Fatih Altaylı, Aydın Doğan'ın büyük vurgununu ifşa etti

Bir zamanlar manşetle hükümet indirip hükümet kurduran Aydın Doğan ile ilgili her geçen gün farklı bir skandal ortaya çıkıyor. Gazeteci Altaylı eski patronu Doğan’ın nasıl zenginleştiğini bir bir anlatmıştı. Sahibi olduğu Hürriyet Gazetesi’nin 1. sayfasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı çirkin mektubun ardından medya patronu Aydın Doğan’ın bütün kirli çamaşırları saçılmaya başladı. Gazeteci Fatih Altaylı da Doğan’ın ceplerini doldurmak için nasıl şantaj ve tehdit dolu yayınlar yaptığını bir bir ortaya dökmüştü. Aydın Doğan’ın kısa sürede nasıl servetine servet kattığını ve ihaleleri kolayca nasıl aldığını tek tek anlatan Altaylı katıldığı TV programında “Petrol Ofisi'nin hisselerini İş Bankasından alıp, üç misli fiyata sattı. O günkü gazetelere baksınlar. Bankanın yöneticileri ve bankada hissesi olan CHP’nin yöneticileri aleyhine ne yayınlar yapıldı?” dedi. Tehdit ediyordu Türkiye’nin en önde gelen sanayici ve iş adamlarının dahi Doğan tarafından tehdit edildiğini belirten Altaylı, “Aydın Doğan haksız rekabetten söz ediyor kendince. En büyük haksız rekabet kendisine ait. Bu şekilde para kazanıp işadamlarının karşısına dikiliyor. İş dünyasının Alaattin Çakıcı’sı oluyor. Tehditle şantajla dev ihaleler kazanıyor” dedi. Temiz patron musun? Doğan’ın, medya vesayeti ile seçilmiş hükümetler üzerinde istediği baskıyı kurarak usulsüz yollardan para kazandığına dair bilgiler veren gazteci Altaylı ”Aydın Doğan, Hilton arazisini düşük bir bedelle alıyor sonra imar izni değişsin, 3 milyar dolarlık rantı da kendi yesin istiyor. Elinde medyası olmayan iş adamları salak mı niye girmiyorlar bu işe? “Ben medyamı kullanarak canımın her istediğini yaparım” diyor. Doymak da bilmiyorlar. Bugün sussa yarın tekrar istiyor. Niye Hilton arazisi için imar izni istiyorsun? Yahu sen temiz bir medya patronusun da hükümet onun için mi üzerine geliyor?” dedi. POAŞ’I BÖYLE ALDI Doğan ile ilgili ilginç bilgiler veren İş adamı Hayyam Garipoğlu ise, Petrol Ofisi’ni ihaleyle kazanmışken, Doğan ile iyi ilişkileri olan Mesut Yılmaz’ın önce Malki cinayetiyle ilgili kendisini üç gün nezarete attığını, bankasından mevduatların böyle çekildiğini, ardından MASAK baskısı sonrası POAŞ’ın Doğan’a geçtiğini anlattı. Garipoğlu, “Bir sene içerisinde POAŞ, Doğan grubuna geçti. Beni yıpratan grup, sonra bunu alıyor. Bütün boyutları savcıya anlatırım” dedi. Para alamadı, hükümet devirdi Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan, Doğan Grubu’nun 28 Şubat’taki rolüyle ilgili şikâyetini,  6-7 Temmuz 1996’da hükümet programını televizyondan okurken, “Bu medyanın bir eli devletin kasasında, bir eli devletin yönetiminde” sözleriyle dile getirdi. Doğan’ın sözünü ettiği devletin desteği 1997’de Devlet Bakanı Güneş Taner’in soru önergesine yanıtıyla ortaya çıktı. O dönem bankalara dönük operasyonlar vardı. Doğan kendi kanalına bağlanarak sahibi olduğu Dış Bank için Tantan’a hakaretler etti ve Doğan’ın evinde pijamayla karşılanan Mesut Yılmaz da bakanı görevden aldı.