Yasin Koçak: Alevilerden FETÖ’cü çıkmaz

AYDIN- AKD Köşk Şubesi Başkanlığı’nın yanı sıra genel merkez yönetim kurulu üyesi ve Aydın/Denizli Bölge Sorumlusu olduğunu belirten Yasin Koçak, 24 Ekim 2017 tarihinde gözaltına alınmakla suçlamanın başladığını belirterek, “Savunmamda belirttiğim gibi Alevilerden FETÖ'cü çıkmaz. Çünkü bu cemaat başta bizim inancımıza ve yaşam tarzımıza ters bir yapı olduğu gibi aynı zamanda siyasî anlamda da bize ters bir yapı. Biz Alevî örgütleri, onlarca miting düzenledik. Zamanın mevcut hükümetlerine bu örgütle ilgili görüşlerimizi ve endişelerimizi dile getirdik ve sonunda endişelerimizde hakli çıktık. 15 Temmuz süreci bize hiç de yabancı gelmiyordu. Eğer ki bu darbe girişimi gerçekleşse idi, en büyük darbeyi geçmişte olduğu gibi yine biz Alevîler yaşayacak olurduk” dedi. Yargılanma süresince kendisine destek olan, yalnız bırakmayan herkese teşekkür eden Yasin Koçak’ın açıklaması şöyle: “24.10.2017 Salı günü saat 06:30’da Aydın Terörle Mücadele ekiplerince, FETO-PYD silahlı terör örgütü üyesi suçlamasıyla evime baskın yapıldı. Evimde arama yapıldı. Şahsıma ait 2, eşime ait 1, lisede okuyan çocuğuma ait 1, Alevî Kültür Değnekleri Köşk Şubesi'ne ait bir olmak üzere toplamda 5 cep telefonuna el konuldu ve şahsımı gözaltına aldılar. 4 gün Aydın Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında kaldım ve dördüncü gün akşamı saat 18.00 de denetimli serbestlik şartıyla serbest bırakıldım. Gözaltı süresince başta Alevî Kültür Dernekleri Genel Başkanım Doğan Demir'in ve savunmamı yapan Av. Süleyman Bülbül ve AKD örgütünün daima yanımda olacağının bilincini asla yitirmediğimi belirtmek istiyorum. Çünkü Alevî Kültür Dernekleri Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütüdür ve aynı zamanda büyük bir ailedir. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz düsturunu kendimize şiar eyledik. Savunmamda belirttiğim gibi Alevilerden FETÖ'cü çıkmaz. Çünkü bu cemaat başta bizim inancımıza ve yaşam tarzımıza ters bir yapı olduğu gibi aynı zamanda siyasî anlamda da bize ters bir yapı. Biz Alevî örgütleri, onlarca miting düzenledik. Zamanın mevcut hükümetlerine bu örgütle ilgili görüşlerimizi ve endişelerimizi dile getirdik ve sonunda endişelerimizde hakli çıktık. 15 Temmuz süreci bize hiç de yabancı gelmiyordu. Eğer ki bu darbe girişimi gerçekleşse idi, en büyük darbeyi geçmişte olduğu gibi yine biz Alevîler yaşayacak olurduk. Bu nedenle biz Alevîler, tabirimizi daima demokrasiden yana kullanacağımızı belirtmek istiyorum. FETÖ yapılanmasıyla birlikte biz Alevi çocuklarının, üniversite sınavında dereceye girme hakları gasp edildi. Nedeni mi? Çünkü sınav cevapları bu cemaat mensuplarına önceden dağıtılmıştı. Çocuklarımız dereceye giremedi. Üniversiteyi bitirip devlet kapısında iş arayan gençlerimiz ise, yine kadroların büyük çoğunluğu bu cemaat mensuplarına verildiği için işsiz kraldılar ve son olarak devlet kademelerimde çalışan birçok Alevî çocuğu KHK'larla ihraç edildi. Biz Alevîler bu ülkenin asıl sahipleriyiz ve aynı zamanda vicdanıyız. Din, dil, mezhep, ırk ayrımı yapmadan, 72 millette aynı nazarda bakan ve Hünkâr Hacı Bektaşi Veli 'in incinsen de incitme düsturunu esas alan bir toplumuz. Ve neticede gözaltına alındığı gün itibarı ile 27.03. 2018 Salı günü mahkemeye çıktığım güne kadar asla inancımı yitirmedim ve ilk duruşmada beraat ettiğimi belirtmek istiyorum.”