden nasıl arabulucu ücreti belirlenecektir?
İşte burada iki farklı uygulama görülmektedir. Kimi arabulucular taşınmazın bedelini taraflara sorarak ve ortak bir bedel üzerinden anlaşma sonucu ortaya çıkan bedel üzerinden belirlemekte kimi arabulucular ise taşınmazın satılmasını beklemektedir. Ancak şunu belirtmek isterim ki yoğunlukla uygulanan yöntem ortak karar ile belirlenen bedel üzerinden yüzdelik şeklinde olmaktadır. Örnekle anlatmak gerekir ise de, taşınmazınızın satımı konusunda diğer mirasçılarla anlaştınız, anlaşma tutanağı tutulacak, arabulucu tarafından taşınmazın ortalama bedeli tarafınıza ve diğer mirasçılara sorulacak ve tarafların belirlediği rayiç bir bedel üzerinden arabulucu ücretini alacaktır. Taraflar uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında, arabuluculuk sürecinde gayrimenkul değerlendirme uzmanlarından da rapor alabilir ve alınan rapor uyarınca işlemler yapabilir. Bu tür uyuşmazlıklar yüksek meblağlıdır. Yaşanılan en ufak hak kaybı dahi taraflar açısından çok ağır sonuçlar doğurabileceğinden bu tür davaları vekil ile takip edilmesini hak kaybı yaşanmaması adına tavsiye ederim.