Kültür Merkezleri hayata dokunuyor

AYDIN- Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin Nazilli'deki Yıldıztepe Kültür Merkezi'nde birbirinden farklı kadınların bir araya gelip hem sosyalleştikleri, hem de pilates yaparken aynı ritmi tutarak güçlendikleri bildirildi. Spor yaparak hayata tutunan kadınların, çok mutlu olduğu, bir çoğunun yıllardır kültür merkezlerinin ücretsiz kurslarına devam ettiği belirtildi. Kursiyer kadınlar kendilerine "güçlü ve kıvrak kızlar" diyorlar. Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, şöyle denildi: “Kadınların hepsi farklı yaş grubundan. 18 yaşında da var, 63 yaşında da. Aralarında kanser tedavisi gören de var, kızını alıp torununu emanet verip gelen de; bel fıtığı yüzünden spora başlayıp iyileşen de... Neredeyse hepsinin çocuğu, torunu var ve hayat onlar için sporla yeniden başlamış. Kadınlar farklılıkları yoğurup ‘bir’ olmuşlar ve birlikte daha da güçlenmişler. Pilates yaparken hayatlarını müziğin ritmine uydurup daha da güçlenmişler. Hepsi dinç ve sağlıklı. Bunu da bir araya gelip spor yapmaya borçlu olduklarını söylüyorlar. Kadınların hepsi de Özlem Çerçioğlu'na teşekkür ediyorlar. Sadece kuru bir teşekkür de değil üstelik. Hep bir ağızdan gerekçelerini sıralıyorlar. Bazısı eve kapanmaktan sıkıldığını söylüyor, bazısı kurslar sayesinde yeni arkadaşlar edindiğini... Bazısı da tedavi olduğunu söylüyor; hem ruhen hem bedenen. Kültür merkezi ortak noktaları olmuş. 'Babaanne'den tavsiye: Herkes kültür merkezlerine gelmeli Uzun yıllardır bisiklet binip sporu hayatından çıkarmadığını söyleyen kurstaki kadınların ‘Babaannesi’ 63 yaşındaki Zehra Sevil Uçar, kendilerine böyle bir imkânın sağlanmasından çok memnun. 40 yıl çalışıp emekli olan ‘Babaanne’, ‘Benim üniversiteye giden torunum var. O yüzden bana herkes babaanne der. Arkadaşlarımızla arada yürüyüş gibi aktiviteler yapıyoruz. Buraya gelmek bizi hayata bağlıyor’ diye konuşuyor. Kursun anne-kız katılımcılarından Pınar Hanım'la Aylin Hanım, kurslardan çok memnun olduklarını tekrar tekrar söylüyorlar. Torunu ise evde bırakmışlar. Uzun yıllardır kursları takip ettiklerini, sağlıklarını bu şekilde koruduklarını belirtip ekliyorlar, ‘Allah bu imkânı tanıyanlardan razı olsun’ diyorlar. Kanseri sporla ve arkadaşlarıyla yendi Lise matematik öğretmenliğinden 11 yıl önce emekli olan Ümmühan Erdoğdu ise kanserle mücadele ediyor ve hâlâ kemoterapi görüyor. Bir yıl önce beyin ameliyatı olan 62 yaşındaki Erdoğdu, hayata kültür merkezinde spor yapmakla ve kurstaki arkadaşlarıyla tutunduğunu söylüyor. Erdoğdu'nun ağzından, ‘Kemoterapi alıyorum ama asıl terapiyi burada görüyorum. Burada o kadar mutluyum ki kemoterapi aldığım günlerde bile geliyorum. Burası ve buradaki arkadaşlarım sayesinde bu hastalıktan kurtuldum, daha da güçlendim’ cümleleri dökülüyor. Tam burada diğer kursiyerler, azim timsali Erdoğdu'yu göstererek, ‘Biz ondan cesaret alıyoruz. Bizim idolümüz Ümmühan Hanım’ diyorlar. Haksız da değiller. Kanseri yenmek, hem de beyin kanserini yenmek; zor iş. Sporla 27 kilo verdi Kursiyerlerden Aysun Sucular, 1.5 yıldır kursa geldiğini ve bu sürede 27 kilo verdiğini kıvançla söylüyor. Sucular, ikiz çocukları olduğunu, kendisi gibi çocuklarının da büyükşehir belediyesinin kültür merkezlerinde hem etütlere katıldıklarını hem de çeşitli kurslara gittiklerini belirtiyor. Kursiyerlerden Nermin Karabıyıkoğlu ise, 4 torununu da evlendirdikten sonra evde yalnız kalmamak için pilatese başlamış. Şimdi arkadaşlarıyla çok mutlu ve yalnızlığı spor arkadaşlarıyla yendiğini söylüyor. Çerçioğlu'ndan kültür merkezlerine davet Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ise, kültür merkezleriyle Aydın'da özellikle kadınlardaki dönüşümden çok memnun olduğunu ısrarla söylüyor. Kadınıyla, erkeğiyle her yaştan Aydınlıyı kültür merkezlerine davet eden Çerçioğlu, ‘Aydın'da bir dönüşüm yaşanıyor. Kültür merkezlerine gelen vatandaşlarımız daha mutlu, daha sağlıklı. Olanaklarımız bütün vatandaşlarımıza açık. Vakti olan bütün vatandaşlarımız hem sağlıkları hem de yeni insanlarla tanışıp sosyalleşmek için kültür merkezlerimize gelmeli. Kültür merkezlerimizle vatandaşlarımızın hayatlarına dokunabiliyorsak ne mutlu bize’ diyor.”