ALTIN-SEN GENEL BAŞKANI DİLAN POLAT'TAN ENERCİ İSTEDİ!

AYDIN - Altın Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Erdem Özcan sosyal medya hesaplarından Engin ve Dilan Polat çiftinden sağlık çalışanlarının sorunlarının da çözülmesi için enerci ve fikir vermelerini istedi. Özcan paylaşımın da Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'a da ağır suçlamalarda bulunarak "memurun umudunu ve geleceğini çaldığını, sendika da milyarlarca lira para döndüğünü, lüks araçlara binildiğini ve yüksek maaşlar alındığını" iddia etti. Özcan paylaşımında Dilan Polat ile Ali Yalçın'ı aynı kefeye koyarak yaptıkları işin birbirine benzer olduğunu, Dilan Polat'ın hapis yattığını ve Ali Yalçın'ın da hapis yatması gerektiğini ima etti. “ALTIN-SEN GENEL BAŞKANI DİLAN POLAT'TAN ENERCİ İSTEDİ!” Özcan; “Yakın zamanda başarı hikayesine şahitlik ettiğimiz Dilan, Engin Polat’ tan yardım istiyoruz. Sevgili Dilan ve Engin Polat sizler 40 yıl hapis cezası ile yargılanıp 40 haftada tahliye edildiniz ve bizler sadece sizin bu başarınızı değil sıfırdan milyarder olma hikayenizi de takdirle karşıladık. Ders kitaplarında başarı hikayesi olarak sizin iş ve yargılanma hikayeleriniz okutulmalı. Diyeceksiniz ki esas “Ali ve diğer benzerlerinin hikayesi de bizim hikayemize çok yakın, biz güzellik ürünleri satıyoruz onlar memurun umudunu, geleceğini satıyor. Hepsi kurumsal olarak milyarder oldu ve onlar hapse bile girmeden memurun vebaliyle paşalar gibi yaşıyor onların hikayesi okutulsun” itiraf etmek gerekirse haklısınız. Ama gelin siz Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının sorunlarının çözülmesi için bizlere fikir verin, ENERCİİİİİİ verin. Çünkü Sağlık Çalışanlarının ENERCİİİİİİ’si tükendi. Dilan’cım fikirlerine ihtiyacımız var ve bu ENERCİİİİİ’yi bizden esirgeme lütfen. Neden mi? *Her gün Ambülans kazalarını önleyemediğimiz gibi birçok arkadaşımız bu uğurda şehit oluyor ve her nöbet şehadete koşan bu arkadaşlar “3 kuruş” performans ücreti alıyorlar. *Sağlıkta önlenemeyen şiddet ölümlere, yaralanmalara, demoralize olmaya, aşağılanmaya yol açıyor. *Yoğun ve yorucu nöbetler aile bütünlüğünü yok ediyor, çocuklar ortada kalıyor, çalışanlar intihar ediyor. *Üniversitelerde ihtisas yapan asistan hekimlerimiz yoğun iş yükü ve mobbing neticesinde ya ihtisas eğitimini bırakıyor ya da intihar ediyor. *Enflasyon karşısında aldığımız ücretler yaşamı zorlaştırıyor ve tüm sağlık çalışanları borç yükü altında eziliyor. *Banka promosyonları bile ekonomik göstergelerinin çok gerisinde kaldı ve bu konuda bir adım atılmıyor. *Tayin haklarında ki eksikler bir türlü giderilmiyor. *Giyim yardımı adı altında çorap parası veriliyor ve bizim sadece çorap giyip daha fazla giyinmemize gerek olmadığı düşünülüyor. *Mobbing, hat safhaya çıkmış durumda ve herkes korku ile çalışmak durumunda. *Sendika baronlarının tehditleri, şantajları, sürgünleri çalışanları canından bezdirmiş. *Liyakat yerle bir olmuş, idareci adı altında beceriksiz kişiler göreve getirilmiş. ÖNEMLİ NOT: HİÇBİR MEMURUN VERGİ BORCU YOKTUR! Dilan’cım diyeceksin ki “bunları bana niye anlatıyorsun, Ali giller bunları bilmiyor mu? Neden çözmüyorlar? Onlar da bizim gibi milyarlarla oynuyorlar, lüks arabalara biniyorlar, lüks mekanlarda takılıyorlar, 7500 ek göstergeden maaş alıyorlar, ekmek elden su gölden yaşıyorlar hem 40 hafta hapis de yatmadılar” haklısın be Dilan ama belki de çözümsüzlükten besleniyorlar. “Tamam, ama git sorunlarını Başhekime anlat” diyeceksin belki ama o da randevu vermiyor (Bu konuyu ilerleyen günlerde ayrıca konuşacağız) “E sen sendikacı değil misin, sen çöz” diyeceksin! Biz de işte bu yüzden senden fikir rica ediyoruz, ENERCİİİİ rica ediyoruz. Hele söyle bizim kız hak ket sen bu sıkıntılarını nasıl çözdün? Paylaşımında randevu talebine cevap vermeyen Başhekimin kim olduğu konusu da merak uyandırdı. Başhekim ile ilgili ilerleyen günlerde açıklama yapması beklenen Özcan'ın sosyal medya hesabından yeni paylaşımlara devam edeceği anlaşılıyor.