Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Sağlık sistemi çöktü

SAĞLIK 28.04.2018 - 20:35, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 3053+ kez okundu.
 

Sağlık sistemi çöktü

Sağlıkta yaşanan sıkıntıları tek tek sayan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, uygulanan sağlık politikalarının çöktüğünü belirterek, “Sağlıkta dönüşüm programının iyi bir sistem olmadığını Tabip Odaları olarak yıllarca anlattık ve sonuç olarak haklı olduğumuz ortaya çıktı. Keşke haklı çıkmasaydık, bizler yapılan her güzel şeyin yanında olduğumuz gibi eksikleri de vatandaşlarımızla paylaşıyoruz” dedi.

AYDIN- Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü ve Yönetimi kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Başkan Karagözlü, “Türkiye’de sağlık politikaları çökmüştür” ifadesini kullandı. Başkan Karagözlü, düzenlenen basın toplantısının alışılmışın dışında olduğunu söyleyerek, “ Denetim Kurulu, Onur Kurulu ve Delegelerinde katıldığı bir toplantı oluyor” dedi. “TÜRKİYE’NİN SAĞLIK ORTAMI ÇOK KÖTÜ” Başkan Karagözlü, “Türkiye’nin sağlık ortamı çok kötü, birinci basamak sağlık hizmetlerindeki aksamalar, koruyucu ve önleyici tedavi hizmetlerindeki aksaklıklar, aşılamalardaki problemler, hastalara ayrılan muayene, tanı, teşhis sürelerindeki yetersizlikler, hastane hastane dolaşıp çare arayan hastalar, Genel Sağlık Sigortası primlerini ödeyemediği için sağlık hizmetlerinden faydalanamayan hastalar, katkı paylarından bunalan insanlarımız, hastanelerin fiziki yetersizlik kaynaklanan yığılmalar, üniversitelerimizin bilimsel ortamdan uzaklaşması, performans nedeniyle eğitime ayrılan sürenin azalması ve bunun sonucunda öğrenci ve asistan eğitimlerinin aksaması, nitelikli hekim oluşmaması gibi birçok sıkıntılar sayabiliriz” şeklinde konuştu. “GEREKSİZ AMELİYATLAR” Performans nedeniyle sağlık harcamalarında büyük artışlar yaşandığını dile getiren Başkan Karagöz, “Gereksiz tetkik, tedaviler ve gereksiz ameliyatlar yapılmakta. Üniversitelerimizden mezun olan hekimlerimizin güvenlik soruşturmalarına takılmaları neticesinde görevlerine başlayamamaları sağlık camiasını zora sokmaktadır. Son zamanlarda bilim dışı yöntemlerin ortaya atılması ve hastanelerde uygulamaya alınması başlıca bir sıkıntıdır. Şehir hastane garabeti önümüzde durmakta, sağlıkta dönüşüm programının iyi bir sistem olmadığını Tabip Odaları olarak yıllarca anlattık ve sonuç olarak haklı olduğumuz ortaya çıktı. Keşke haklı çıkmasaydık, bizler yapılan her güzel şeyin yanında olduğumuz gibi eksikleri de vatandaşlarımızla paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı. “BİZLER ALTINDA KALDIK” Son 15 yılda sağlıkta yaşanan dönüşüm programları neticesinde hekimlerin sistemin altında kaldığını, ezildiğini vurgulayan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr, Hakan Karagözlü, açıklamasına şöyle devam etti: “Son olarak Bakanlığın açıklamasıyla birlikte bu ‘Kamu Hastanelerinin idari-mali yönden özerk ve rekabete dayalı işletmeler’ haline gelmesini istiyordu. Yani bir ticarethane gibi kullanmak isteniliyor, hastaları müşteri, hastane de hekimler üzerinden kazanç sağlayan ticarethaneye dönüştürmek üzere yola çıktılar. Vaatlerle bunu anlattılar. Biz ise bunun böyle olmadığını vatandaşlarımızla paylaştık. Ardından Kamu Hastaneleri Birliği’ni getirdiler. Kamu kaynaklarını daha verimli kullanmak amacıyla. Daha sonra bunun böyle olmadığını anlayınca KHK ile kaldırdılar. Bugün Genel Sağlık Sigortasına pirim ödemeyen 4,5 ila 5 milyon insanımız var, bu insanlar komu hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Primlerini ödeyen insanlar ise bunalmış durumda çünkü 14 farklı isim altında katkı payı ödüyorlar. “ŞEHİR HASTANELERİTİCARETHANE” Sağlıkta dönüşümün son olarak karşımıza çıkardığı ‘Şehir Hastaneleri özelleştirme’. Şehir Hastanelerini insanlarımız iyi bir şey sanıyor. Hiç de iyi değil. Beş yıldızlı otel edasında devasa bir yer olarak düşünüyor. Bu hastaneler bin 500 ila 2 bin yatak kapasitesinde. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı bir rapora göre ‘300 yatağın altı, 600 yatağın üstü’ olan hastaneler verimli çalışamıyor diye. Peki bu hastanelerin ihaleleri niçin gizli yapılıyor ve mevcut kent hastaneleri ne olacak! Bunların yerleri çok değerli yerler. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, bu yeni yapılmakta olan Şehir Hastanelerinin yapılacağı yerleri bedelsiz olarak veriyor. Burada kamu kaynakları birilerine peşkeş mi çekiliyor? Kamu-özel ortaklığı deniliyor ama aslında öyle bir şey yok. Kamu kiracı, şirketler patron. Yapılan ve yapılacak olan bu hastaneler bizlerin çocukları değil, torunlarımızın dahi geleceği ipotek altında. Bu yapılan ve yapılacak olan hastanelere 25 yılda 30 milyon Dolar ödeyeceğiz.” DÜNYA AŞI HAFTASI Dünya Aşı Haftası’nın 2015 yılından bu yana kutlanmakta olduğunu belirten Aydın Tabip Odası Yönetimi, bu yıl da 24-30 Nisan 2018 tarihleri arasında düzenleneceğini açıkladı. Bu yılki aşı haftasının temasının “Sağlık, Aşıyla Koruma Altında” olarak belirlendiğini belirten Prof. Dr. Pınar Okyay, “Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ), her yıl difteri, tetanoz, boğmaca ve kızamıktan yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün önüne geçildiği bildirmektedir. 2016 yılında dünya genelinde bebeklerin yüzde 86'sı (116,5 milyon bebek) 3 doz difteri-tetanoz-boğmaca (DTP3) aşısı almış ve ciddi hastalıklara ve sakatlığa neden olan veya ölümcül olabilecek enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmuştur” dedi. Aydın Tabip Odası Yönetimi adına açıklama yapan Prof. Dr. Pınar Okyay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’de etkin ve sürekli aşı uygulamaları, 1930 yılında çıkarılmış olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu doğrultusunda Çiçek aşısının zorunlu uygulanması ile başlamıştır. 1981 yılında “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” başlatılmıştır. Halen 13 hastalığa (boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, suçiçeği, Hemofilus influenza tip b’ye bağlı hastalıklar ile streptokokus pnömoniya’ya bağlı invaziv pnömokokal hastalıklar) karşı aşı uygulanmaktadır. Ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan tüm aşı ile önlenebilir hastalıklarda önemli düşüşler sağlanmıştır. Bu sayede, yılda 14 binden fazla ölümün engellendiği tahmin edilmektedir. Bu büyük kazanımlar apaçık ortada iken, son zamanlarda artan bir aşı karşıtlığı ile karşı karşıyayız. Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011’de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Oysa, aşıların son derece etkin ve güvenilir oldukları birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Aşı yapılması, kişinin ya da ebeveynin; bilimsellikten uzak, kanıtlanmamış bilgiler ve yanlış inançlar doğrultusunda aldığı keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Ebeveyni tarafından aşı yapılmayan çocuklarda hastalıkların daha fazla oldukları bilimsel çalışmalarla saptanmıştır. Aşı, aşılanan kişiyi hastalıklardan ve onların yol açtığı sakatlık ve ölümden korur. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerden oluşan toplumlar ise hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler ve bu yolla henüz aşılanmamış kişiler ile aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olan kişilerin de korunması sağlanmış olur. Aşılama, en etkili halk sağlığı müdahalelerinden biridir. Aşı olmayı reddetmek, bireysel özgürlük değil kamu sağlığını tehdit eden bir davranıştır. Sağlıklı toplum için, sağlıklı çocuklar için, sağlıklı bir gelecek için aşılamanın önemli olması nedeniyle Türk Tabipleri Birliği tarafından bir yasa taslağı hazırlanmış ve yasa değişikliği önerisi bir grup hekim milletvekili tarafından yasa teklifi olarak TBMM’ye sunulmuştur. TTB’nin mevzuat değişikliği önerisi hayata geçirilmeli ve aşılama konusunda yasal düzenleme ivedilikle yapılmalıdır!”
Sağlıkta yaşanan sıkıntıları tek tek sayan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, uygulanan sağlık politikalarının çöktüğünü belirterek, “Sağlıkta dönüşüm programının iyi bir sistem olmadığını Tabip Odaları olarak yıllarca anlattık ve sonuç olarak haklı olduğumuz ortaya çıktı. Keşke haklı çıkmasaydık, bizler yapılan her güzel şeyin yanında olduğumuz gibi eksikleri de vatandaşlarımızla paylaşıyoruz” dedi.

AYDIN- Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü ve Yönetimi kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Başkan Karagözlü, “Türkiye’de sağlık politikaları çökmüştür” ifadesini kullandı. Başkan Karagözlü, düzenlenen basın toplantısının alışılmışın dışında olduğunu söyleyerek, “ Denetim Kurulu, Onur Kurulu ve Delegelerinde katıldığı bir toplantı oluyor” dedi.

“TÜRKİYE’NİN SAĞLIK ORTAMI ÇOK KÖTÜ”

Başkan Karagözlü, “Türkiye’nin sağlık ortamı çok kötü, birinci basamak sağlık hizmetlerindeki aksamalar, koruyucu ve önleyici tedavi hizmetlerindeki aksaklıklar, aşılamalardaki problemler, hastalara ayrılan muayene, tanı, teşhis sürelerindeki yetersizlikler, hastane hastane dolaşıp çare arayan hastalar, Genel Sağlık Sigortası primlerini ödeyemediği için sağlık hizmetlerinden faydalanamayan hastalar, katkı paylarından bunalan insanlarımız, hastanelerin fiziki yetersizlik kaynaklanan yığılmalar, üniversitelerimizin bilimsel ortamdan uzaklaşması, performans nedeniyle eğitime ayrılan sürenin azalması ve bunun sonucunda öğrenci ve asistan eğitimlerinin aksaması, nitelikli hekim oluşmaması gibi birçok sıkıntılar sayabiliriz” şeklinde konuştu.

GEREKSİZ AMELİYATLAR”

Performans nedeniyle sağlık harcamalarında büyük artışlar yaşandığını dile getiren Başkan Karagöz, “Gereksiz tetkik, tedaviler ve gereksiz ameliyatlar yapılmakta. Üniversitelerimizden mezun olan hekimlerimizin güvenlik soruşturmalarına takılmaları neticesinde görevlerine başlayamamaları sağlık camiasını zora sokmaktadır. Son zamanlarda bilim dışı yöntemlerin ortaya atılması ve hastanelerde uygulamaya alınması başlıca bir sıkıntıdır. Şehir hastane garabeti önümüzde durmakta, sağlıkta dönüşüm programının iyi bir sistem olmadığını Tabip Odaları olarak yıllarca anlattık ve sonuç olarak haklı olduğumuz ortaya çıktı. Keşke haklı çıkmasaydık, bizler yapılan her güzel şeyin yanında olduğumuz gibi eksikleri de vatandaşlarımızla paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“BİZLER ALTINDA KALDIK”

Son 15 yılda sağlıkta yaşanan dönüşüm programları neticesinde hekimlerin sistemin altında kaldığını, ezildiğini vurgulayan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr, Hakan Karagözlü, açıklamasına şöyle devam etti: “Son olarak Bakanlığın açıklamasıyla birlikte bu ‘Kamu Hastanelerinin idari-mali yönden özerk ve rekabete dayalı işletmeler’ haline gelmesini istiyordu.

Yani bir ticarethane gibi kullanmak isteniliyor, hastaları müşteri, hastane de hekimler üzerinden kazanç sağlayan ticarethaneye dönüştürmek üzere yola çıktılar. Vaatlerle bunu anlattılar. Biz ise bunun böyle olmadığını vatandaşlarımızla paylaştık.

Ardından Kamu Hastaneleri Birliği’ni getirdiler. Kamu kaynaklarını daha verimli kullanmak amacıyla. Daha sonra bunun böyle olmadığını anlayınca KHK ile kaldırdılar.

Bugün Genel Sağlık Sigortasına pirim ödemeyen 4,5 ila 5 milyon insanımız var, bu insanlar komu hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Primlerini ödeyen insanlar ise bunalmış durumda çünkü 14 farklı isim altında katkı payı ödüyorlar.

“ŞEHİR HASTANELERİTİCARETHANE”

Sağlıkta dönüşümün son olarak karşımıza çıkardığı ‘Şehir Hastaneleri özelleştirme’. Şehir Hastanelerini insanlarımız iyi bir şey sanıyor. Hiç de iyi değil. Beş yıldızlı otel edasında devasa bir yer olarak düşünüyor. Bu hastaneler bin 500 ila 2 bin yatak kapasitesinde. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı bir rapora göre ‘300 yatağın altı, 600 yatağın üstü’ olan hastaneler verimli çalışamıyor diye. Peki bu hastanelerin ihaleleri niçin gizli yapılıyor ve mevcut kent hastaneleri ne olacak! Bunların yerleri çok değerli yerler. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, bu yeni yapılmakta olan Şehir Hastanelerinin yapılacağı yerleri bedelsiz olarak veriyor. Burada kamu kaynakları birilerine peşkeş mi çekiliyor?

Kamu-özel ortaklığı deniliyor ama aslında öyle bir şey yok. Kamu kiracı, şirketler patron.

Yapılan ve yapılacak olan bu hastaneler bizlerin çocukları değil, torunlarımızın dahi geleceği ipotek altında. Bu yapılan ve yapılacak olan hastanelere 25 yılda 30 milyon Dolar ödeyeceğiz.”

DÜNYA AŞI HAFTASI

Dünya Aşı Haftası’nın 2015 yılından bu yana kutlanmakta olduğunu belirten Aydın Tabip Odası Yönetimi, bu yıl da 24-30 Nisan 2018 tarihleri arasında düzenleneceğini açıkladı.

Bu yılki aşı haftasının temasının “Sağlık, Aşıyla Koruma Altında” olarak belirlendiğini belirten Prof. Dr. Pınar Okyay, “Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ), her yıl difteri, tetanoz, boğmaca ve kızamıktan yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün önüne geçildiği bildirmektedir. 2016 yılında dünya genelinde bebeklerin yüzde 86'sı (116,5 milyon bebek) 3 doz difteri-tetanoz-boğmaca (DTP3) aşısı almış ve ciddi hastalıklara ve sakatlığa neden olan veya ölümcül olabilecek enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmuştur” dedi.

Aydın Tabip Odası Yönetimi adına açıklama yapan Prof. Dr. Pınar Okyay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de etkin ve sürekli aşı uygulamaları, 1930 yılında çıkarılmış olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu doğrultusunda Çiçek aşısının zorunlu uygulanması ile başlamıştır. 1981 yılında “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” başlatılmıştır. Halen 13 hastalığa (boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, suçiçeği, Hemofilus influenza tip b’ye bağlı hastalıklar ile streptokokus pnömoniya’ya bağlı invaziv pnömokokal hastalıklar) karşı aşı uygulanmaktadır. Ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan tüm aşı ile önlenebilir hastalıklarda önemli düşüşler sağlanmıştır. Bu sayede, yılda 14 binden fazla ölümün engellendiği tahmin edilmektedir.

Bu büyük kazanımlar apaçık ortada iken, son zamanlarda artan bir aşı karşıtlığı ile karşı karşıyayız. Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011’de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Oysa, aşıların son derece etkin ve güvenilir oldukları birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Aşı yapılması, kişinin ya da ebeveynin; bilimsellikten uzak, kanıtlanmamış bilgiler ve yanlış inançlar doğrultusunda aldığı keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Ebeveyni tarafından aşı yapılmayan çocuklarda hastalıkların daha fazla oldukları bilimsel çalışmalarla saptanmıştır. Aşı, aşılanan kişiyi hastalıklardan ve onların yol açtığı sakatlık ve ölümden korur. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerden oluşan toplumlar ise hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler ve bu yolla henüz aşılanmamış kişiler ile aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olan kişilerin de korunması sağlanmış olur. Aşılama, en etkili halk sağlığı müdahalelerinden biridir. Aşı olmayı reddetmek, bireysel özgürlük değil kamu sağlığını tehdit eden bir davranıştır.

Sağlıklı toplum için, sağlıklı çocuklar için, sağlıklı bir gelecek için aşılamanın önemli olması nedeniyle Türk Tabipleri Birliği tarafından bir yasa taslağı hazırlanmış ve yasa değişikliği önerisi bir grup hekim milletvekili tarafından yasa teklifi olarak TBMM’ye sunulmuştur.

TTB’nin mevzuat değişikliği önerisi hayata geçirilmeli ve aşılama konusunda yasal düzenleme ivedilikle yapılmalıdır!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.