Sosyal medya, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ebeveynler, çocuklarının özel anlarını sosyal medya platformlarında paylaşarak bu anları belgeliyor, paylaşıyor ve dolaşıma sokuyor. Ancak, bu durum çocukların gizliliği ve hakları açısından hukuki sorunlar doğurabileceği birçok kişi tarafından bilinmemektedir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların özel hayatlarının korunmasını ve gizlilik haklarını güvence altına alan ve Türkiye’nin de tarafı olduğu bir sözleşmedir. Sözleşme içeriğinde kabul edilen ilkeler arasında Ayrımcılık Yasağı, Çocuğun En Yüksek Yararı, Hayatta Kalma ve Gelişim Hakkı ve Katılım Hakkı benimsenmiştir. Ebeveynler çocuğun en yüksek yararına tüm iş ve işlemleri gerçekleştirmesi gerekmektedir. Hatta sözleşmenin 16. maddesinde “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz” ve 17. maddesinde medya ve diğer iletişim araçlarının çocukların yararına kullanılması gerektiğini, çocuğun kişisel gelişimine zarar vermeyecek şekilde ilgili araçların kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu konu yalnızca Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile değil aynı zamanda 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Türk Medeni Kanunumuz ile de korumaya alınmıştır. Bireylerin kişisel verilerinin korunmasına yönelik düzenlemeler içermektedir. Çocukların kişisel verileri, özel bir koruma gerektirir. Ebeveynlerin, çocuklarının fotoğraflarını ve bilgilerini paylaşırken bu kanuna uygun hareket etmesi önemlidir.
Ebeveynler, çocuklarının sosyal medyada paylaşılmasına karar verirken çocukların haklarını ve gizliliklerini de düşünerek hareket etmelidirler. Çocuklar, sosyal medya paylaşımlarında kendi rızalarını ifade etme yeteneğine sahip değildir; bu nedenle ebeveynlerin sorumluluğu artmaktadır.
Ebeveynlerin çocuklarının sosyal medyada paylaşımı, çeşitli riskler taşımaktadır. Bu paylaşımlar, çocukların ileride karşılaşabileceği psikolojik etkilerden tutun, istismar ve siber zorbalık gibi durumlara kadar birçok sorunu beraberinde getirebilir. Çocuklar, yaşları ilerledikçe sosyal medya paylaşımlarının ne anlama geldiğini ve bu paylaşımların sonuçlarını daha iyi anlamaya başlar. Bu bağlamda, ebeveynlerin çocuklarıyla bu konu hakkında açık bir iletişim kurması, çocukların kendi rızalarını ifade edebilmeleri açısından önemlidir. Çocukların, paylaşımların sonuçları hakkında bilinçlenmesi gerekmektedir.
Çocuk, ebeveynlerinin çocuğun kendi özel hayatına ilişkin paylaşımlarından rahatsız olması halinde, ileride fark etmesi kuvvetle ihtimal, birtakım davalar açabilir. Bunlardan ilki aileler çocuklarının izni olmadan özel hayat paylaşımı yapması nedeni ile KVKK kapsamında çocuk uğradığı zararın tazminini ve ihlalin giderilmesi yani içeriğin kaldırılmasını talep edebilir. Bir diğer tür Türk Medeni Kanunumuzun 24. Maddesinde kişilik haklarının ihlali sonucu dava açma hakkı tanır. Bu davayı özel hayatı ihlale uğrayan çocuk açabileceği gibi çocuk adına aile üyeleri de açabilir. Aynı zamanda platformlara başvuruda bulunarak içerik kaldırma da talep edilebilir. Ezcümle çocuğun rızası dışında yapılan paylaşımlara önemle dikkat etmemiz gerekli. Çocuğun ruhsal gelişimine zarar vermeyecek çocuğun üstün yararı göz önünde tutularak sosyal medya kullanılması gerekmektedir. Aksi halde ebeveynler gelecekte birçok dava ile karşı karşıya gelebilir.