Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Jeotermalin etkileri uluslararası raporlarla aydınlanacak

EKONOMİ 06.07.2019 - 12:06, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 4087+ kez okundu.
 

Jeotermalin etkileri uluslararası raporlarla aydınlanacak

JESDER tarafından Aydın’da düzenlenen basın toplantısında, Başkan Ali Kındap, bilimsel araştırmalar ve resmi veriler doğrultusunda, santrallerin tarım ürünlerine olumsuz etkisinin bulunmadığını belirtti. Dünya Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Ege’deki jeotermal santrallerin çevresel etkilerini incelediğini belirten Ali Kındap, “Bu kurumların raporları, JES’lerin etkilerinin anlaşılmasında ve asılsız iddiaları cevaplandırmamızda etkili bir kaynak olacaktır” dedi. Ali Kındap, Efeler’de 650 dönümlük alanda kurulacak Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi için çalışma başlatıldığını da belirtti.

AYDIN- Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ali Kındap, Aydın’da düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin, tektonik yapısı nedeniyle jeotermal santral yatırımları için dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu ifade ederek, Ege Bölgesi’nde tespit edilmiş 3 bin megavatlık elektrik üretim potansiyeli, 30 bin megavatlık da termal-ısıtma-soğutma-kurutma için kullanılabilecek enerji kaynağının bulunduğunu belirtti. Ali Kındap, bu potansiyelin 9 milyar metreküplük doğal gaza ve bugünkü fiyatlarla 2.2 milyar dolarlık gaz ikamesine karşılık geldiğini belirtti. Kındap, “Yani Ege’deki jeotermal kaynakların tümü devreye alındığında Türkiye 2.2 milyar dolarlık cari açıktan kurtulacaktır” dedi. Jeotermalin, yerli, yenilenebilir, temiz ve milli enerji kaynağı olduğunu belirten Ali Kındap, Ege’de kurulu olan santrallerin Türkiye’nin enerji arz güvenliğine büyük katkı sağladığını belirtti. Son dönemde kamuoyunda jeotermal enerji santralleri ile ilgili doğru olmayan iddiaların yer aldığını ifade eden Ali Kındap, bilimsel araştırmalar ve resmi veriler, santrallerin başta incir olmak üzere tarım ürünlerine olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermekte. Aydın’da kurulu olan jeotermal elektrik santrallerinin Valilik tarafından düzenli biçimde denetlendiğini vurgulayan Ali Kındap, incir ve diğer tarımsal ürün üretiminin olumsuz etkilendiği iddiasının resmi veriler tarafından çürütüldüğünü belirtti. Aydın'da ilk jeotermal santralin yapıldığı yıl olan 2012'de, ağaç başına incir veriminin 31 kilogram iken geçen yıl 39 kilograma yükseldiğini kaydeden JESDER Başkanı Kındap, rekoltenin iklimsel koşullar ve çiftçinin bilinçlenmesiyle ilişkili olduğunu, jeotermalin olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmadığını anlattı. “İNCİR ÜRETİMİNDE DÜŞÜŞ YOK” Ali Kındap’ın paylaştığı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, incir üretiminde düşüş değil, artış olduğunu gösteriyor. TÜİK’in verilerine göre 2018, Türkiye’de en çok incir üretilen yıl oldu. ÖN BİLGİ “Jeotermal enerji sektörü Türkiye’de son 10 yılda büyük bir başarı kaydetmiş ve 15 MWe kurulu güçten, bugün 1.347 MWe kurulu güce erişmiştir. Türkiye’de enerji santrallerinden elektrik üretimi konusunda yüzde 2,58’lik bir paya sahip olan jeotermal enerji sektörü, 53 adet santraliyle topluma hizmet vermeye devam etmektedir. Dünya toplam kurulu güç sıralamasında 4.’lüğünü koruyan ülkemiz, 2020 planı hedefi çerçevesinde 2.000 MWe güce erişme amacı içerisindedir. Sektörümüzün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla pek çok organizasyonda görev alıp, sosyal projeler yürütmekteyiz. Bu çerçevede AB Projelerinde de görev alarak sektörümüzü uluslararası platformlarda temsil etmekteyiz. JEOTERMAL ENERJİ Jeotermal, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu sıcak su, buhar ve gazları barındıran bir kaynaktır. Jeotermal enerji ise, bu kaynağın yeryüzüne ulaştırılmasıyla elde edilen yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji türüdür. Dünyanın pek çok yerinde kullanılan bu kaynaktan yüksek verimlilik elde edilmekte ve elektrik üretimi dışında da pek çok alanda kullanımı bulunmaktadır. Kullanım alanları ise sahaların sıcaklığına göre değişmektedir. Jeotermal sahalar sıcaklıklara göre sınıflandırılabilir.              Düşük Entalpili Sahalar  (20 - 70 0C arası)              Orta Entalpili Sahalar     (70 - 150 0C arası)              Yüksek Entalpili Sahalar (150 0C ‘den yüksek) Jeotermal enerjiden elektrik üretimi için yüksek entalpili sahalar uygundur. Düşük ısılardaki sahalarda ise, ikincil yatırımlar adını verdiğimiz seracılık, kurutma, balıkçılık, termal turizm gibi faaliyetler yürütülmektedir. Çeşitli araştırma tekniklerinin uygulanması sonucunda, jeotermal enerjinin oluştuğu uygun jeolojik koşullarda yapılan sondajlarla aşırı derecede ısınmış sular, yaş ve kuru buhar olarak yeryüzüne çıkarılmaktadır. Bu jeotermal akışkan, üzerindeki basıncın azalması ile su-buhar fazlarına ayrılmaktadır. Ayrılan buhar, jeotermal santrallere gönderilerek, elektrik enerjisine dönüştürülmekte, atık su ise, diğer ısıtma sistemlerinde kullanılmakta veya yeraltına basılmaktadır. Yer altı basım rezervuarın devamlılığı için önem taşır. Jeotermal elektrik santrallerinin kurulum maliyetleri oldukça yüksektir. Bu sebeple yatırımların devlet tarafından teşviklerle desteklenmesi önem arz eder. Bu teşvikler, gelecekte Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye yönelmesinde ve ülke kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasına olanak sağlar. Ayrıca enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin kendi kaynaklarından faydalanması, hem üretici hem de tüketici için büyük avantajlar sağlar. Jeotermal enerjinin ikincil yatırımlarından biri olan konut ısıtması ülkemizde henüz çok yenidir ve maliyetlidir. Buna rağmen yaklaşık 120.000 konut ısıtılmakta ve çalışmalara halen devam edilmektedir. Aynı şekilde jeotermal sera yatırımları 2018 yılında hız kazanmış ve verimliliği normal seralara oranla daha yüksek olan jeotermal kaynaklı seralar ülke genelinde giderek yaygınlaşmaktadır. Jeotermal santraller coğrafi uygunluk sebebi ile Türkiye’nin batı kesiminde yoğunlaşmıştır. Özellikle Aydın ve Manisa, santrallerin yoğun olarak bulunduğu şehirlerimizdir. Jeotermal enerjinin ülkemizde henüz tanınmıyor olması ve çalışmaların halen devam ediyor olması, kamuoyunun yanlış algılar taşımasına sebep olmaktadır. Fosil yakıtlarla kıyaslanmayacak boyutta çevreci olan bu kaynak türünün ülke genelinde tanınması elzemdir. Ekonomik ve çevresel anlamda üst sıralarda yer alan ülkelerin yenilenebilir enerjiye yönlenmesindeki amaçlardan biri de ülke ekonomisini yerlileştirmek ve çevreye daha az zarar vermektir. Bu sebeple Türkiye olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan jeotermal enerjiye değer vermek ve dünya standartlarını yakalamak başlıca görevlerimiz arasında olmalıdır. Neticede, jeotermal enerji, yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olup, ülke ekonomisine katkı sağlayacak çevreci bir kaynak türüdür. Amacımız siz değerli gazetecilerimiz vasıtası ile kamuoyunu bilgilendirmek ve bu kapsamda yapılan çalışmaları ilgili kişilere duyurmaktır.”
JESDER tarafından Aydın’da düzenlenen basın toplantısında, Başkan Ali Kındap, bilimsel araştırmalar ve resmi veriler doğrultusunda, santrallerin tarım ürünlerine olumsuz etkisinin bulunmadığını belirtti. Dünya Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Ege’deki jeotermal santrallerin çevresel etkilerini incelediğini belirten Ali Kındap, “Bu kurumların raporları, JES’lerin etkilerinin anlaşılmasında ve asılsız iddiaları cevaplandırmamızda etkili bir kaynak olacaktır” dedi. Ali Kındap, Efeler’de 650 dönümlük alanda kurulacak Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi için çalışma başlatıldığını da belirtti.

AYDIN- Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ali Kındap, Aydın’da düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin, tektonik yapısı nedeniyle jeotermal santral yatırımları için dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu ifade ederek, Ege Bölgesi’nde tespit edilmiş 3 bin megavatlık elektrik üretim potansiyeli, 30 bin megavatlık da termal-ısıtma-soğutma-kurutma için kullanılabilecek enerji kaynağının bulunduğunu belirtti.

Ali Kındap, bu potansiyelin 9 milyar metreküplük doğal gaza ve bugünkü fiyatlarla 2.2 milyar dolarlık gaz ikamesine karşılık geldiğini belirtti. Kındap, “Yani Ege’deki jeotermal kaynakların tümü devreye alındığında Türkiye 2.2 milyar dolarlık cari açıktan kurtulacaktır” dedi.

Jeotermalin, yerli, yenilenebilir, temiz ve milli enerji kaynağı olduğunu belirten Ali Kındap, Ege’de kurulu olan santrallerin Türkiye’nin enerji arz güvenliğine büyük katkı sağladığını belirtti.

Son dönemde kamuoyunda jeotermal enerji santralleri ile ilgili doğru olmayan iddiaların yer aldığını ifade eden Ali Kındap, bilimsel araştırmalar ve resmi veriler, santrallerin başta incir olmak üzere tarım ürünlerine olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermekte. Aydın’da kurulu olan jeotermal elektrik santrallerinin Valilik tarafından düzenli biçimde denetlendiğini vurgulayan Ali Kındap, incir ve diğer tarımsal ürün üretiminin olumsuz etkilendiği iddiasının resmi veriler tarafından çürütüldüğünü belirtti. Aydın'da ilk jeotermal santralin yapıldığı yıl olan 2012'de, ağaç başına incir veriminin 31 kilogram iken geçen yıl 39 kilograma yükseldiğini kaydeden JESDER Başkanı Kındap, rekoltenin iklimsel koşullar ve çiftçinin bilinçlenmesiyle ilişkili olduğunu, jeotermalin olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmadığını anlattı.

“İNCİR ÜRETİMİNDE DÜŞÜŞ YOK”

Ali Kındap’ın paylaştığı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, incir üretiminde düşüş değil, artış olduğunu gösteriyor. TÜİK’in verilerine göre 2018, Türkiye’de en çok incir üretilen yıl oldu.

ÖN BİLGİ

“Jeotermal enerji sektörü Türkiye’de son 10 yılda büyük bir başarı kaydetmiş ve 15 MWe kurulu güçten, bugün 1.347 MWe kurulu güce erişmiştir. Türkiye’de enerji santrallerinden elektrik üretimi konusunda yüzde 2,58’lik bir paya sahip olan jeotermal enerji sektörü, 53 adet santraliyle topluma hizmet vermeye devam etmektedir. Dünya toplam kurulu güç sıralamasında 4.’lüğünü koruyan ülkemiz, 2020 planı hedefi çerçevesinde 2.000 MWe güce erişme amacı içerisindedir. Sektörümüzün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla pek çok organizasyonda görev alıp, sosyal projeler yürütmekteyiz. Bu çerçevede AB Projelerinde de görev alarak sektörümüzü uluslararası platformlarda temsil etmekteyiz.

JEOTERMAL ENERJİ

Jeotermal, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu sıcak su, buhar ve gazları barındıran bir kaynaktır. Jeotermal enerji ise, bu kaynağın yeryüzüne ulaştırılmasıyla elde edilen yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji türüdür. Dünyanın pek çok yerinde kullanılan bu kaynaktan yüksek verimlilik elde edilmekte ve elektrik üretimi dışında da pek çok alanda kullanımı bulunmaktadır. Kullanım alanları ise sahaların sıcaklığına göre değişmektedir.

Jeotermal sahalar sıcaklıklara göre sınıflandırılabilir.

             Düşük Entalpili Sahalar  (20 - 70 0C arası)

             Orta Entalpili Sahalar     (70 - 150 0C arası)

             Yüksek Entalpili Sahalar (150 0C ‘den yüksek)

Jeotermal enerjiden elektrik üretimi için yüksek entalpili sahalar uygundur. Düşük ısılardaki sahalarda ise, ikincil yatırımlar adını verdiğimiz seracılık, kurutma, balıkçılık, termal turizm gibi faaliyetler yürütülmektedir.

Çeşitli araştırma tekniklerinin uygulanması sonucunda, jeotermal enerjinin oluştuğu uygun jeolojik koşullarda yapılan sondajlarla aşırı derecede ısınmış sular, yaş ve kuru buhar olarak yeryüzüne çıkarılmaktadır. Bu jeotermal akışkan, üzerindeki basıncın azalması ile su-buhar fazlarına ayrılmaktadır. Ayrılan buhar, jeotermal santrallere gönderilerek, elektrik enerjisine dönüştürülmekte, atık su ise, diğer ısıtma sistemlerinde kullanılmakta veya yeraltına basılmaktadır. Yer altı basım rezervuarın devamlılığı için önem taşır.

Jeotermal elektrik santrallerinin kurulum maliyetleri oldukça yüksektir. Bu sebeple yatırımların devlet tarafından teşviklerle desteklenmesi önem arz eder. Bu teşvikler, gelecekte Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye yönelmesinde ve ülke kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasına olanak sağlar. Ayrıca enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin kendi kaynaklarından faydalanması, hem üretici hem de tüketici için büyük avantajlar sağlar.

Jeotermal enerjinin ikincil yatırımlarından biri olan konut ısıtması ülkemizde henüz çok yenidir ve maliyetlidir. Buna rağmen yaklaşık 120.000 konut ısıtılmakta ve çalışmalara halen devam edilmektedir. Aynı şekilde jeotermal sera yatırımları 2018 yılında hız kazanmış ve verimliliği normal seralara oranla daha yüksek olan jeotermal kaynaklı seralar ülke genelinde giderek yaygınlaşmaktadır.

Jeotermal santraller coğrafi uygunluk sebebi ile Türkiye’nin batı kesiminde yoğunlaşmıştır. Özellikle Aydın ve Manisa, santrallerin yoğun olarak bulunduğu şehirlerimizdir. Jeotermal enerjinin ülkemizde henüz tanınmıyor olması ve çalışmaların halen devam ediyor olması, kamuoyunun yanlış algılar taşımasına sebep olmaktadır. Fosil yakıtlarla kıyaslanmayacak boyutta çevreci olan bu kaynak türünün ülke genelinde tanınması elzemdir. Ekonomik ve çevresel anlamda üst sıralarda yer alan ülkelerin yenilenebilir enerjiye yönlenmesindeki amaçlardan biri de ülke ekonomisini yerlileştirmek ve çevreye daha az zarar vermektir. Bu sebeple Türkiye olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan jeotermal enerjiye değer vermek ve dünya standartlarını yakalamak başlıca görevlerimiz arasında olmalıdır.

Neticede, jeotermal enerji, yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olup, ülke ekonomisine katkı sağlayacak çevreci bir kaynak türüdür. Amacımız siz değerli gazetecilerimiz vasıtası ile kamuoyunu bilgilendirmek ve bu kapsamda yapılan çalışmaları ilgili kişilere duyurmaktır.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.