Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Her alanda eşitlik istediler

GÜNCEL 05.12.2017 - 15:40, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 1984+ kez okundu.
 

Her alanda eşitlik istediler

Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 83. Yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.

AYDIN- Açıklamada, kadın erkek eşitliğine değinilerek her alanda eşitliğin sağlanması istendi, Aydın Barosu Başkanı Av, Gökhan Bozkurt’un da hazır bulunduğu açıklamada, Ülkemizde Cumhuriyetin ilanı ile birlikte getirilen bir kısım yenilikler arasında en önemlilerinden biri şüphesiz 5 Aralık 1934'te Türk Kadınına Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesidir. Zira o dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünya sahnesinde varlık yokluk mücadelesinden yeni çıkmış, hem ekonomik, hem de siyasal varlığını tamamlama sürecinde olan bir devletken çoğu Batılı ülkede henüz kadının haklarıyla varlığı dahi tartışılmadığı bir zamanda, Türk Kadının seçme ve seçilme hakkını elde etmesi hiçbir dünya liderinin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk kadar kadın alanında duyarlı,öngörülü ve samimi olmadığının göstergesidir’ denildi. “Bu bağlamda, ‘Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez’ demek suretiyle Türk Kadınına verdiği değer doğrultusunda uyguladığı kararlı politikalar neticesinde bugün sizlerin karşısında sizlere hitap edebilme imkanı yaratan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü minnet ,şükran ve özlemle anıyoruz” denilen açıklama şöyle sürdü: “Söz konusu seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra ülkemizde kadınlarımızın katıldığı ilk genel seçim 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. Dönem Milletvekilliği Genel seçimleridir.18 kadının parlamentoda temsil edildiği bu seçimde kadının temsil oranı ile ülkemiz Dünya 2.’si iken aradan geçen 83 yılda alınan sonuçlar maalesef ilk yıllardaki kadının haklarıyla varlığının ortaya konulması çalışmalarındaki kararlılığın yitirildiğini göstermektedir. Oysa ki; aradan geçen bunca yılda başta Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve bir takım yasal mevzuatta kadın lehine düzenlemeler yapılmışsa da gelinen noktadaki sorunun yasa çıkartmakta değil, çıkarılan yasaları uygulamaya geçirecek zihniyet ve anlayışta olduğunu ortaya koymaktadır. Eğitim, sağlık, ekonomi gibi toplumun her alanında nice başarılı kadınlarımız varken siyaset alanı kadınlarımıza zorlaştırılmaktadır. Pek çok platformda duyduğumuz üzere "Kadın erkek eşittir, siyaset kapısı kadınlara açıktır isteyen katılsın" söylemi samimiyetten uzaktır ve inandırıcı olmadığı yapılan son genel ve mahalli seçimlerde kadın temsil oranı ile ortaya konmuştur. Kadın erkek eşitsizliğinin kendini en fazla htirdiği alan olan siyasi hayatta toplumun yüzde 50 ye yakın kısmını oluşturan kadınlarımızın hak ettiği temsil oranına kavuşması için; *Devlet; hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kararlılıkla gerekli önlemleri almalıdır. Bu bağlamda kadın erkek eşitliği ve pozitif ayrımcılık deyişleri söylem olmaktan çıkartılıp gerekirse -kota da dahil-yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle hayata geçirilmelidir, *Siyasi Partiler aday belirlemede kadını vitrin olarak kullanmaktan, siyasi söylemlerle oy potansiyeli olarak görmekten, yalnızca seçim zamanlarında broşür dağıtmak ve alanda çalışmaları için hatırlamaktan vazgeçmelidir. *Yine siyasi partiler ekonomik anlamda çoğu zaman erkeklerden daha dezavantajlı konumda olan kadınları mevcut düzende yok etmek yerine, aday belirlemede koyacak olduğu kriterler ile maddi gücü değil; sözü, fikri ve temsil yeteneği olan sosyal sorumluluk sahibi toplumun ihtiyaçlarını doğru anlayıp çözüm üretebilecek kişileri siyasete kazandırmak konusunda samimi politikalar üretip bunları kendi parti tüzüklerine yansıtmalıdır. Bu bağlamda Anayasanın 10.maddesi gereğince pozitif ayrımcılık odaklı siyasi partiler, seçim kanunu ve ilgili mevzuatta uygulamaya yönelik düzenlemelerin yapılması ile toplumsal cinsiyet eşitliği tam olarak sağlanıncaya kadar Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak sürecin takipçisi olacağız. Unutmamak gerekir ki; yaşamı eşit olarak paylaşmak için yaşama eşit olarak katılmak gerekir.”
Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 83. Yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.

AYDIN- Açıklamada, kadın erkek eşitliğine değinilerek her alanda eşitliğin sağlanması istendi,

Aydın Barosu Başkanı Av, Gökhan Bozkurt’un da hazır bulunduğu açıklamada, Ülkemizde Cumhuriyetin ilanı ile birlikte getirilen bir kısım yenilikler arasında en önemlilerinden biri şüphesiz 5 Aralık 1934'te Türk Kadınına Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesidir. Zira o dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünya sahnesinde varlık yokluk mücadelesinden yeni çıkmış, hem ekonomik, hem de siyasal varlığını tamamlama sürecinde olan bir devletken çoğu Batılı ülkede henüz kadının haklarıyla varlığı dahi tartışılmadığı bir zamanda, Türk Kadının seçme ve seçilme hakkını elde etmesi hiçbir dünya liderinin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk kadar kadın alanında duyarlı,öngörülü ve samimi olmadığının göstergesidir’ denildi.

“Bu bağlamda, ‘Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez’ demek suretiyle Türk Kadınına verdiği değer doğrultusunda uyguladığı kararlı politikalar neticesinde bugün sizlerin karşısında sizlere hitap edebilme imkanı yaratan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü minnet ,şükran ve özlemle anıyoruz” denilen açıklama şöyle sürdü:

“Söz konusu seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra ülkemizde kadınlarımızın katıldığı ilk genel seçim 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. Dönem Milletvekilliği Genel seçimleridir.18 kadının parlamentoda temsil edildiği bu seçimde kadının temsil oranı ile ülkemiz Dünya 2.’si iken aradan geçen 83 yılda alınan sonuçlar maalesef ilk yıllardaki kadının haklarıyla varlığının ortaya konulması çalışmalarındaki kararlılığın yitirildiğini göstermektedir. Oysa ki; aradan geçen bunca yılda başta Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve bir takım yasal mevzuatta kadın lehine düzenlemeler yapılmışsa da gelinen noktadaki sorunun yasa çıkartmakta değil, çıkarılan yasaları uygulamaya geçirecek zihniyet ve anlayışta olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğitim, sağlık, ekonomi gibi toplumun her alanında nice başarılı kadınlarımız varken siyaset alanı kadınlarımıza zorlaştırılmaktadır. Pek çok platformda duyduğumuz üzere "Kadın erkek eşittir, siyaset kapısı kadınlara açıktır isteyen katılsın" söylemi samimiyetten uzaktır ve inandırıcı olmadığı yapılan son genel ve mahalli seçimlerde kadın temsil oranı ile ortaya konmuştur.

Kadın erkek eşitsizliğinin kendini en fazla htirdiği alan olan siyasi hayatta toplumun yüzde 50 ye yakın kısmını oluşturan kadınlarımızın hak ettiği temsil oranına kavuşması için;

*Devlet; hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kararlılıkla gerekli önlemleri almalıdır. Bu bağlamda kadın erkek eşitliği ve pozitif ayrımcılık deyişleri söylem olmaktan çıkartılıp gerekirse -kota da dahil-yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle hayata geçirilmelidir,

*Siyasi Partiler aday belirlemede kadını vitrin olarak kullanmaktan, siyasi söylemlerle oy potansiyeli olarak görmekten, yalnızca seçim zamanlarında broşür dağıtmak ve alanda çalışmaları için hatırlamaktan vazgeçmelidir.

*Yine siyasi partiler ekonomik anlamda çoğu zaman erkeklerden daha dezavantajlı konumda olan kadınları mevcut düzende yok etmek yerine, aday belirlemede koyacak olduğu kriterler ile maddi gücü değil; sözü, fikri ve temsil yeteneği olan sosyal sorumluluk sahibi toplumun ihtiyaçlarını doğru anlayıp çözüm üretebilecek kişileri siyasete kazandırmak konusunda samimi politikalar üretip bunları kendi parti tüzüklerine yansıtmalıdır.

Bu bağlamda Anayasanın 10.maddesi gereğince pozitif ayrımcılık odaklı siyasi partiler, seçim kanunu ve ilgili mevzuatta uygulamaya yönelik düzenlemelerin yapılması ile toplumsal cinsiyet eşitliği tam olarak sağlanıncaya kadar Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak sürecin takipçisi olacağız.

Unutmamak gerekir ki; yaşamı eşit olarak paylaşmak için yaşama eşit olarak katılmak gerekir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.