Diyanet Bir-Sen: 3+1 düzenlemesi gözden geçirilsin

AYDIN- Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş’un, D.İ.B. ve M.E.B.’de sözleşmeli olarak çalışan personelin 4+2 olan kadroya geçiş şartını 3+1’e indiren düzenlemeyle ilgili kanunu teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduğunu açıklamasının ardından, önceki ve yeni düzenleme arasında din görevlilerine kazanım açısından ne gibi farklılıklar olduğunu inceledi. Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt,  4+2 kadroya geçiş şartının 3+1’e indirilmiş olmasının dışında bir kazanım getirmediğine dikkat çekerek yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Öncelikle Diyanet’te sözleşmeli çalışan personel açısından daha fazla kazanım elde etmeyi bekliyoruz. Çünkü kadroya geçiş için sürenin indirilmesi dışında herhangi bir kazanım yok. Buradaki en önemli husus aile birliğinin zedelenmemesidir. Süre 3+1 veya 2+1 olsa da eğer aile birliğinin sağlanmasına bir katkısı bulunmuyorsa, o takdirde yapılan bir düzenlemenin hiçbir anlamı yoktur. Maksat sadece kadroya geçiş için sürenin indirilmesi olmamalıdır, aynı zaman da aile birliğinin sağlanması düzenlenmelidir. Ancak bu düzenleme de bu husus aynen yer almış! Buna rağmen bunu büyük bir kazanım gibi duyurarak kazanım olduğunu iddia edenler var! 141- 22/6/1965 tarihli ve 633 sayılı Diyanet işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 10/A maddesi uyarınca atanan sözleşmeli personel dört yıl süreyle başka bir yere atanamaz. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilenlerin eşi bu personele tabidir. Sözleşme gereği dört yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanır. Bu şekilde atananlar, aynı yerde en az iki yıl daha görev yapar. Sayın Muş tarafından TBMM’ne sunulan yeni düzenleme ise şöyle; “633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 10/A maddesinin 3. fıkrasında şu hüküm yer almaktadır: Bu madde uyarınca atanan sözleşmeli personel üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilenlerin eşi bu personele tabidir. Sözleşme gereği üç yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanır. Bu şekilde atananlar, aynı yerde en az bir yıl daha görev yapar. Görüldüğü gibi sadece süreyle ilgili bir düzenleme var. Hâlbuki burada sürenin yanı sıra çok daha önemli olan konu aile birliğinin sağlanmasıdır. Mazerete bağlı yer değiştirmeler de bu madde uyarınca istihdam edilenlerin eşi bu personele tabii olacak. Aile birliğinin sağlanmasında, eşler için en uygunu hangisi ise diğer eşin onun bulunduğu ile veya ilçeye tayini yapılabilmelidir. Eğer mesele din görevlilerinin sorunlarına çözüm getirmek ve kazanım elde etmekse, çözüm de, kazanım da bu şekilde olur. Bu nedenle AK Parti Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Muş’un düzenlemeyi bu şekilde Meclis’e yeniden sunmasının doğru olacağını düşünüyor ve konuyu kendisine ayrıca ileteceğimizi ifade etmek istiyorum.”