Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Beyaz bademcik beta habercisi

TEKNOLOJİ 06.01.2016 - 13:08, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:49 3699+ kez okundu.
 

Beyaz bademcik beta habercisi

Uzm. Dr. Seda Özer; beta mikrobuyla ilgili, “Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmak tek korunma yolu” dedi. Kış mevsiminin gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte daha kapalı ve kalabalık ortamlara girmeye başladığımızı, bu nedenle de bulaşıcı hastalıklara yakalanmanın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Seda Özer, “Özellikle okul çağındaki çocuklarda görülen bu mikrop, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Beta mikrobunun, sıklıkla solunum yoluyla bulaştığını belirten Uzm. Dr. Seda Özer, “Beta mikrobu, üst solunum yolu enfeksiyonları yapan daha nadir olarak derideki yaralardan girerek, cilt enfeksiyonlarına yol açan bulaşıcı bir bakteridir. 3 yaşından küçük çocukların yanı sıra erişkinlerde de enfeksiyon çok nadir görülmektedir. En sık 5-15 yaş arası çocukları etkilenir. Sebep olduğu enfeksiyonlar sıklıkla tonsillit (bademcik iltihabı) ve farenjittir. Kızıl hastalığı da beta mikrobundan kaynaklanır” şeklinde konuştu. BELİRTİLERE DİKKAT! Beta tonsillitinde belirtilerin yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, nezle, karın ağrısı, bulantı, çene altındaki bezelerde şişme boğaz ve baş ağrısı şeklinde sıralandığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Seda Özer, kızıl hastalığında bu belirtilere, ciltte yaygın kırmızı bir döküntü eşlik ettiğiniz belirterek, “Tanıda çoğu zaman dikkatli bir fizik muayene yeterliyken, bazı virüs enfeksiyonlarıyla karışabildiğinden, boğaz kültürü ya da hızlı antijen testi gibi tanı yöntemlerine başvurmak gerekebilir” ifadelerini kullandı. “MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ” Beta mikrobunun tedavi edilmediğinde, sinüzit, orta kulak iltihabı, boğazda apse, lenf bezi iltihabı, zatürre gibi erken dönem hastalıklarının görülebildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Seda Özer, “Bunun yanı sıra, ilk belirtilerden haftalar sonra ortaya çıkan eklem romatizması, kalp romatizması, böbrek iltihabı hatta beta mikrobuyla ilişkili olduğu tahmin edilen bazı psikiyatrik bozukluklara kadar çok sayıda istenmeyen durumla sonuçlanabilir” şeklinde konuştu. “TEMASTAN KAÇININ” Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmanın, tek korunma yolu olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Özer, “Çocukların, kreş ve okul gibi kapalı alanda ve toplu olarak yaşamak zorunda kalması, bu korunmayı imkansız kılar. Bu durumda, belirtilere dikkat ederek, doktora zamanında gidilmesi ve uygun tedaviye başlanması çok önemlidir. Cilt enfeksiyonlarında, ciltteki açık bir yara ve kesiden temasla da mikrobun vücuda alınabileceği unutulmamalıdır” dedi. Beta mikrobu tedavisinde ilk tercihin penisilin ya da amoksisilin grubu antibiyotikler olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Özer şöyle devam etti: “Antibiyotik tedavisi sadece boğazı iyileştirmek için değil, istenmeyen ikincil durumların önüne geçilmesi için de şarttır. Tek doz penisilin enjeksiyonu  ya da ağız yoluyla alınacak antibiyotiğin 10 güne tamamlanması gereklidir.”
Uzm. Dr. Seda Özer; beta mikrobuyla ilgili, “Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmak tek korunma yolu” dedi. Kış mevsiminin gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte daha kapalı ve kalabalık ortamlara girmeye başladığımızı, bu nedenle de bulaşıcı hastalıklara yakalanmanın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Seda Özer, “Özellikle okul çağındaki çocuklarda görülen bu mikrop, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Beta mikrobunun, sıklıkla solunum yoluyla bulaştığını belirten Uzm. Dr. Seda Özer, “Beta mikrobu, üst solunum yolu enfeksiyonları yapan daha nadir olarak derideki yaralardan girerek, cilt enfeksiyonlarına yol açan bulaşıcı bir bakteridir. 3 yaşından küçük çocukların yanı sıra erişkinlerde de enfeksiyon çok nadir görülmektedir. En sık 5-15 yaş arası çocukları etkilenir. Sebep olduğu enfeksiyonlar sıklıkla tonsillit (bademcik iltihabı) ve farenjittir. Kızıl hastalığı da beta mikrobundan kaynaklanır” şeklinde konuştu.

BELİRTİLERE DİKKAT!

Beta tonsillitinde belirtilerin yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, nezle, karın ağrısı, bulantı, çene altındaki bezelerde şişme boğaz ve baş ağrısı şeklinde sıralandığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Seda Özer, kızıl hastalığında bu belirtilere, ciltte yaygın kırmızı bir döküntü eşlik ettiğiniz belirterek, “Tanıda çoğu zaman dikkatli bir fizik muayene yeterliyken, bazı virüs enfeksiyonlarıyla karışabildiğinden, boğaz kültürü ya da hızlı antijen testi gibi tanı yöntemlerine başvurmak gerekebilir” ifadelerini kullandı.

“MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ”

Beta mikrobunun tedavi edilmediğinde, sinüzit, orta kulak iltihabı, boğazda apse, lenf bezi iltihabı, zatürre gibi erken dönem hastalıklarının görülebildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Seda Özer, “Bunun yanı sıra, ilk belirtilerden haftalar sonra ortaya çıkan eklem romatizması, kalp romatizması, böbrek iltihabı hatta beta mikrobuyla ilişkili olduğu tahmin edilen bazı psikiyatrik bozukluklara kadar çok sayıda istenmeyen durumla sonuçlanabilir” şeklinde konuştu.

“TEMASTAN KAÇININ”

Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmanın, tek korunma yolu olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Özer, “Çocukların, kreş ve okul gibi kapalı alanda ve toplu olarak yaşamak zorunda kalması, bu korunmayı imkansız kılar. Bu durumda, belirtilere dikkat ederek, doktora zamanında gidilmesi ve uygun tedaviye başlanması çok önemlidir. Cilt enfeksiyonlarında, ciltteki açık bir yara ve kesiden temasla da mikrobun vücuda alınabileceği unutulmamalıdır” dedi.

Beta mikrobu tedavisinde ilk tercihin penisilin ya da amoksisilin grubu antibiyotikler olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Özer şöyle devam etti: “Antibiyotik tedavisi sadece boğazı iyileştirmek için değil, istenmeyen ikincil durumların önüne geçilmesi için de şarttır. Tek doz penisilin enjeksiyonu  ya da ağız yoluyla alınacak antibiyotiğin 10 güne tamamlanması gereklidir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.