Eski başkanlar başkaldırdı

AYDIN- Kendi dönemlerinde Aydın siyasetine damgasını vuran Ülkücü Hareket içinde bulunmuş, Milliyetçi Hareket Partisi’ne emek vermiş eski Aydın İl Başkanları da tavırlarını açıkladılar. Aralarında Recep Taner, Muhittin Ozan, Mehmet Oral, Kazım Göner, Süleyman Demirci, Hasan Muti, Fevzi Köse ve Cem Akbudak’ın da yer aldığı MHP Eski İl Başkanları, referandumda “Hayır” diyeceklerini belirterek, gerekçesini ortak deklarasyonla açıkladılar. 12 Eylül öncesinde ve sonrasında sürekli ve kesintisiz olarak MHP’de olduklarını, her daim Türk Milliyetçisi olduklarını belirten eski başkanlar, sandığı gidecek seçmeni de uyarmayı ihmal etmediler. “Sistem değişikliği” diye getirilen değişikliğin rejim değişimliği olduğunu savunan başkanlar, olayın partiler üste boyut kazandığına vurgu yaptı. MHP Aydın İl Eski Başkanlarının ortak açıklaması aynen şöyle: “Bizler 12 Eylül öncesinde ve sonrasında MHP Aydın il Başkanlığı yapmış sürekli veya kesintisiz MHP’de olmuş ama her daim Türk milliyetçisi olan bireyleriz. 16 Nisan 2017 Anayasa referandumu ile ilgili aşağıdaki ortak görüşlerimizi başta Aydınlı hemşerilerimiz olmak üzere tüm ülküdaşlarımız ve milletimizle paylaşmayı ihtiyaç duyuyoruz. 1-Bir sistem(REJİM) değişikliği öngören 18 maddelik Anayasa değişikliği bir parti-veya particilik-veya parti mensubiyeti-veya parti içi muhalefeti meselesi değildir ve öyle görülmemelidir. 2-Başta hükümet olmak üzere önemli siyasetçilerin müspet veya menfi hizmetlerinin takdir oylaması da değildir. Kısacası AKP, CHP, MHP meselesi veya kendi partimiz MHP’nin sayın genel başkan yanlısı veya karşıtı olma meselesi de değildir. 3-Bugün öngörülen/ihtiyaç gösterilen 18 maddede değişiklik için usul ve süreç tanımında toplumsal sözleşmeyi esas alan anayasa hazırlığına uygun olmamıştır. Bırakılsın toplum kesimlerinden görüş almaya toplumu katmaya-kapsamaya, milletvekillerinin bile metnin içeriğinden komisyonlarda haberi olmuştur dolayısı ile sadece 2 genel başkan ve tayin ettikleri 2 milletvekilinin hazırladığı metin usul ve süreç olarak demokrasiye uygun değildir. 4-Bir kanun için yaşamsal olan ’’gereklilik ve yerindelik’’ ilkesidir. Öngörülen 18 madde hangi gereklilikten doğmuştur ihtiyaçları nasıl karşılayacaktır? ‘’Fiili durum-hukukileşmeli’’ ile başlamış, toplum tatmin olmayınca ‘’sistem tıkandı’’denmiş, yetmeyince ‘’BEKAA SORUNU’’ortaya sürülmüştür.’’Fiili’’ durumu yaratan, ülke menfaatlerinden mi, kendi ihtiyaçlarından mı hukuki durumu çiğneyerek ‘’fiili’’durumu yaratmıştır? Yeniden ‘’fiili’’ durum yaratılmaması için ne ile önlem alınmıştır, alınabilinecek midir? ’’Sistem tıkanmışsa’’ sistem nerede, nasıl, ne zaman, kim tarafından tıkanmıştır? Bu sorular cevaplanmadan hangi maddeler ile nasıl problemin çözüldüğü de anlatılamamaktadır. Bir yandan, 15 yılda Türkiye’ye Cumhuriyet tarihinden daha çok iş yaptık diyeceksiniz bir yandan sistemin prangalarından bahsedeceksiniz hatta ‘’kozmik oda’’lara kadar girilecek ve hala vesayetten söz edilecek, bu bile samimiyetsizliğin, aklımızla alay etmenin ispatıdır. ’’Beka sorununa’’ gelince ne zaman başlamış, nasıl ortaya çıkmış, müsebbibi kimlerdir? Müsebbipten kurtarıcı yaratılır mı? Kalkınma ve terörle mücadele için isteyip de 15 yıldır yapamadıkları ne vardır? Çözüm sürecinden Habur’a, OSLO görüşmelerine’ ’ne istediler de vermedik’’e kadar herşeye şahit olmadık mı? BEKA SORUNU BU KADAR ACİLSE KANUN NEDEN 2019 DA UYGULANACAKTIR? 5-Bu anayasa değişikliğinin içeriğinin en önemli esas maddesi ‘’Partili cumhurbaşkanı’’ maddesidir. Bu madde ile mevcut siyasi partiler kanunu ve işleyişi ile halk bir kişiyi seçebilecek(bu ister Recep Tayyip Erdoğan ister bir başkası olsun)o bir kişi parti genel başkanı olarak, milletvekili listelerini, yani yasama organı üyelerini belirleyecektir. Anayasa Mahkemesi üyeleri, hakimler savcılar yüksek kurulu, yüksek yargı mensuplarını yani yargıyı atayacak. Parlamento dışından başkan yardımcılarını ve bakanları yani yürütmeyi seçecek, atayacak. Üniversite rektörlerini, valileri, büyükelçileri, belediye başkan ve adaylarını, kısacası herkesi seçecek ve atayacak. Hatta millet iradesi ile tecelli etmiş Türkiye Büyük Millet Meclisini (seçim sonuçlarını beğenmezse) parlamentoyu feshedebilecek, seçimi geçersiz ilan edecek. Devlet kurumları tümüyle bir kişinin yönetimine verilecektir. İster kalkınma ister beka sorunu gerekçesine ne denirse densin hiçbir kalkınmış demokrasi ülkesinde bir kişiye bu kadar yetki verilmemiştir. Demokraside kişi kaderi ile devletin kaderi bütünleştirilemez, çağdaş toplumlarda hukuk(kanun)teminatı/güvencesinin yerine kişiye güven alamaz, bu düşüncelerle parlamenter düzenin aksayan yönlerini daha çağdaş normlarla düzeltmeyen, çağdaş birey-millet-devlet düzenine ulaşacak Anayasa ihtiyacını karşılamayan, vizyonu olmayan hatta daha uzaklaştığı için bu Anayasa taslağına HAYIR diyoruz.”