Hasan Dinçer
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin

Kurban Bayram’ında et yerken sağlığınızdan olmayın!

TEKNOLOJİ 16.09.2015 - 15:47, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 3305+ kez okundu.
 

Kurban Bayram’ında et yerken sağlığınızdan olmayın!

Her yıl Kurban Bayramı’nın gelmesi ile birlikte ülkemizde et tüketiminde artış meydana geliyor. Ancak besin değeri açısından vücudumuz için faydalı olan et, yanlış pişirme yöntemleri sonucunda son derece zararlı bir gıda maddesine dönüşebiliyor. Hatta bazı hazırlama yöntemleri insanlarda kanseronejik etkiler görülmesine neden olabiliyor. Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, et tüketiminde dikkat edilmesi gerekenleri açıklıyor ve Kurban Bayramı’nı daha sağlıklı geçirmek için öneriler sunuyor.

Fazla pişmiş et ve tavuk gerçekten kanserojen mi? Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, fazla pişmiş hatta kararmış ızgara et, tavuk ve hindinin içerisindeki bir maddenin bu gıdaların DNA’sında mutasyona sebep olduğunu ve insanlarda kanserojenik etki gösterebileceğini söylüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay’ın açıklamasına göre yapılan çalışmalar etini veya tavuğunu çok pişmiş yiyen kişilerde, az pişmiş veya orta pişmiş yiyenlere göre çeşitli kanserlerin (prostat, pankreas, kolon,göğüs gibi) ortaya çıkma sıklığında artış görülüyor. Izgarada yapılan ette, 175 dereceyi geçtikten sonra HCAs denilen kanserojen maddeler oluşmaya başladığını vurgulayan Tatay, bu oluşumun etin yapısını oluşturan amino grup asitlerin çok yüksek ısıya maruz kalmasıyla meydana geldiğini ekliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay şöyle devam ediyor: “Et pişerken ne kadar kurursa, yani ne kadar yüksek ısıya maruz alırsa yapısında kanserojen madde o kadar çok artıyor. Çok pişmiş mangalda bir köfte, fırında pişmiş bir köfteden 8 kez daha fazla kanserojen madde içerebiliyor. Bu durum tavuk ve hindi etleri için de aynen geçerli. Balığa gelince; balık güvenli tarafta yer alıyor. Çok kurutularak ve yakarak pişirilmemek şartıyla (ki o zaman bile et ve tavuktan daha az kanserojen içeriyor) balık yapı bozukluğuna uğramıyor.” Kanserojenlerin oluşmamasını nasıl sağlayabiliriz? Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay tükettiğiniz etlerde kansorejenlerin oluşmaması için en kesin çözümlerden birinin yanmış - kararmış veya çok pişmiş etleri yememek olacağını söylüyor. Bununla birlikte farklı pişirme önerileri de sunuyor. Marine edin: Etinizi pişirmeden önce marine ederseniz bu DNA bozukluğunu oluşmasını önlemiş olursunuz. Mesela tavuğu pişirmeden önce 40 dakika zeytinyağı, sirke, sarımsak, hardal ve limon suyu içerisinde marine ederseniz bu kanserojen oluşumu %90 oranında azaltmış olursunuz. Burada önlem tamamen etin yüzeyinin kurumasını önlemekten geçiyor. Önce mikrodalga fırında pişirin: Bu yolla kimyasal değişimin %90’ını engelleyebilirsiniz. Tek yapmanız gereken eti önce mikrodalgada 1 - 2 dakika pişirip tabağa akan suyunu boşaltmak. Bu suyla beraber bozulmuş yapıdaki amino asitleri yiyeceğinizden uzaklaştırmış olursunuz. Deniz ürünlerini tercih edin: Kömürleşinceye kadar pişirmediğiniz sürece balık en iyi tercih olacaktır. Sulu pişirin: Sıvı içerisinde pişirilen (kaynatmak, buharda pişirmek gibi) etler bu tür yapı değişimleri oluşturmazlar. Dolayısıyla kanserojen etkileri ortadan kalkar. Yağın içerisinde pişirmekte (kalori artışlarına dikkat etmek şartıyla) sıcaklık çok yükseklere ulaşamadığı için bu tür yapı bozulmalarına izin vermez ve HCAs oluşmaz. Pişirirken sürekli çevirin: Yüzey ısısını düşürüp HCAs elimine etmek için etinizi pişirirken düzenli olarak çevirin. Böylece bir yüzeyde sıcaklık çok yükseltmeden diğer yüzeye geçebilirsiniz. En ideal zaman dilimi her 6 dakikada bir taraftan diğer yüzeye geçmek olacaktır. Bu süre 10 dakikaya yükseldiği zaman HCAs oluşumu %70 artış gösterir. Eğer bir taraftan diğer tarafa 1 dakikada bir geçiş oluyorsa HCAs hiç oluşmaz. Fırında, rosto, stir-fry (Çin usulü pişirme) :Izgara ve mangal en fazla HCAs üreten pişirme şekilleridir. Sonrasında tavada ızgara, ve kavurma geliyor. Bütün bunlar yerine fırında, pişirmeyi, rosto yapmayı veya Çin usulü stir-fry tercih ederek HCAs olumunu büyük oranda düşürebilirsiniz. Tavada kalan suya dokunmayın: Eti veya tavuğu pişirdikten sonra oluşan su ve yağ karışımına ekmek banmayı aklınızdan bile geçirmeyin. En çok kanserojen madde birikimi olan bu kısım direkt çöpe atın. Bol sebze yemeğe devam: Çalışmalar brokoli, karnabahar ve brüksel lahanası gibi turpgiller ailesinden düzenli beslenmenin bu kimyasalları vücuttan uzaklaştırdığını göstermiştir. 12 gün boyunca her gün bu gruptan sebze yemek kandaki HCAs oranlarını %20 - 30 oranında düşürebiliyor. Üstelik unutmayın sebze burgerler hiçbir şeklide HCAs içermez.
Her yıl Kurban Bayramı’nın gelmesi ile birlikte ülkemizde et tüketiminde artış meydana geliyor. Ancak besin değeri açısından vücudumuz için faydalı olan et, yanlış pişirme yöntemleri sonucunda son derece zararlı bir gıda maddesine dönüşebiliyor. Hatta bazı hazırlama yöntemleri insanlarda kanseronejik etkiler görülmesine neden olabiliyor. Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, et tüketiminde dikkat edilmesi gerekenleri açıklıyor ve Kurban Bayramı’nı daha sağlıklı geçirmek için öneriler sunuyor.

Fazla pişmiş et ve tavuk gerçekten kanserojen mi?

Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, fazla pişmiş hatta kararmış ızgara et, tavuk ve hindinin içerisindeki bir maddenin bu gıdaların DNA’sında mutasyona sebep olduğunu ve insanlarda kanserojenik etki gösterebileceğini söylüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay’ın açıklamasına göre yapılan çalışmalar etini veya tavuğunu çok pişmiş yiyen kişilerde, az pişmiş veya orta pişmiş yiyenlere göre çeşitli kanserlerin (prostat, pankreas, kolon,göğüs gibi) ortaya çıkma sıklığında artış görülüyor. Izgarada yapılan ette, 175 dereceyi geçtikten sonra HCAs denilen kanserojen maddeler oluşmaya başladığını vurgulayan Tatay, bu oluşumun etin yapısını oluşturan amino grup asitlerin çok yüksek ısıya maruz kalmasıyla meydana geldiğini ekliyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay şöyle devam ediyor: “Et pişerken ne kadar kurursa, yani ne kadar yüksek ısıya maruz alırsa yapısında kanserojen madde o kadar çok artıyor. Çok pişmiş mangalda bir köfte, fırında pişmiş bir köfteden 8 kez daha fazla kanserojen madde içerebiliyor. Bu durum tavuk ve hindi etleri için de aynen geçerli. Balığa gelince; balık güvenli tarafta yer alıyor.

Çok kurutularak ve yakarak pişirilmemek şartıyla (ki o zaman bile et ve tavuktan daha az kanserojen içeriyor) balık yapı bozukluğuna uğramıyor.”

Kanserojenlerin oluşmamasını nasıl sağlayabiliriz?

Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay tükettiğiniz etlerde kansorejenlerin oluşmaması için en kesin çözümlerden birinin yanmış - kararmış veya çok pişmiş etleri yememek olacağını söylüyor. Bununla birlikte farklı pişirme önerileri de sunuyor.

Marine edin: Etinizi pişirmeden önce marine ederseniz bu DNA bozukluğunu oluşmasını önlemiş olursunuz. Mesela tavuğu pişirmeden önce 40 dakika zeytinyağı, sirke, sarımsak, hardal ve limon suyu içerisinde marine ederseniz bu kanserojen oluşumu %90 oranında azaltmış olursunuz. Burada önlem tamamen etin yüzeyinin kurumasını önlemekten geçiyor.

Önce mikrodalga fırında pişirin: Bu yolla kimyasal değişimin %90’ını engelleyebilirsiniz. Tek yapmanız gereken eti önce mikrodalgada 1 - 2 dakika pişirip tabağa akan suyunu boşaltmak. Bu suyla beraber bozulmuş yapıdaki amino asitleri yiyeceğinizden uzaklaştırmış olursunuz.

Deniz ürünlerini tercih edin: Kömürleşinceye kadar pişirmediğiniz sürece balık en iyi tercih olacaktır.

Sulu pişirin: Sıvı içerisinde pişirilen (kaynatmak, buharda pişirmek gibi) etler bu tür yapı değişimleri oluşturmazlar. Dolayısıyla kanserojen etkileri ortadan kalkar. Yağın içerisinde pişirmekte (kalori artışlarına dikkat etmek şartıyla) sıcaklık çok yükseklere ulaşamadığı için bu tür yapı bozulmalarına izin vermez ve HCAs oluşmaz.

Pişirirken sürekli çevirin: Yüzey ısısını düşürüp HCAs elimine etmek için etinizi pişirirken düzenli olarak çevirin. Böylece bir yüzeyde sıcaklık çok yükseltmeden

diğer yüzeye geçebilirsiniz. En ideal zaman dilimi her 6 dakikada bir taraftan diğer yüzeye geçmek olacaktır. Bu süre 10 dakikaya yükseldiği zaman HCAs oluşumu %70 artış gösterir. Eğer bir taraftan diğer tarafa 1 dakikada bir geçiş oluyorsa HCAs hiç oluşmaz.

Fırında, rosto, stir-fry (Çin usulü pişirme) :Izgara ve mangal en fazla HCAs üreten pişirme şekilleridir. Sonrasında tavada ızgara, ve kavurma geliyor. Bütün bunlar yerine

fırında, pişirmeyi, rosto yapmayı veya Çin usulü stir-fry tercih ederek HCAs olumunu büyük oranda düşürebilirsiniz.

Tavada kalan suya dokunmayın: Eti veya tavuğu pişirdikten sonra oluşan su ve yağ karışımına ekmek banmayı aklınızdan bile geçirmeyin. En çok kanserojen madde birikimi olan bu kısım direkt çöpe atın.

Bol sebze yemeğe devam: Çalışmalar brokoli, karnabahar ve brüksel lahanası gibi turpgiller ailesinden düzenli beslenmenin bu kimyasalları vücuttan uzaklaştırdığını göstermiştir. 12 gün boyunca her gün bu gruptan sebze yemek kandaki HCAs oranlarını %20 - 30 oranında düşürebiliyor. Üstelik unutmayın sebze burgerler hiçbir şeklide HCAs içermez.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.