Hasan Dinçer
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin

Başkan Demir’den soru yağmuru

GENEL 03.06.2019 - 15:37, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 4014+ kez okundu.
 

Başkan Demir’den soru yağmuru

Tüm Emekliler Başkanı Erdal Demir kamuoyuna seslendi. Kamuoyuna ‘‘Türkiye kendini sorgulamakta cesaretli mi? Becerebiliyor mu?’’ gibi birçok soru yönelten Başkan demir, Türkiye’nin demokrasi dışına çekilmeye çalışılırken, getirilmek istenen sistemin kurbanı olmaya, bölüne, bölüne küçülmeye başladığını söyledi.

Başkan Erdal Demir kamuoyuna şu soruları yöneltti: ‘’Halkların kardeşliği, inançların özgürlüğü adına, ileri demokrasi adına, eylemlerini ve reflekslerini sırtlana biliyor mu? Sanata ve sanatçısına yol aça biliyor mu? Türkiye özgürlükleri, hukuku, düşüncelerin ifadesini tahsis edip, eğitimde inanca dayalı sistemi reddedebiliyor mu? Çocukların geleceğini, yaşayanların sosyal güvencesini, yaşlıların huzur ve sıhhatini düşüne biliyor Sınır komşuları ile dayanışma, güvenirlilik sağlaya biliyor ve dünya medeniyetinin standartlarına ayak uydura biliyor mu? İnsanının içeride güveni ve huzurunu, dışarıda ulusal güvenirliliğini barış içinde, huzur içinde sağlayıp, güvenlik güçleri ile halkının barışık ortamını yarata biliyor mu? Sendikalarının, işçilerin sosyal güvencesini sağlayacak örgütsel gücü olmasını sindirip, neoliberalist sistem çarkının dişlisi taşeronluk sistemini reddedebiliyor mu? Ülkenin geleceğinin teminatı olan öğrencilerinin; fikir fırtınası olmasına, düşünce özgürlüklerinin ve konuşma özgürlüklerinin, ileri demokrasi söylemlerinin gereği yerine getirilmesine olanak sağlanıyor mu? Emek sermaye ilişkisinde, liberaliz sistemin gereklerini uygularken hatta sömürü düzenini rüşvet ve talan düzeyine kadar taşırken, işçi haklarının ve emeğin karşılığının savunulmasına olanak tanınıyor mu? Taşeronluk yenidünya düzeninde, neoliberalist yapılanmanın öncülüğünü yaparken, Türkiye'de bu yapılanmaya karşı işçi direnişlerine meydan açılıyor mu? Eylem ve gösteri özgürlüğü, demokratik haklardan görülüp, tomalardan, gaz bombalarından, plastik mermilerden, sıcak mermilerden ve polis baskı ve zulmünden arındırılıyor mu? Bayrama giriyoruz. Vicdan ve fikirlerin durulaştığı bir dönemden çıkıyoruz. Soruyorum; hapishanelerde ki adi ve düzeni yıkmaya yönelik suçlar hariç, birçok yok nedenden, kalemlerinden dökülen gerçeklerden ve kumpaslardan yatanların çoluk çocukların hala sevindirmeyi tahliyelerle başara biliyormuş? Fikirlerin özgürce tartışıldığı bir ülkeyi dünyaya suna biliyor mu? Kavramları ve kurumları demokrasinin gereği, kendi içlerinde ve bünyelerinde özgür ve demokrasinin denetimli demokrasi anlayışı ile işlemesine müsaade ediliyor mu? Seçilmişlerin demokraside geçerliliği anlayışı; yerel yönetimler de çifte standart yaratmadan, toplumun ayrıştırılması ve ötekileştirilmesi yaratılmadan, benim halkım, benim memleketim, devletim, eşitlilik ilkesi anlayışı demokrasi gereği uygulanıyor mu?’’ Açılımlar, Türkiye'de yaşayan farklı inanç topluluklarının ve azınlıkların birlikte özgür ve evrensel haklara haiz yaşamayı gerektirdiğinden yola çıkılarak başlatıldığını belirten Başkan Demir, ‘’Bugün Kürtler dahil tüm açılımın tarafları bu kandırmacadan ve oyalamacadan rahatsızlar. Halkımızda öyle. Halkımız bu farklılıkların ortadan kaldırılması için, Türkiye'nin kendisini sorgulamasını bekliyor. Sosyal devlet olmanın temel ilkeleridir sendikacılık ve örgütçülük. Üniversiteler ve onun öğrencileri yaşadıkları ülkenin düşünen ve üreten bilgi mutfağıdır. Kendisini sorgulamaktan aciz bu yönetim, düşüneni ya öldürüyor ya da hapislerde, Silivri kamplarında topluyor. İşine de gelmeyince ben yapmadım, paralel devlet yaptı diyerek, günah keçisi üzerinden aklanıp paklanıyor. Bu yandaşların sömürüsünü, talancılığını ve rüşvetçiliğini örtülemekten başka bir şeye yaramayan mağduriyet politikası, Ülkemizi algı politikalarının diz boyu olduğu, kamuyu yönlendirmenin ve talan etmenin içselleştiği bir hal almış duruma düşürdü’’ şeklinde konuştu. Emek ve sermaye çelişkisinin, emeğin savunulmasını ve karşılığının alınmasının sebebi olduğu kaydeden Başkan Demir, şunları söyledi: ‘’Buda demokratik ülkelerde örgütsel sınıf anlayışı ile elde edilir. Ülkemin örgütsel sınıfını ve onun direnen gücünü yok eden neoliberalizmin demir kolu olan taşeronluk, sermaye sınıfının ekmeğine bal ve kaymak süre süre hızla yaygınlaşmaya, önüne geçen bir hal almışsa, yarınların işçi sınıfı ve çalışan emekçileri köle olmaktan kurtulamayacaklardır. Eylem ve gösteri özgürlüğü ülkemizin bir türlü aşamadığı özgürleştiremediği, ölüm kusan, kin ve nefret söylemlerinin tırmandırılarak, toplumu ötekileştiren ve ayrıştıran alanları ve meydanları durumuna getirmiş, bayram ve sevgi seli havasında hak arama, anma ve yaşatma duygusunu yok etmiştir. Seçilerek iktidar olma hakkı, milletin iradesinin beyanıdır. Bu hakkı kendinden olmayanlara kullandırmamak için her türlü antidemokratik baskı ve uygulamalarıyla yıldırmak isteyen bugünün düzeni ''bizden değilsen faydalanamazsın'' söylemlerini algı politikaları ile halkın birliğini ve dirliğini ayrıştıracak duruma getirmiş, demokratik haklarını kullanarak sonuca ulaşan siyasi parti ve onun yerel yönetimlerini, kendinden olmadığı gerekçesiyle devletin imkânlarından mahrum ederek tecrit etme yollarını meşru kılmıştır. Türkiye demokrasinin dışına çekilmeye çalışılırken, getirilmek istenen sistemin kurbanı olmaya, bölüne, bölüne küçülmeye başlamıştır. Bu amaçlı ve kasıtlı davranan yönetimin; getirmek istediği düzenin kendisidir. Bu kasırgadır. Önünde Türkiye vardır. Bunun içindir gezi olayları, bunun içindir ODTÜ direnişi, bunun içindir Somada ‘ki protestolar ve halkın geniş kitlelere yayılarak gösterdiği direniş. Tüm Avrupa ve dünya Devletleri, Türkiye'nin kasırganın önünde ki direnişi izliyor ve destekliyor. Bu Türkiye'nin değil, sistemin utancı ve korkusudur. Tüm emekçilerin, emeklilerin ve milletimizin bayramını kutluyor, daha özgür bir yaşam içinde fikirlerin vatandaşlık ve evrensel değerler ölçeğinde tartışıldığı bir Türkiye dileğimle saygılar sunuyor, küçüklerimi sevgiyle öpüyorum.’’
Tüm Emekliler Başkanı Erdal Demir kamuoyuna seslendi. Kamuoyuna ‘‘Türkiye kendini sorgulamakta cesaretli mi? Becerebiliyor mu?’’ gibi birçok soru yönelten Başkan demir, Türkiye’nin demokrasi dışına çekilmeye çalışılırken, getirilmek istenen sistemin kurbanı olmaya, bölüne, bölüne küçülmeye başladığını söyledi.

Başkan Erdal Demir kamuoyuna şu soruları yöneltti:

‘’Halkların kardeşliği, inançların özgürlüğü adına, ileri demokrasi adına, eylemlerini ve reflekslerini sırtlana biliyor mu?

Sanata ve sanatçısına yol aça biliyor mu? Türkiye özgürlükleri, hukuku, düşüncelerin ifadesini tahsis edip, eğitimde inanca dayalı sistemi reddedebiliyor mu?

Çocukların geleceğini, yaşayanların sosyal güvencesini, yaşlıların huzur ve sıhhatini düşüne biliyor

Sınır komşuları ile dayanışma, güvenirlilik sağlaya biliyor ve dünya medeniyetinin standartlarına ayak uydura biliyor mu?

İnsanının içeride güveni ve huzurunu, dışarıda ulusal güvenirliliğini barış içinde, huzur içinde sağlayıp, güvenlik güçleri ile halkının barışık ortamını yarata biliyor mu?

Sendikalarının, işçilerin sosyal güvencesini sağlayacak örgütsel gücü olmasını sindirip, neoliberalist sistem çarkının dişlisi taşeronluk sistemini reddedebiliyor mu?

Ülkenin geleceğinin teminatı olan öğrencilerinin; fikir fırtınası olmasına, düşünce özgürlüklerinin ve konuşma özgürlüklerinin, ileri demokrasi söylemlerinin gereği yerine getirilmesine olanak sağlanıyor mu?

Emek sermaye ilişkisinde, liberaliz sistemin gereklerini uygularken hatta sömürü düzenini rüşvet ve talan düzeyine kadar taşırken, işçi haklarının ve emeğin karşılığının savunulmasına olanak tanınıyor mu?

Taşeronluk yenidünya düzeninde, neoliberalist yapılanmanın öncülüğünü yaparken, Türkiye'de bu yapılanmaya karşı işçi direnişlerine meydan açılıyor mu?

Eylem ve gösteri özgürlüğü, demokratik haklardan görülüp, tomalardan, gaz bombalarından, plastik mermilerden, sıcak mermilerden ve polis baskı ve zulmünden arındırılıyor mu?

Bayrama giriyoruz. Vicdan ve fikirlerin durulaştığı bir dönemden çıkıyoruz. Soruyorum; hapishanelerde ki adi ve düzeni yıkmaya yönelik suçlar hariç, birçok yok nedenden, kalemlerinden dökülen gerçeklerden ve kumpaslardan yatanların çoluk çocukların hala sevindirmeyi tahliyelerle başara biliyormuş? Fikirlerin özgürce tartışıldığı bir ülkeyi dünyaya suna biliyor mu?

Kavramları ve kurumları demokrasinin gereği, kendi içlerinde ve bünyelerinde özgür ve demokrasinin denetimli demokrasi anlayışı ile işlemesine müsaade ediliyor mu?

Seçilmişlerin demokraside geçerliliği anlayışı; yerel yönetimler de çifte standart yaratmadan, toplumun ayrıştırılması ve ötekileştirilmesi yaratılmadan, benim halkım, benim memleketim, devletim, eşitlilik ilkesi anlayışı demokrasi gereği uygulanıyor mu?’’

Açılımlar, Türkiye'de yaşayan farklı inanç topluluklarının ve azınlıkların birlikte özgür ve evrensel haklara haiz yaşamayı gerektirdiğinden yola çıkılarak başlatıldığını belirten Başkan Demir, ‘’Bugün Kürtler dahil tüm açılımın tarafları bu kandırmacadan ve oyalamacadan rahatsızlar. Halkımızda öyle. Halkımız bu farklılıkların ortadan kaldırılması için, Türkiye'nin kendisini sorgulamasını bekliyor.

Sosyal devlet olmanın temel ilkeleridir sendikacılık ve örgütçülük. Üniversiteler ve onun öğrencileri yaşadıkları ülkenin düşünen ve üreten bilgi mutfağıdır. Kendisini sorgulamaktan aciz bu yönetim, düşüneni ya öldürüyor ya da hapislerde, Silivri kamplarında topluyor. İşine de gelmeyince ben yapmadım, paralel devlet yaptı diyerek, günah keçisi üzerinden aklanıp paklanıyor. Bu yandaşların sömürüsünü, talancılığını ve rüşvetçiliğini örtülemekten başka bir şeye yaramayan mağduriyet politikası, Ülkemizi algı politikalarının diz boyu olduğu, kamuyu yönlendirmenin ve talan etmenin içselleştiği bir hal almış duruma düşürdü’’ şeklinde konuştu.

Emek ve sermaye çelişkisinin, emeğin savunulmasını ve karşılığının alınmasının sebebi olduğu kaydeden Başkan Demir, şunları söyledi:

‘’Buda demokratik ülkelerde örgütsel sınıf anlayışı ile elde edilir. Ülkemin örgütsel sınıfını ve onun direnen gücünü yok eden neoliberalizmin demir kolu olan taşeronluk, sermaye sınıfının ekmeğine bal ve kaymak süre süre hızla yaygınlaşmaya, önüne geçen bir hal almışsa, yarınların işçi sınıfı ve çalışan emekçileri köle olmaktan kurtulamayacaklardır.

Eylem ve gösteri özgürlüğü ülkemizin bir türlü aşamadığı özgürleştiremediği, ölüm kusan, kin ve nefret söylemlerinin tırmandırılarak, toplumu ötekileştiren ve ayrıştıran alanları ve meydanları durumuna getirmiş, bayram ve sevgi seli havasında hak arama, anma ve yaşatma duygusunu yok etmiştir.

Seçilerek iktidar olma hakkı, milletin iradesinin beyanıdır. Bu hakkı kendinden olmayanlara kullandırmamak için her türlü antidemokratik baskı ve uygulamalarıyla yıldırmak isteyen bugünün düzeni ''bizden değilsen faydalanamazsın'' söylemlerini algı politikaları ile halkın birliğini ve dirliğini ayrıştıracak duruma getirmiş, demokratik haklarını kullanarak sonuca ulaşan siyasi parti ve onun yerel yönetimlerini, kendinden olmadığı gerekçesiyle devletin imkânlarından mahrum ederek tecrit etme yollarını meşru kılmıştır.

Türkiye demokrasinin dışına çekilmeye çalışılırken, getirilmek istenen sistemin kurbanı olmaya, bölüne, bölüne küçülmeye başlamıştır. Bu amaçlı ve kasıtlı davranan yönetimin; getirmek istediği düzenin kendisidir. Bu kasırgadır. Önünde Türkiye vardır. Bunun içindir gezi olayları, bunun içindir ODTÜ direnişi, bunun içindir Somada ‘ki protestolar ve halkın geniş kitlelere yayılarak gösterdiği direniş.

Tüm Avrupa ve dünya Devletleri, Türkiye'nin kasırganın önünde ki direnişi izliyor ve destekliyor. Bu Türkiye'nin değil, sistemin utancı ve korkusudur.

Tüm emekçilerin, emeklilerin ve milletimizin bayramını kutluyor, daha özgür bir yaşam içinde fikirlerin vatandaşlık ve evrensel değerler ölçeğinde tartışıldığı bir Türkiye dileğimle saygılar sunuyor, küçüklerimi sevgiyle öpüyorum.’’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.