Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Şekerin sağlığa zarar verdiğini gösteren 11 neden

SAĞLIK 13.04.2019 - 18:10, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 3083+ kez okundu.
 

Şekerin sağlığa zarar verdiğini gösteren 11 neden

Araştırmacılar ve tıp uzmanlarının, şekerin insan sağlığına verdiği zararların tespitine çalışırken, 11 nedene dikkat çektiği bildirildi.

AYDIN- Gıdahattı’nda yer alan habere göre, yakın geçmişte, doktorlar gıdaların yağ içeriğinin obeziteyi nasıl arttırdığı ve neredeyse her hastalığın nedeninin yağ tüketimi ile ilgi olduğu konusunda çalışıyorlardı. Bu kısmen doğru olabilir, ancak şekerin etkilerine daha fazla dikkat edilmelidir. Araştırmacılar ve tıp uzmanları, insanlığın sağlığının giderek azalmasının arkasındaki asıl suçlunun çok fazla şeker olduğunu fark ediyorlar. Şeker kronik iltihaplanmaya neden olur, kan şekeri seviyesini tehlikeli seviyelere çıkarır ve oldukça yüksek seviyede bağımlılık yapar. Bunların hepsi birçok önlenebilir hastalığa neden olabilir. İşte Şekerin Sağlığınıza Zarar Verdiğini Gösteren 11 Neden! 1. İnsülin Direnci Çok fazla şeker insülin direncine yol açar, bu da sizi tip 2 diyabet, metabolik sorunlar ve kalp hastalıkları riski altında bırakmaktadır. Şeker yediğimizde kan şekeri seviyeleri yükselir ve vücudumuz mevcut glikozu kandan enerji için kullanan hücrelere taşımak için insülin üretir. Düzenli olarak çok fazla şeker tükettiğimizde (ve bunu yapmak çok kolaydır), vücut bu şeker miktarına yetişmek için daha fazla insülin üretmek zorunda kalır. Sonunda hücrelerimiz dirençli hale gelir ve insülinin yapması gereken işi yapmasını engeller. Bu noktada, vücudunuz aşırı glikozu sisteminizden temizlemek için bazı aşırı önlemlere girer. 2. Kalp Hastalıkları Trigliseritler kalp hastalığına neden olabilecek yağlardır. Trigliseritlerin ortak kaynakları, doymuş yağ içeriği yüksek gıdalardır. Bu yüzden cips, patates kızartması ve diğer abur cubur gibi ürünler trigliserit seviyesini arttıran ana suçlulardır. Ancak, şeker şeklinde çok fazla kalori aldığınızda trigliseritler oluşur. Pankreas, artan kan glikozuna karşılık olarak daha fazla insülin salgıladığından, ekstra insülin, glikozu trigliseritlere dönüştürmek için karaciğeri kullanır. Kalp hastalıklarından ölme riskinizi azaltmak için, günlük kalori ihtiyacınızın en fazla 10’luk kısmını şekerden almaya çalışın. 3. Karaciğer Sorunları Şeker karaciğeriniz için çok zorludur. Glikoz hücreler tarafından enerji üretmek için kullanılır, ancak fruktoz hücreler için hemen kullanılabilir değildir. Önce karaciğer tarafından metabolize edilmesi gerekir. Karaciğer bir kerede çok fazla fruktoz alabilir. Fazla fruktoz ürik asit ve trigliseritlerde dönüştürülür. Sadece bir kutu gazlı içecek karaciğeri yormak ve yağ oluşturmaya zorlamak için yeterlidir. Bu süreç kronik olduğunda karaciğerde küçük yağ damlacıkları oluşur. Bu durum alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) olarak adlandırılır ve kronik yorgunluğa, karın şişmesine ve sarılığa neden olur. 4. Kilo Alma Bunun nedeni basit şekerlerin “boş kaloriler” olmasıdır. Kısa bir enerji patlaması dışında diyet için önemli bir şey ifade etmezler. Şekerlerin içinde lif, vitamin veya mineral yoktur, sadece kalori vardır. Böylece tonlarca şeker yiyebilirsiniz ama hala doygun hissedersiniz, çünkü vücut asıl ihtiyaç duyduğu şeyleri alamıyor. Tahmin edilebileceği gibi, bu aşırı yemeye yol açıyor. Şekerli içecekler aşırı şekerli paketlenmiş yiyeceklerden daha da kötüdür. Çünkü vücut, yediğiniz kaloriler ile içtiğiniz kalorileri aynı şekilde depolamaz. Aşırı sıvı fruktoz tüketimine yetişmek için karaciğeriniz daha fazla yağ üretmeye zorlanır. 5. Kanser Riski Son araştırmalar aşırı şeker tüketimini pankreas, meme, kolon ve karaciğer kanserleri ile ilişkilendirmiştir. Buna tam olarak neyin sebep olduğu tam olarak belli değil, ama şekerin kanser hücrelerinin en sevdiği besin maddesi olduğu kanıtlanmıştır. 1931’de Otto Warburg tarafından keşfedilen “Warburg” etkisi, glikozun kanser hücrelerinin bölünmesini hızlandırdığını gösteriyor. Trigliseritlerin, glikozun ve insülinin etkileşimi, kanser hücrelerinin vücutta yayılmasını sağlayan bazı metabolik yolları da etkileyebilir. Şeker tüketimini azaltmak, kanserin yayılmak için kullanabileceği yakıt miktarını sınırlamaya yardımcı olur. 6. Son Derece Bağımlılık Yapıcı Şeker yemek en azından ilk başta oldukça iyi hissettirebilir. Şekere bağımlılık, ilaç bağımlılığı ile aynı mekanizma ile gerçekleşir. Bu bağımlılığı kırmak oldukça zor olabilir. Şekeri tükettiğimizde, beyindeki doğal opioid ve dopamin artışı ile ödüllendiriliriz. Vücutta olumsuz etkileri olduğu halde bu hormonların artışı bizi mutlu eder. Bu değişimler bir kişi bağımlılık yapan bir uyuşturucu içtiğinde beyinde meydana gelen nörokimyasal değişimler ile bire bir aynıdır. Aslında, nikotin bağımlılığını tedavi etmek için sıklıkla kullanılan aynı ilaçlar şu anda şeker bağımlılığına uygulanmaktadır. 7. Ürik Asit Miktarı Çok fazla ürik asit genellikle kalp ve böbrek hastalığına yol açar. Fruktoz, ürik asit üretiminin ana itici gücüdür. Ne zaman fruktoz alsak, fruktoz karaciğerde ürik asit oluşturan bir işlemden geçer. Sisteminizde çok fazla ürik asit varsa, böbrekler onu yok etmek için mücadele eder. Sonunda böbreklerinizde kristaller ve sonra taşlar gelişir. Yüksek ürik asidin bir başka yan etkisi de asidin parmak eklemlerinizde, özellikle ayak parmaklarında toplandığı guttur. Gut, önemli ağrıya, şişmeye, sertliğe ve kızarıklığa neden olur. 8. Cilt ve Kemiklere Etkisi Glikasyon işlemi, proteinlerin ve yağların kan dolaşımında bulunan şekere maruz kalmasıdır. Bu, hem kollajen hem de elastine zarar veren ileri glikasyon son ürünleri (AGE’ler) ile sonuçlanır. Cilt daha hızlı yaşlanır çünkü AGE’ler cildin genç görünmesine neden olan esnekliğe zarar verir. Ne kadar çok şeker alırsanız, o kadar fazla AGE ve dolayısıyla daha fazla cilt hasarı olur. AGE’ler ayrıca kemiklere saldırarak osteoporoz gibi durumlara yol açar. Sakarin nedir? 9. Serbest Radikallerde Artış Muhtemelen daha önce serbest radikalleri duymuşsunuzdur, ancak tam olarak ne olduklarını bilmiyor olabilirsiniz. Serbest radikaller basitçe eşleşmemiş elektronlardır, ancak vücutta iltihaplanma, kanser ve kronik hastalıklarla ilgili hasara yol açabilirler. Kan dolaşımında aşırı şeker bulunması, serbest radikallerin oluşmasına neden olur. Antioksidanlar, onları etkisiz hale getirmek için serbest radikallerle bağlanır, ancak saldırıyı engellemek için yeterli olmayabilir. Diyetinizdeki şekeri azaltmak ve antioksidanları artırmak, vücudunuzu serbest radikal hasarlarından korumanın en iyi yollarından biridir. 10. Diş Çürümesi Herhangi bir biçimde şeker dişleri çürütür ve gerçekten yaptığı tek şey budur. Çok az şekerin yenildiği Nijerya’nın nüfusu ile insanların çok fazla yediği Amerika arasındaki farkı düşünün. Nijerya’da, nüfusun sadece 2’sinde diş çürüğü vardır; Amerika’da ise insanların yüzde 92’sinde diş çürümesi görülmektedir. 11. Diyabet Ve son olarak, çok fazla şeker yemenin en iyi bilinen riski şeker hastalığıdır. Kan şekeri kronik olarak yüksek olduğunda, insülin direncine yol açar ve bu durum vücudu işlenmeden geçen, yakıt olarak kullanılamayan tüm glikozun giderilmesi konusunda gerçekten yaratıcı olmaya zorlar. Kontrolsüz diyabet gözlerinizi, sinirlerinizi, kalbinizi, dişlerinizi ve böbreklerinizi olumsuz olarak etkiler. Zayıf kan akışı da kangrene ve ayak kaybına neden olabilir. Ne yazık ki, Tip 2 diyabet hastaları için beklenen ömür 20 yıl, tip 1 diyabet hastaları için 10 yıl kısa öngörülmektedir. Sonuç Şu an korkuyorsanız, gerçekten korkmalısınız! Şeker bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı kadar durdurması zor bir durumdur. Ancak umutsuz değildir. Şeker tüketiminizde yapabileceğiniz herhangi bir azalma, pozitif bir fark yaratır. Gazlı içecekler ve meyveli içecekleri tamamen elimine ederek ve ev yemeklerinde çeşitli şeker alternatiflerini öğrenerek işe başlayın.
Araştırmacılar ve tıp uzmanlarının, şekerin insan sağlığına verdiği zararların tespitine çalışırken, 11 nedene dikkat çektiği bildirildi.

AYDIN- Gıdahattı’nda yer alan habere göre, yakın geçmişte, doktorlar gıdaların yağ içeriğinin obeziteyi nasıl arttırdığı ve neredeyse her hastalığın nedeninin yağ tüketimi ile ilgi olduğu konusunda çalışıyorlardı.

Bu kısmen doğru olabilir, ancak şekerin etkilerine daha fazla dikkat edilmelidir. Araştırmacılar ve tıp uzmanları, insanlığın sağlığının giderek azalmasının arkasındaki asıl suçlunun çok fazla şeker olduğunu fark ediyorlar. Şeker kronik iltihaplanmaya neden olur, kan şekeri seviyesini tehlikeli seviyelere çıkarır ve oldukça yüksek seviyede bağımlılık yapar. Bunların hepsi birçok önlenebilir hastalığa neden olabilir.

İşte Şekerin Sağlığınıza Zarar Verdiğini Gösteren 11 Neden!

1. İnsülin Direnci

Çok fazla şeker insülin direncine yol açar, bu da sizi tip 2 diyabet, metabolik sorunlar ve kalp hastalıkları riski altında bırakmaktadır. Şeker yediğimizde kan şekeri seviyeleri yükselir ve vücudumuz mevcut glikozu kandan enerji için kullanan hücrelere taşımak için insülin üretir. Düzenli olarak çok fazla şeker tükettiğimizde (ve bunu yapmak çok kolaydır), vücut bu şeker miktarına yetişmek için daha fazla insülin üretmek zorunda kalır. Sonunda hücrelerimiz dirençli hale gelir ve insülinin yapması gereken işi yapmasını engeller. Bu noktada, vücudunuz aşırı glikozu sisteminizden temizlemek için bazı aşırı önlemlere girer.

2. Kalp Hastalıkları

Trigliseritler kalp hastalığına neden olabilecek yağlardır. Trigliseritlerin ortak kaynakları, doymuş yağ içeriği yüksek gıdalardır. Bu yüzden cips, patates kızartması ve diğer abur cubur gibi ürünler trigliserit seviyesini arttıran ana suçlulardır. Ancak, şeker şeklinde çok fazla kalori aldığınızda trigliseritler oluşur. Pankreas, artan kan glikozuna karşılık olarak daha fazla insülin salgıladığından, ekstra insülin, glikozu trigliseritlere dönüştürmek için karaciğeri kullanır. Kalp hastalıklarından ölme riskinizi azaltmak için, günlük kalori ihtiyacınızın en fazla 10’luk kısmını şekerden almaya çalışın.

3. Karaciğer Sorunları

Şeker karaciğeriniz için çok zorludur. Glikoz hücreler tarafından enerji üretmek için kullanılır, ancak fruktoz hücreler için hemen kullanılabilir değildir. Önce karaciğer tarafından metabolize edilmesi gerekir. Karaciğer bir kerede çok fazla fruktoz alabilir. Fazla fruktoz ürik asit ve trigliseritlerde dönüştürülür.

Sadece bir kutu gazlı içecek karaciğeri yormak ve yağ oluşturmaya zorlamak için yeterlidir. Bu süreç kronik olduğunda karaciğerde küçük yağ damlacıkları oluşur. Bu durum alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) olarak adlandırılır ve kronik yorgunluğa, karın şişmesine ve sarılığa neden olur.

4. Kilo Alma

Bunun nedeni basit şekerlerin “boş kaloriler” olmasıdır. Kısa bir enerji patlaması dışında diyet için önemli bir şey ifade etmezler. Şekerlerin içinde lif, vitamin veya mineral yoktur, sadece kalori vardır. Böylece tonlarca şeker yiyebilirsiniz ama hala doygun hissedersiniz, çünkü vücut asıl ihtiyaç duyduğu şeyleri alamıyor. Tahmin edilebileceği gibi, bu aşırı yemeye yol açıyor.

Şekerli içecekler aşırı şekerli paketlenmiş yiyeceklerden daha da kötüdür. Çünkü vücut, yediğiniz kaloriler ile içtiğiniz kalorileri aynı şekilde depolamaz. Aşırı sıvı fruktoz tüketimine yetişmek için karaciğeriniz daha fazla yağ üretmeye zorlanır.

5. Kanser Riski

Son araştırmalar aşırı şeker tüketimini pankreas, meme, kolon ve karaciğer kanserleri ile ilişkilendirmiştir. Buna tam olarak neyin sebep olduğu tam olarak belli değil, ama şekerin kanser hücrelerinin en sevdiği besin maddesi olduğu kanıtlanmıştır. 1931’de Otto Warburg tarafından keşfedilen “Warburg” etkisi, glikozun kanser hücrelerinin bölünmesini hızlandırdığını gösteriyor. Trigliseritlerin, glikozun ve insülinin etkileşimi, kanser hücrelerinin vücutta yayılmasını sağlayan bazı metabolik yolları da etkileyebilir. Şeker tüketimini azaltmak, kanserin yayılmak için kullanabileceği yakıt miktarını sınırlamaya yardımcı olur.

6. Son Derece Bağımlılık Yapıcı

Şeker yemek en azından ilk başta oldukça iyi hissettirebilir. Şekere bağımlılık, ilaç bağımlılığı ile aynı mekanizma ile gerçekleşir. Bu bağımlılığı kırmak oldukça zor olabilir. Şekeri tükettiğimizde, beyindeki doğal opioid ve dopamin artışı ile ödüllendiriliriz. Vücutta olumsuz etkileri olduğu halde bu hormonların artışı bizi mutlu eder. Bu değişimler bir kişi bağımlılık yapan bir uyuşturucu içtiğinde beyinde meydana gelen nörokimyasal değişimler ile bire bir aynıdır. Aslında, nikotin bağımlılığını tedavi etmek için sıklıkla kullanılan aynı ilaçlar şu anda şeker bağımlılığına uygulanmaktadır.

7. Ürik Asit Miktarı

Çok fazla ürik asit genellikle kalp ve böbrek hastalığına yol açar. Fruktoz, ürik asit üretiminin ana itici gücüdür. Ne zaman fruktoz alsak, fruktoz karaciğerde ürik asit oluşturan bir işlemden geçer. Sisteminizde çok fazla ürik asit varsa, böbrekler onu yok etmek için mücadele eder. Sonunda böbreklerinizde kristaller ve sonra taşlar gelişir. Yüksek ürik asidin bir başka yan etkisi de asidin parmak eklemlerinizde, özellikle ayak parmaklarında toplandığı guttur. Gut, önemli ağrıya, şişmeye, sertliğe ve kızarıklığa neden olur.

8. Cilt ve Kemiklere Etkisi

Glikasyon işlemi, proteinlerin ve yağların kan dolaşımında bulunan şekere maruz kalmasıdır. Bu, hem kollajen hem de elastine zarar veren ileri glikasyon son ürünleri (AGE’ler) ile sonuçlanır. Cilt daha hızlı yaşlanır çünkü AGE’ler cildin genç görünmesine neden olan esnekliğe zarar verir. Ne kadar çok şeker alırsanız, o kadar fazla AGE ve dolayısıyla daha fazla cilt hasarı olur. AGE’ler ayrıca kemiklere saldırarak osteoporoz gibi durumlara yol açar.

Sakarin nedir?

9. Serbest Radikallerde Artış

Muhtemelen daha önce serbest radikalleri duymuşsunuzdur, ancak tam olarak ne olduklarını bilmiyor olabilirsiniz. Serbest radikaller basitçe eşleşmemiş elektronlardır, ancak vücutta iltihaplanma, kanser ve kronik hastalıklarla ilgili hasara yol açabilirler. Kan dolaşımında aşırı şeker bulunması, serbest radikallerin oluşmasına neden olur. Antioksidanlar, onları etkisiz hale getirmek için serbest radikallerle bağlanır, ancak saldırıyı engellemek için yeterli olmayabilir. Diyetinizdeki şekeri azaltmak ve antioksidanları artırmak, vücudunuzu serbest radikal hasarlarından korumanın en iyi yollarından biridir.

10. Diş Çürümesi

Herhangi bir biçimde şeker dişleri çürütür ve gerçekten yaptığı tek şey budur. Çok az şekerin yenildiği Nijerya’nın nüfusu ile insanların çok fazla yediği Amerika arasındaki farkı düşünün. Nijerya’da, nüfusun sadece 2’sinde diş çürüğü vardır; Amerika’da ise insanların yüzde 92’sinde diş çürümesi görülmektedir.

11. Diyabet

Ve son olarak, çok fazla şeker yemenin en iyi bilinen riski şeker hastalığıdır. Kan şekeri kronik olarak yüksek olduğunda, insülin direncine yol açar ve bu durum vücudu işlenmeden geçen, yakıt olarak kullanılamayan tüm glikozun giderilmesi konusunda gerçekten yaratıcı olmaya zorlar. Kontrolsüz diyabet gözlerinizi, sinirlerinizi, kalbinizi, dişlerinizi ve böbreklerinizi olumsuz olarak etkiler. Zayıf kan akışı da kangrene ve ayak kaybına neden olabilir. Ne yazık ki, Tip 2 diyabet hastaları için beklenen ömür 20 yıl, tip 1 diyabet hastaları için 10 yıl kısa öngörülmektedir.

Sonuç

Şu an korkuyorsanız, gerçekten korkmalısınız! Şeker bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı kadar durdurması zor bir durumdur. Ancak umutsuz değildir. Şeker tüketiminizde yapabileceğiniz herhangi bir azalma, pozitif bir fark yaratır.

Gazlı içecekler ve meyveli içecekleri tamamen elimine ederek ve ev yemeklerinde çeşitli şeker alternatiflerini öğrenerek işe başlayın.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.