JESDER’den Açıklama
İZMİR - Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ile ilgili olarak yazılı bir basın açıklaması yayınladı.
Başkan Şentürk açıklamasında sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenip 30.01.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) fiyatlarının, yenilenebilir enerji yatırımları ve jeotermal enerji sektörü açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Kararnameye göre; 31.12.2025 tarihine kadar İşletmeye girecek jeotermal santral yatırımları, 10 yıl boyunca YEKDEM ile desteklenmeye devam edecek. Bunun yanı sıra JES yatırımlarında kullanılan yerli aksamın ülkemizde üretiminin desteklenmesine de 5 yıl daha devam edilecek. Ancak bir önceki düzenlemeye göre YEKDEM fiyatının %25’lere ulaşan yerli aksam destekleme miktarları, neredeyse yarı yarıya azaltılarak %14 seviyelerine çekilmiştir. Bu tutarın daha da artırılması, millileşme çerçevesinde daha uygun olacaktır.
Paris Anlaşması ve akabinde Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Planı doğrultusunda, ülkemizde YEKDEM fiyatlarının açıklanması ile finansal fonların gelmesini bekliyorduk. Yeni düzenleme çerçevesinde; Sektörün, YEKDEM fiyat beklentisi 10 Cent/kWh ve üzerindeyken, beklenenin %30 altında gerçekleşmesi sektörde hayal kırıklığı ile karşılanmıştır. Zira başlangıçta 1500-2000 metre olan sondaj kuyuları derinlikleri 4000 metrelere ulaşmış ve keşfi yapılan sahalardaki yatırımlar nihayete yaklaşmış, yeni saha keşifleri ile arama ve kaynağa erişme riskleri artmıştır.
YEKDEM’e, yabancı finans kaynakları ve yatırımcı fonlar açısından bakıldığında ve mekanizma, diğer yenilebilir enerji yatırımı yapılabilecek ülkeler ile kıyaslandığında; eskalasyon mekanizmasının daha karmaşık bir yapıda olduğunu görülecektir. Zira TEFE ve TÜFE’ye endekslemek yabancı yatırımcıyı düşündürecektir. Bu eskalasyon sepetinin uluslararası finans sektörünün yakından takip ettiği döviz kurlarına endeksli olmasının finansal açıdan daha anlaşılır olacağını düşünüyoruz. Sektörel yatırım sürdürülebilirliği açısından ise santral aksam üreticilerinin de fiyat ve maliyetlerini tekrar gözden geçirmesi ve mevcut sisteme fiyat mekanizması olarak entegre olması gerekmektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığında ülkemizde yenilenebilir enerji ve jeotermal elektrik santral yatırımlarına devam eden Türk yatırımcısının, eski hızıyla değil daha yavaş hareket edebileceği kanaatindeyiz. Bu sebeple, Geçtiğimiz 10 yılda jeotermal sektörü olarak ulaştığımız 1650 MWe kurulu güç ve bir sonraki 10 yıl için hedeflediğimiz 5000 MWe potansiyeline ulaşamayacağımızı düşünüyoruz.
Şimdiye kadar eski YEKDEM şartları ile dünya literatürüne geçen JES yatırımlarındaki büyüme hızları ile elde ettiğimiz alt yapı, know-how, multidisipliner kültürün, ülkemize katkı sağlaması için sürdürülebilir bir finansal yapı beklentimiz hala devam etmektedir.
YEKDEM düzenlemesine ek olarak, iç tüketimimizi karşılamak üzere yapılması planlanan hibrit santrallerin, mevcut hibrit santraller mevzuatı çerçevesinde yapılması olanaksızdır bu sebeple mevzuatın sektör sorunları çerçevesinde yeniden ele alınması gerekmektedir.
Yerli Aksamın Destekleme Mekanizması çerçevesinde ise sera, şehir ısıtması, meyve/sebze ve kurutma tesisleri gibi ikincil yatırımların desteklenmesi elzemdir.”
Ayrıca işleyiş ve maliyet ile enerjideki önemi göz önüne alındığında, petrol aramalarından hiçbir farkı olmayan jeotermal kaynak aramalarında kullanılan akaryakıta ve bu akaryakıt için sağlanan KDV ve ÖTV istisnasının jeotermal sondajlar için de sağlanması artık önem arz etmektedir.
Bu vesile ile uzun zamandır beklenen YEKDEM mevzuat düzenlemesinin ülkemiz ve yenilenebilir enerji sektörüne hayırlı olmasını dilerim.